TMMOB tarafından düzenlenen 12. Enerji Sempozyumu “Enerji Ekoloji ve Toplumsal Barış” Diyarbakır’da başladı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından düzenlenen 12. Enerji Sempozyumu Diyarbakır’da başladı. “Enerji Ekoloji ve Toplumsal Barış” temasıyla Sur ilçesinde bulunan bir otelde başlayan sempozyuma, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları Hülya Alökmen Uyanık ve Zeyat Ceylan, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu temsilcileri ve çok sayıda akademisyen katıldı.
Açılış konuşması yapan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arif Nacaroğlu, enerjiyi siyasetten ayrı bir şekilde ele alamayacaklarını belirterek, “Enerjinin tartışıldığı yerde ne yazık ki siyaseti de tartışmak zorunda kalacağız. Kirli siyaseti, hatta kanlı siyaseti tartışacağız. Dünya servetinin yarıdan fazlasını elinde tutan 40 aileye kafa tutulurken, Türkiye servetinin yarısından fazlasını elinde tutan 5-10 aileye sesimizi çıkarmaya çalışacağız. Enerji silahıyla rehin alınmışlık siyasetini tartışacağız. Rusya’yı, ABD’yi, nükleer enerjiyi, Doğu Akdeniz’deki paylaşım kavgasını, yenilenebilir enerjiyi tartışacağız. Enerji politikalarındaki yandaşlığı, doğa katliamını, tarihin, kültürün ve kadim kentlerin yok edilişini tartışacağız” dedi.
EMO Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Orak, iki yılda bir yapılan enerji sempozyumunun bir yıllık hazırlık sürecinin sonucu olduğunu ifade ederek , “Dünyanın neresinde olursa olsun orada enerji varsa siyaset de vardır. Şu anda dünyanın en önemli varlığı ve sömürü düzenin tek aktörü enerji ve kaynaklarıdır” diye belirtti.
Kayyumlara tepki
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılması planlanan sempozyumun kayyum atanmasından dolayı bir otelde gerçekleştirdiklerini dile getiren Orak, “AKP-MHP bloğu bize şu mesaj vermekte; siz ya bizim seçtiğimizi seçeceksiniz, yoksa kayyum atarız. İşte bizler böyle zorba, demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten nasibini almamış zihniyetler tarafından hedef alınıyoruz. Her türlü baskı, işkence, şiddet, yıldırma ve tutuklama tehditleri ile bizleri korkutmaya ve sindirmeye çalışıyorlar. Fakat asla korkmayacağız. Bu ülke bizim, bu ülkenin demokratikleşmesi için tüm gücümüzle direneceğiz” diye konuştu.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anarak konuşmasına başladı.
Hükümetin politikalarını eleştiren Koramaz, “Tek adam rejiminin özü, halk egemenliğinin ilkesinin ortadan kaldırılması, halk ile yönetenler arasında bağın koparılmasıdır. Tek adam rejiminin bir üst aşaması yerel yönetimlerin de tümüyle valiliklere ve merkezi idareye bağlanmasıdır. Bölgeye egemen olan bu kayyum rejimini püskürtemezsek, yarın tüm ülkede benzeri süreçleri yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
Enerji kamusal bir haktır
Enerjinin ekonomik, toplumsam ve uluslararası gelişmelere yön verdiğini söyleyen Koramaz, “Günümüz dünyasında enerji, insan yaşamının zorunlu ve temel bir gereksinimi haline gelmiştir. Daha fazla kar uğruna sadece insan emeğini değil, doğal kaynaklarımızı da insafsızca sömüren küresel kapitalizm, bütün dünyayı büyük bir çöküşe doğru sürüklüyor. Kıtlık, enerji krizi, çevre felaketleri, göç ve savaş gibi küresel çaplı felaketlerin önüne geçmenin yegâne yolu, rant hırsının yerine kamusal çıkarı, kontrolsüz bir tüketim anlayışı yerine sürdürülebilir politikaları öne çıkarmaktır” şeklinde konuştu.
HDP İl Eşbaşkanı Zeyat Ceylan, emperyal ve alt emperyal politikaları boşa çıkaracak inançlarının olduğunu, bu konuda mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.
Barış Akademisyeni Prof. Dr. İrfan Açıkgöz da Diyarbakır’da halen bir bilim merkezinin olmadığını, kentte kurulacak bir bilim merkezinin enerji ve çevre konularında faydalı projeleri hayata geçirebileceğine değindi.
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun ise bölge kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşananlara dikkati çekerek, “Dört parça Kürdistan’a dayatılan sömürgeciliktir. Konuya böyle bakmak lazım. Buradan bakmadığınızda sürecin doğru okuyamayız” dedi.
Sempozyum, düzenlenecek oturumlarla 7 Aralık’a kadar devam edecek.
