Baskı ve yasak cenderesinde Kürtçe yayınevlerinin çalışmalarının desteklenmesini isteyen yayıncılar ‘Okumayı, yazmayı ve konuşmayı artırmalı, bunu çevremize yaymalıyız. Çocuklarımıza Kürtçe okumalı ve konuşturmalıyız’ dedi
Amed Kitap Fuarına gelen Kürt yayıncılar ve okuyucular, süreçle beraber Kürtçe kitaplara olan ilginin azaldığına dikkat çekerken, anadili yaşatmak için okur sayısının artması gerektiğini vurguladı.
Amed’de geçtiğimiz hafta yapılan TUYAP 9’ncu kitap fuarı Kürtçe kitap ve Kürtçe okumanın yeniden tartışılmasını sağladı. Ekonomik kriz nedeniyle hem kitap satışının hem de kitaplara ilginin az olduğu fuarda eskiye oranla katılım ise oldukça azdı. Hem yayın evlerinin hem de okuyucuların memnun ayrılmadığı fuarda, Kürtçe ve Kurmanckî kitaplara ilgi ise azdı. Kürtçe kitap okuyucularının var olduğunu ancak sayısının artmadığına dikkat çeken yayıncılar, ana dili sahiplenme çağrısında bulunarak “Okuyun, konuşun ve yazın” sözlerini kullandı.
Kurmanckî yayın yapan Vate dergisi yazarı Ömer Barasi, Kürtçe kitaplara ilginin az olmasının ciddi sorun oluşturduğunu belirterek, “Üzülerek söylüyorum ki insanlarımız Kürtçe kitaplara fazla ilgi göstermiyor. Bu durum Kürt yayıncılığının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. İnsanlarımız diline sahip çıkmalı çünkü yazarlar ve yayıncılar kitaplar üzerinde emek veriyor, zamanlarını harcıyor. Bu nedenle halkımız kitaplara ilgi göstermeli ki Kürt yayıncılığı ilerleyebilsin” dedi. Barasi, aynı zamanda kurumların da Kürt yayınevlerine destek vermesi gerektiğini vurgulayarak, “İnsanlarımız gelsin, yayınevlerine sahip çıksın, destek versin. Kurumlarımız da yayınevlerimize destek olmalı ki Kürtçe yayıncılığın önü açılabilsin” ifadelerini kullandı.
Pirtukakurdi ve Dara Yayınları Genel Koordinatörü Bawer Berşev ise, “Kürtçe’nin statüsü için çalışmamız ve mücadele etmemiz gerekiyor. Yaklaşık 25 yıldır bu işi yapıyorum. Kürtçe okurlar var ama bu sayı ne artıyor ne de azalıyor. Çözüm süreci döneminde herkesin kitaplara ilgisi artmıştı. Bu ilgi yeniden canlanmalı. Öncelikle Kürtçe resmi eğitim dili olmalı ve resmi statüsüne erişmeli. Herkes elinden geleni yapmalı. Sadece belli insanların kitap alması yeterli değil. Okumayı, yazmayı ve konuşmayı artırmalı, bunu çevremize yaymalıyız. Çocuklarımıza Kürtçe okumalı ve konuşturmalıyız” dedi.
18 yaşındaki okur Zin Jinda ise Kürtçe kitapları takip ettiğini ve ana dilini yaşatmak için çaba gösterdiğini belirtti. Zin Jinda, “Kürtçe kitaplar maalesef Türkçe kitaplar kadar okunmuyor. İnsanlar ana dile sahip çıkma çağrısı yapıyor ama ne kitap alıyor ne de çocuklarıyla Kürtçe konuşuyor. Ben her yıl Kürtçe kitaplar alıyor ve okuyorum. Çocuk kitabı almaya geldim; yeğenime okuyarak onun da ana diline sahip çıkması için çabalayacağım. İlk olarak ana diline sahip çıkan ve bunu geliştiren insanlar yaşamlarında daha başarılı olur. Kendini geliştirmek için önce ana dilini öğrenmek ve okumak gerekir. Bu bilinçle asimilasyon politikalarını da boşa çıkarabiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Kürt yayıncılığı Nefes almak ve direnmek arasında’
Vesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni İsmail Aktaş da şunları söyledi:
“Hiç şüphesiz, kitap fuarları dünyanın her yerinde okurla yazarın, yayıncıyla okurun buluştuğu ortak alanlardır. Bu buluşmalar yalnızca kitapların sergilendiği ticari etkinlikler değil, aynı zamanda kültürel etkileşimin, düşünsel paylaşımın ve yeni fikirlerin doğduğu mekânlardır. Ancak biz Kürt yayıncıları için kitap fuarlarının anlamı bundan çok daha derindir. Bu alanlar, hem nefes alabildiğimiz hem de özgün okurlarımızla yüz yüze gelebildiğimiz, kısıtlamalarla örülü bir alanda varlığımızı görünür kılabildiğimiz nadir mekânlardır.
Kürt yayıncılığı, genel yayıncılık sektörünün yaşadığı ekonomik ve yapısal zorlukları katbekat ağır bir biçimde yaşıyor. Bunun temel sebeplerinden biri, Kürtçe’nin resmî bir statüye sahip olmaması ve bu statüsüzlüğün kurumsal zayıflığa yol açmasıdır. Kürtçe dilinde üretim yapan yayınevleri, hem maddi destekten yoksun hem de çoğu zaman hukuki ve idari engellerle karşı karşıya kalıyor. Devlet desteğinin bulunmaması bir yana, kimi zaman bu desteğin yerini açık ya da dolaylı engellemeler alıyor. Bütün bu zorluklara rağmen, Kürt yayıncıları her fuarda kendi dilinin, kültürünün ve düşünsel mirasının onurunu taşımaya devam ediyor. Stantlarımız, yalnızca kitapların değil, bir halkın hafızasının, direncinin ve kültürel sürekliliğinin taşıyıcısı hâline geliyor. Kürt okurların fuarlardaki ilgisi ise, bu çabanın karşılıksız kalmadığını gösteriyor; çünkü her yeni okur, dilin yaşamasına atılmış bir imzadır.
Bugün Kürtçe kitap basmak, yalnızca bir kültürel üretim değil, aynı zamanda politik bir tutum, varoluşsal bir duruş anlamına geliyor. Her basılan kitap, sessizliğe karşı bir söz, unutuşa karşı bir bellek çağrısıdır. Kitap fuarları da bu belleğin kamusal alanda yeniden can bulduğu, Kürtçe’nin hem yazı hem düşünce dili olarak yaşadığını gösteren en somut sahnelerdir.
Tüm engellere, ekonomik sıkıntılara ve görünmez bariyerlere rağmen Kürt yayıncılığı var olmaya devam ediyor. Çünkü biz biliyoruz ki; bir halkın geleceği, kendi dilinde yazdığı kitapların sayfalarında filizlenir. Ve bizler, her kitap fuarında, o geleceği birlikte kurmaya bir adım daha yaklaşıyoruz. Tüm yurttaşlarımızı Bursa Osmangazi Kitap Fuarında bulunan Vesta Yayınları ve Öteki Yayınları Standımıza bekliyoruz.”
AMED









