Yusuf Gürsucu/Çanakkale
AKP iktidarı, doğa yağması üzerinden sermayeye alan açarken, Kazdağları’nda ağaç katliamı halkı ayağa kaldırdı. Doğa yağmasına karşı mücadelenin ise büyüyerek devam edeceği, Balaban’da süren direnişten anlaşılıyor
Çanakkale Kirazlı Balaban Tepe’de 195 bin ağacın katledildiği altın madenine karşı 20 gündür süren direnişle ilgili Direniş Komitesi üyesi Filiz Ceylan’la yaşanan gelişmeler, şimdiki durum ve ileriye dönük hedeflerin neler olduğunu konuştuk. Filiz Ceylan, direnişi olduğu gibi bizlerle paylaştı. Bu nedenle kendisine ve direnişi sürdüren diğer komite üyeleri ile alanda çadır kurarak yaşamı savunmak için büyük fedakarlıklar gösteren örgütlenmelerle bireylere çok teşekkür ediyoruz.
* Bölgede uzun süredir altın madenlerine ve termik santrallere karşı bir mücadele geleneği var. Bu gelenek Kirazlı altın madeni süreciyle birlikte başka bir ivme kazandı. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Var olan termik santrallerdeki ve metalik madencilikteki artış beraberinde Lapseki Şahinli’deki altın maden ve işletmesinin peşinden Kirazlı’nın altın işletmesinin açılması ve diğer projelerin hız kazanma ihtimaline ek olarak Türkiye’de genişleyen ekolojik yıkım ve yağma bu süreci hızlandıran en önemli etkenlerdir.
* Maden sahasında yüzbinlerce ağacın kesilmiş olmasına karşın iktidarın yetkililerinin ‘13 bin ağaç kesildi’ söylemleri neyi gösteriyor?
Amaçları ortaya serilen sorumluluğu üstlerinden atmak istemeleridir. Alamos Gold şirketinin ağaçların kesimi için 5 milyon dolar para ödedik açıklaması yalanlarını ortaya sererken kesilen ağaç miktarını anlamak için maden sahasına bakmak zaten yeterliydi. Sonuç olarak yalan söyleyerek kendi takipçilerinin gözünde aklanmaktı, ancak onu da başaramadılar.
* Görebildiğim kadarıyla Balaban’da direniş, inisiyatifi diğer bölgelerden gelen örgütlü ya da örgütsüz yapılara terk ediyor gibi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz, yani bu durum bir yandan iyi bir gelişme iken, Kent Konseyi’nin direnişçilerle sorunu ele almadan Balaban’dan çekiliyoruz açıklaması yapmış olması bir talihsizlik mi?
Kesinlikle. Özellikle sosyal medya ve iktidar yanlısı basın kuruluşlarının yazdığı gibi bir inisiyatif kaybı veya devri söz konusu değil. Kent Konseyi Çevre Meclisi ile Su ve Vicdan Nöbeti’nde komite içerisinde bulunan örgütlenmeler ve bireylerle birlikte süreci örüyor. Nöbet noktasının pozisyonu ve fiziki durumu ve beraberinde taşıdığı tüm risklerden dolayı yeni çadır kurmaktan çok burayı muhafaza ederek yeni rotayı ikinci aşamaya taşımak hedefleniyor.
* Toplumsal olarak çok önemli bir duyarlılık ortaya çıktı. Hemen her bölgede maden karşıtı mücadeleler Kazdağı direnişinden beslenmeye ve mücadelelerini derinleştirmeye başladılar. Bu bağlamda burada süren direnişin gerilemesi diğer bölgelerde büyümeye başlayan mücadeleleri nasıl etkiler?
Buradaki mücadele asla gerilemez aksine daha da büyür. Balaban’daki eylem Türkiye coğrafyasının her yerinden ve hemen her kesimden destek bulmaktadır. Ortaya çıkan tartışmalar ise halkın buradaki mücadelenin aynı zamanda anti-kapitalist ve anti-emperyalist bir mücadele olduğunu anlamısını sağlamıştır. Bu bağlamda diğer mücadeleleri olumlu etkilediği ve etkileyeceği muhakkaktır.
* İktidar 1102 maden sahası daha ihaleye çıkardı. Ve bu ihaleler içinde yine Kazdağları ekosistemi içinde yer alan Ayvacık, Bayramiç, Havran gibi alanlarda yeni madenlerin de ortaya çıkması, bölgede yeni bir direniş koordinasyonunu gerekli kılıyor mu?
Geçmişte belediyeler inisiyatifinde kurulan koordinasyonlar iyi bir sınav verememişti. Belediyelerin desteği mücadeleyi tek başına belirlememektedir. Yeterli düzeyde olmamakla birlikte yerel örgütlenmeler ve yurttaşlar Kazdağı ve yöresi için bir araya gelmektedir. Dayanışmaya katılanların sayıları ise, her geçen gün artmakta olan madenciliğe karşı mücadelenin bundan böyle daha etkili bir biçimde süreceğini göstermektedir.
* Sürekli burada nöbettesiniz ve belediyenin bu direnişe birçok katkı verdiği izleniyor. Hafta sonu yapılacak olan Fazıl Say konseriyle birlikte yoğun bir kalabalık oluşacağa benziyor. Onbinlerce insanın katıldığı maden eylemi sonrası direnişi bitiriyoruz türünden bir karar belediyeden gelebilir mi?
* Fazıl Say Konseri sonrası böyle bir açıklama beklenmiyor. Sadece bugünlerde direnişe katılan grup ve kişilerle yapılan görüşmelerde söylendiği gibi daha fazla alana ve daha fazla çadıra koşulların el vermediği vurgulanabilir. Buradaki amaç ise direnişin hedeflediği noktaların ve kazanımların zarar görmeden sürmesini sağlamak olacaktır.
* Son olarak gelecek günlere dair öngörüleriniz nelerdir?
En önemli öngörümüz, direnişin yaygın etkisi ile birlikte başarılı bir şekilde sürecek olmasıdır. İkinci öngörümüz ise direniş alanında çadırlı kamp yapmaya getirilen sınırlandırmaların Balaban’a verilen desteği azaltmayacak olmasıdır. Eylemin acilen kent merkezine kaydırılması ve Türkiye’nin diğer merkezlerinde de destek eylemlerinin başlayacak olması öngörülmektedir.