• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Ekim 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Dil çalıştayı ikinci gününde: Dil yasağına karşı direnmeliyiz

16 Ekim 2025 Perşembe - 14:07
Kategori: Editörün Seçtikleri, Yaşam
Dil çalıştayı ikinci gününde: Dil yasağına karşı direnmeliyiz

‘Kürt dil mücadelesi için strateji ve politikalar çalıştayı’nın ilk oturumunda eğitim, sağlık, göç, ekoloji ile dil ilişkisi tartışıldı

Kürt Dil Kurumları tarafından düzenlenen ve Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) tarafından desteklenen “Kürt dil mücadelesi için strateji ve politikalar çalıştayı” ikinci gününde devam ediyor. Çalıştayda Kürtçenin ekoloji, eğitim, sağlık ve diğer alanlara kullanımı ve buna dair nasıl bir mücadelenin yürütülmesi gerektiği tartışıldı.

Kürtçe ve eğitim ilişkisi üzerinden sunum yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi yöneticisi Lokman Babat, “Biz, Kürtler dilimiz ve kültürümüz için çok büyük bedeller verdik. Kürtlerin köyleri boşaltıldı ve Kürtler asimilasyonla yüz yüze bırakıldılar. Devlet bunu yaparken biz de dilimizi unutarak Türkçeyi hayatımızın tamamına yaydık. Herkesin bu konuda özeleştiri vermesi gerekiyor. Şuan çocuklarımız artık okulda değil, evlerde bile Türkçe konuşuyor. Dil ve eğitimi insanın kişiliğinin oluşmasında temeldir. Bu temel neyin üzerine kurulursa o şekillenir. Dilimiz toplum dili olmalıdır. Tüm kurumlar bu konuda rol oymalıdır” dedi.

‘Sağlıkta tek dil devletin politikası olmamalı’

Sağlık politikalarıyla ilgili sunum yapan Abbas Bingöl, “Dil sadece bilgiyi yaymak için değil, insanın yaşaması için de hayatidir. Kürt dilinin yasaklanması insanın yaşamı kesintiye uğratmaktır. Devlet her alanda Kürtçeye yönelik yasakları devreye alarak özel savaş politikalarıyla toplumu kendi istediği noktaya getiriyor. Bunu sağlık, eğitim başta olmak üzere her alanda yapıyor. Sağlıkta tek dil devletin politikası olmamalı bu durum bir asimilasyon aracı olmaktan çıkarılmalıdır. İnsanlar istedikleri dilde sağlık hizmeti almalı ve bu durum asla devletin bir yasaklama, kısıtlama alanı olmamalıdır. Yine akademik sağlık eğitimlerinin üniversitelerde olması gerekiyor. Sağlık alanında Kürtçe kursların olması gerekiyor. Yine sağlık alanı için bir sözlük ve kaynaklar hazırlanması gerekiyor” diye konuştu.

Ekoloji alanında sunum yapan Wan Eko-Der üyesi Muhyettin Aksin, “Ekoloji, insan yaşamı için olmazsa olmazdır. Ekolojiyi savunmak toplumsallığı ve yaşamı savunmaktır. Kürtler sürekli göç etmek zorunda bırakılmış bir halktır. Halk kendin uzaklaşarak kentlere yerleştiler. Düşman hem bizi göç ettirdi hem de tarihimizi bununla yok etmek istediler. Her Kürt’ün en temel görevi doğasını korumaktır” diye anlattı.

‘Bir halk tank, topla değil dili ve kültürünü kaybetmesiyle yok olur’ 

Oturumun son sunumunu ise göçe ilişkin oldu. Sunumu yapan Amed Göç-Der Yöneticisi Hasan Erzin, Kürt halkının sürekli göçertildiğini belirterek, “Biz nereye göç ettirildiysek oralı olduk. Mısır’a göç ettik Mısırlı olduk, Türkiye’ye göç ettik Türk olduk. Halk göç ettirildikten sonra Kürtler herkes oldu, ama kendisi olamadı. Bu politikalar Kürtlere çok acı bir hayat yaşattı. Bugün bile siyasetçilerimiz başta olmak üzere insanları gözü hala diasporaya gitmek var. Siyaset alanı bunu mutlaka durdurmalıdır. Bir halk tank, topla değil dili ve kültürünü kaybetmesiyle yok olur” şeklinde konuştu.

‘Kürtçe hutbe için yasal adımların atılmasını istiyoruz’

Demokratik İslam Kongresi (DİK) üyesi Lokman Özdemir, “Kürt halkı dili için büyük bedeller verdi. Kürtler dilleriyle varsa o zaman Kürtçe konuşmamız gerekiyor. Bunca bedel Kürtçe özgür olsun diye verildi. Kürtçeyi ölümden kurtarmamız ve canlı tutmamız için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Medreseler Kürtçe için çok önemli bir rol oynadı. Ancak devletin dil yasakları nedeniyle medreseler bir süre sonra rolünü tam olarak oynayamadı. Kürtçe tarih boyunca medreselerin temelini oluşturdu. Burada toplumsal olan her şey öğretilir ve bunun yanında bilim de öğretilirdi. Bu medreseler çok önemli insanlar yetiştirdi. Dilin bugüne gelmesinin en önemli taşıyıcılarından bir de medreseler oldu. Devlet Kürtlerin medrese ilişkisini fark ettiği an kanunlarla bunları kapattı. Bunanla aynı zamanda dile de darba vurulmak istedi. Bizler Kürtçe hutbe için yasal adımların atılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘İnanç alanında da dilin kullanılması yasaklandı’

Amed Kürt Enstitüsü ve Kürt Dil Kadın Meclisi üyesi Nesrin Navdar, “İnsan doğanın bir parçasıdır. İnsan düşünür ve eserler verir. Tanrı insanda kendini bilir, çünkü insan doğanın bir parçasıdır. Bu şekillerin hallerinden biri de insandır. Biz insanın doğanın kemali olduğunu söylüyoruz. Kendini bilir, emeğiyle rızkını kazanır, düşünür, kültür üretir ve diliyle kendini ifade eder. İnanan biri olarak dillerin yaratılışına baktığımızda, Tanrı’nın farklı renklerde, farklı şekillerde insanları ve dillerini yarattığını ve bunun kutsal kitaplarda da beyan edildiğini görüyoruz. Bildiğimiz gibi binlerce peygamber insanlığa gönderilmiş ve onlara kendi dilleriyle kitaplar ve sahifeler indirilmiştir. Ancak bunlardan sadece birkaçı bugünümüze ulaşmıştır. Êzidîlerin Mishefa Reş’i Kürtçe, Tevrat ve İncil İbranice, Kuran-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Binlerce yıldır İslam dini içinde olan ve kendi diliyle inancını yaşamaya çalışan Kürt halkı, ne yazık ki son yüzyılda kendini Müslüman olarak tanıtan bir iktidar tarafından tüm alanlarda olduğu gibi inanç alanında da dillerini kullanmaları yasaklanmıştır” diye konuştu.

‘Kirmançkî hiçbir alanda yer almadı’

Tüm yaşam alanlarında olduğu gibi inanç alanında da Kirmançkînin eksikliğinin ortaya çıktığını söyleyen Nesrin Navdar, “Bilindiği üzere bin yılı aşkın süredir Kürtler kendi medreselerini kurmuşlardır. Bu medreselerde dini eğitimin yanı sıra bilimsel dersler de verilmiştir. Bu dersler mantık, felsefe, astronomi, astroloji, tıp, hukuk, miras hukuku, edebiyat ve dilbilim olmuştur. Ne yazık ki ilkokuldan üniversiteye kadar yer tutan medreselerde hiç Kirmançkî ile ders verilmemiş ve bu da Kirmançkî yazının geri kalmasına ve Zazaca eserlerin 1899’dan itibaren yayımlanmasına sebep olmuştur. İslam dininin tüm eserlerinin Kirmançkiye çevrilmesi gerekmektedir. Kirmançların yaşadığı şehir, ilçe ve köylerde hutbe ve vaazların Kirmançkî ile verilmesi gerekmektedir. İslam yolunda yapılan her türlü ibadet ve uygulamaların Kirmançkî ile yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Ardından konuşan Wan Din Alimleri Derneği Eşbaşkanı Mela Kerem Yılmaz ise, “Kimse insana hak vermez, insan direnerek hakkını alır. Kürt halkı kendini Kürt saymadı ve kendi kendini bitirdi. Devlet birçok politika denedi; ama Kürtleri yok etme konusunda başarılı olamadı. Ama biz kendimiz kendimizi bitirdik. Kürtçe bilmeyen ve evinde Kürtçe konuşmayan insanlar dile ihanet eder. Herkes Kürtçe konusunda elini taşın altına koymalıdır. Dili yasaklamak hiçbir ayette hiçbir inançta geçmez. Dili yasaklamak dini ve ayeti tanımamaktır” diye belirtti.

‘Kirmançkî değer görmüyor’

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) üyesi Sütiye Dapaklı, “Biz dilimizi çok ihmal ediyoruz. Evlerde dilimizi kullanmadığımız için dilimiz yok oluyor. Devletin bize dayattığı zulme karşı bizim de kendimizi savunmamız gerekiyor. Bu yasaklı politikalar karşısında direnmemiz ve her anımızı dilimize geçirmemiz gerekiyor” dedi.

DAD Genel Merkez Yöneticisi İmam Şenol ise “Kirmançkî kitaplar yazılıyor; ama biz anlamıyoruz. Anlamadığımız için de kitaplar orada kalıyor. Biz isteğimiz için asimile olmadık. Bir yandan devlet bizi asimile etti, diğer yandan Kurmançlar bizi bastırdılar. Herkes Kurmançkiyi sevdiğini söylüyor; ama kimse Kurmançkî için bir şey yapmıyor. Devlet şuan bizim haklarımızı kullanmamıza izin verse de elimizde bu hakkı kullanacak bir envanter ve veri yok. Kurmanciye nasıl yaklaşılıyorsa Kurmançkiye de öyle yaklaşılmalıdır” şeklinde konuştu.

Kaynak: MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Hakan Tosun’un failleri ortaya çıkarılsın’

Sonraki Haber

Pakistan’da kamyon uçuruma yuvarlandı: 15 kişi öldü

Sonraki Haber
Pakistan’da kamyon uçuruma yuvarlandı: 15 kişi öldü

Pakistan’da kamyon uçuruma yuvarlandı: 15 kişi öldü

SON HABERLER

Yüzüncü Yıl ve Munzur üniversitesinde Rojin Kabaiş için yürüyüş

Yüzüncü Yıl ve Munzur üniversitesinde Rojin Kabaiş için yürüyüş

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
16 Ekim 2025

KJK: Çömez gibilerin amacı süreci sabote etmek

KJK: Çömez gibilerin amacı süreci sabote etmek

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
16 Ekim 2025

Pakistan’da kamyon uçuruma yuvarlandı: 15 kişi öldü

Pakistan’da kamyon uçuruma yuvarlandı: 15 kişi öldü

Yazar: Bedri Adanır
16 Ekim 2025

Dil çalıştayı ikinci gününde: Dil yasağına karşı direnmeliyiz

Dil çalıştayı ikinci gününde: Dil yasağına karşı direnmeliyiz

Yazar: Heval Elçi
16 Ekim 2025

‘Hakan Tosun’un failleri ortaya çıkarılsın’

‘Hakan Tosun’un failleri ortaya çıkarılsın’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
16 Ekim 2025

Munzur Gözeleri kazandı

Munzur Gözeleri kazandı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
16 Ekim 2025

CPT: İmralı’daki koşullar takip edilmeye devam edilecek

CPT: İmralı’daki koşullar takip edilmeye devam edilecek

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
16 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır