Toplumda artan şiddet, nefret söylemi ve çatışma ortamının birlikte yaşamı imkansız kıldığına dikkati çeken şair Şükrü Erbaş, ‘Bütün ülke böyle bir cehennem çukurunda yaşayamaz’ dedi
Kürt kentlerine atanan kayyumlar, ekonomik ve siyasal kriz ortamı, yaşanan toplu intiharlar ve kadına yönelik toplumsal şiddet artarak sürüyor. Toplumdaki yabancılaşma ve kargaşa haline dikkat çeken şair Şükrü Erbaş, iktidarın şiddet öğesinin diri tutarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan’a konuşan şair Erbaş, siyasal şiddetin son dönemlerde tırmandığını ve büyük sorunlara yol açtığına işaret ediyor.
‘Çok yönlü şiddet’
Erkek egemen anlayışın her alanda çok yönlü şiddetinin olduğunu vurgulayan Erbaş, “Son zamanlarda birden bire intiharlar arttı. Atanamayan öğretmenlerin intiharı, umutsuzluktan ve çaresizlikten yaşanan topluca intiharlar sürekli gündemde. Bir diğer mesele ise toplumun özü, varoluşu halini alan kadına yönelik şiddet. Kadına şiddet, siyasi iktidarın doğrudan veya dolaylı bir biçimde kadını aşağılamasının da etkisiyle bir reflekse dönüştü. Siyasi varoluşları buna bağlı hale gelmiş durumda. Toplulukları aşağılayarak, hakaret ederek ve onları şiddet sarmalında bunaltarak üzerinde yükseldikleri bu şiddeti daha fazla sürdüremezler. Tarihin ve dünyanın hiçbir döneminde de sürmemiştir. Çöküşleri hiç beklemediğimiz bir hızla, hiç beklemediğimiz bir zamanda olur” diye belirtti.
‘Cehennem çukuru’
“İçinde yaşadığımız koşullar nedeniyle değerlerimizi gövdemize hapsederek geri çekiliyoruz. Şöyle bir çekilme; emeğimize, sevdiğimize, gelecek tasavvurumuza ve içinde yaşadığımız gerçekliğe karşı bizi ayakta tutacak direncimize yabancılaşıyoruz. Bütün ülke böyle bir cehennem çukurunda yaşayamaz. Bunun dışına çıkmamız gerekiyor” diyen Erbaş, yaşanan toplumsal yabancılaşmanın birçok formda ele alınması gerektiğini, ekonomik, kültürel ve hukuki kaygıların yabancılaşma gerçeğini daha da tetiklediğini ifade etti.
ANTALYA