• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
2 Kasım 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Direniş bir kez daha kazandı-Gültan Kışanak

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sesini duyurabilmek için yaşamını ortaya koymak dışında hiçbir seçeneği kalamadığı bir ülkede yaşıyor olmanın sızısı yürekleri kavururken; eriyen bedenlerle beslenen umut, günbegün büyüdü. Hakikat bir kez daha onu perdelemek, tecrit altında tutmak yokmuş gibi davranmak isteyen tüm hesapları boşa çıkartarak, kutup yıldızı misali, yolunu bulmak isteyenlere rehber oldu. Umarım kimse bu gelişmeyi seçim hesaplarına ve yanlışlığı defalarca kanıtlanmış Suriye politikasına malzeme yapma düşkünlüğü göstermez.

Sekiz yıl aradan sonra İmralı’da avukat görüşü yapılabildiyse, bunun açlık grevlerinin somut bir kazanımı olduğu gün gibi ortada. Yasal bir hakkın kullanılması için binlerce insanın ölümü göze almak zorunda kalması da bu ülkenin garabeti olarak bir kez daha tarihe geçti.

Binlerce tutsağın açlık grevi eylemine katıldığı bu süreçte benim de kaldığım Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 8 kadın yoldaşımız bu tarihsel süreçte öncülük yaptı. Uzun uzun siyasi değerlendirme yapmak yerine, açlık grevi yapan arkadaşlarımızın, daha eylem devam ederken yaptıkları değerlendirmeleri paylaşmanın daha anlamlı olacağını düşündüm.

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in “Özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürütenler açısından direnmek bir yaşam biçimidir” sözü, bu sürecin özünü ifade ediyordu. Hesapsız kitapsız, amasız fakatsız, her koşulda direnişi tercih eden, tereddüt etmeden yoluna devam eden Sebahat’in selamı da üzerimde kalmasın. “Demokratik ve barışçıl bir yaşamı örmek için direnişe katılan, omuz veren herkese selam olsun” diyen Sebahat’in “Direniş sadece itiraz etmek değil, yeni yaşamı örmektir” sözünü de bir kenara not etmek gerekir.

Eylemdeki genç arkadaşlarımızın duygu yoğunluğu direniş boyunca tüm alana coşku ve moral kattı. Yer yer ayak uydurmakta zorlansak da gençlerin enerjisinden, umut dolu gözlerinden hep güç aldık. Aynı odada kalan Hacire Tanırgan ve Rezan Gözen’in ortak duygu ve düşüncesini ifade eden şu sözler tarihe not olarak düştü: “Bu eylemde iyi, güzel ve doğru olanı paylaşmak için yola çıktık. Bizler Kürt halkının evlatları olarak güneşsiz bir ülkeyi değil, güneşle aydınlanan ülkelerin ütopyalarını heybelerimizde taşırız. Bu hakikat yolunda güneş yaşam gerçekliğidir.”

Açlık grevi eylemine katılan bir diğer genç arkadaşımız da Leyla Kazak’tı. İçinde kopan fırtınaları direnişin gücüyle dindiren Leyla’nın her cümlesi, genç kuşağın devraldığı direniş mirasına vurgu yapıyordu. “Bir kadın olarak, bu kutsal direnişin bir parçası olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum” diyen Leyla’nın coşkusu ve heyecanı hiç dinmedi.

Bu süreçte yaşamlarını feda eden 8 tutsağın hayallerinin mutlaka gerçekleşeceğine dair inanç ise herkesin yaşadığı ortak duygunun en güçlü vurgusuydu. Bunun altını çizmezsem, hakikat eksik kalır.

Aynı odayı paylaştığım Laleş Çeliker ise direniş dolu yaşamına 23 yıllık tutsaklığı sığdırmış, ruhu hep genç kalan, kocaman yürekli bir kadın. Sohbetlerinde hep “Toplum vicdanı, etik ve ahlaki tutum” ön palana çıkıyordu. Toplumda sessizliğin tehlikelerine işaret eden Laleş, bu kadar büyük acılar yaşanırken, sessiz kalmanın, toplumu ahlaki çürümeye götüreceğini vurguluyordu. Anneler yerlerde sürüklenirken, sessiz kalmak ile onaylamak arasındaki ince çizginin ortadan kalktığını belirten Laleş’in şu cümleleri toplumsal vicdana ve ahlaka işaret ediyordu: “İmralı tecridinin kırılması, sessiz kalmayanların başarısı oldu. Verilen mesajlar geleceği inşa etmenin onurlu yolunu gösterdi. Mesajlardaki akli, fiziki, ruhi sağlık tüm toplum için elzemdir. Ve bunun yolu sessiz kalmamaktan geçiyor.”

Açlık grevine ilk grupta giren Necla Atak, gözlerimizin önünde erirken, hücre duvarlarını aşan enerjisiyle bizlerin moral kaynağı oldu. İki yıldan beri tecritte tutulan Seher Orçu’yu göremedik ama umudunu ve heyecanını hep yüreğimizde hissettik. Selma Irmak ise sağlık sorunlarına rağmen eylemin dördüncü ayında bile esprileriyle harmanladığı kazanma umudunu hiç eksik etmedi. Biz refakatçilerin payına da yoldaş sıcaklığıyla umutları beslemek, sevgimizle emeğimizle arkadaşlarımızın direniş ruhuna katık olmak düştü.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Muhalefet yol ayrımında

İlk adım Öcalan’a özgürlük

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Selahattin Demirtaş’ın T24’de yayınlanan yazısı, Kürt-Türk kardeşliğinin Komisyondan yapılacak kanun tekliflerinden önce, iki halkın “duygularında” meydana gelecek pozitif değişikliğine bağlı...

‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

“Kürt sorunu”nun çözümü amacıyla geliştirilen barış ve demokratik toplum süreci kapsamında, haftaya damgasını vuran, önemli bir gelişme yaşandı. Kürt özgürlük...

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Cumhuriyet: ‘Ana’ ve ‘Yavru’

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Cumhuriyet 102, Kuzey Kıbrıs’ın ‘kurtuluşu’ da 51 yaşında. 1974 işgali sonrası ‘anavatan’ güdümünde kurulan idareye, 12 Eylül cuntası döneminde KKTC...

Taşa oyulmuş bir acı

Taşa oyulmuş bir acı

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Katliamdan sağ kurtulan tek yetişkin oydu. Kucağında oğlunun ölüsüyle ateşlerin ortasından çıkarken, yüzündeki acı sonradan bir heykele dönüştü. Bugün hâlâ...

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Barış neden toplumsallaş(a)mıyor?

Yazar: Heval Elçi
1 Kasım 2025

Toplumun çoğunluğunun gözünde itibarını kaybetmiş, sözüne güvenilmeyen, yolsuzluk ve ülke kaynaklarını iç ve dış sermayeye koşulsuz açan, rakiplerine karşı hukuksuz...

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

Demokrasi, barış ve bütçe mevsimi

Yazar: Aziz Oruç
1 Kasım 2025

Hükümetin, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununu Teklifi’ni TBMM’ye sunmasıyla bütçe mevsimi başlamış oldu. Her yıl Ekim ayının ortalarında bir...

Sonraki Haber

Çay demini alamıyor-Abdullah Aysu

SON HABERLER

Muhalefet yol ayrımında

İlk adım Öcalan’a özgürlük

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

‘Kürt sorunu, demokrasi ve barış’

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Cumhuriyet: ‘Ana’ ve ‘Yavru’

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Muhteşem Koma Amed konseri kesmedi, barış da istiyoruz

Muhteşem Koma Amed konseri kesmedi, barış da istiyoruz

Yazar: Aziz Oruç
2 Kasım 2025

Taşa oyulmuş bir acı

Taşa oyulmuş bir acı

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

Mine Karaca: Güven ve saygı içerisinde yaşamak istiyoruz

Mine Karaca: Güven ve saygı içerisinde yaşamak istiyoruz

Yazar: Heval Elçi
2 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır