Diyarbakır Sur’da el emeği ürünleri satan kadınlar ile Konya’da ekmek yapıp satan kadınlar ekonomik kriz nedeniyle büyük zorluk yaşıyor. Kadınlar, ‘Hiçbir zaman bu yıl olduğu kadar zorlanmadık’ dedi
Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesine bağlı Hz. Süleyman Türbesi neredeyse her gün ziyaretçilerin akınına uğruyor. Türbenin girişinde ziyaretçileri karşılayan ise açtıkları tezgahlarda çeşitli ürünler satan kadınlar. Aralarında 20 yıldır burada çalışan da var. Türbenin girişinde bulunan 3 kadın girer girmez göze çarpıyor. İsimlerini vermeden yaşadıkları sorunları anlatmak istiyorlar. Kadınlardan biri 20 yıldır, biri 3 yıl, biri de 1 yıldır çalışıyor. Birçok zorluk yaşadıklarını fakat bu yılki ekonomik kriz kadar kendilerini etkilemediğine dikkat çekerek, “Şu an var olan ekonomik kriz bizi çok zorluyor. Daha önce satışlarımız çok iyi olmamasına rağmen bize yetiyordu. Fakat özellikle son 1 yıldır satışlarımız neredeyse durmuş durumda” dedi.
Sur’dan zoraki taşınma 20 yıldır türbenin girişinde el oyası işleri satan kadın, “Sur’da oturuyordum fakat sokağa çıkma yasakları nedeniyle taşınmak zorunda kaldık. Şimdi başka semtte oturuyorum. El işlemeli tülbent, havlu, patik, renkli başörtüleri ve daha birçok şey satıyorum. Öncesinde az da olsa idare ediyorduk ama şimdi kriz var, gün içinde satış yapmadığım da oluyor. Eşim emekli maaşı alıyor onu da biliyorsunuz ne kadardır. 7 çocuğum var onlar da iş arıyor, bulamıyor. Emekli maaşı ve buradan kazandığım birkaç kuruş ile 9 boğaz nasıl doyacak?” diye sordu
‘Böyle nereye kadar?’
Aynı ürünleri 3 yıldır satan diğer kadın da, “Uzun süredir Sur’da oturuyorum ama arkadaşım gibi uzun yıllardır çalışmıyorum. İş yok, çocuklarım ve eşim çalışacak iş bulamıyor, ben de burada birkaç parça eşya satarak evi geçindirmeye çalışıyorum. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum” dedi
3 çocuklu yalnız anne
1 yıldır burada çalışan kadın da, ekonomik kriz nedeniyle bir hayli zor durumda olduğunu söyledi. Üç çocuklu ve yalnız anne olduğunu dile getiren kadın, “Burada son 1 yıldır çalışıyorum. Ben de el işi oyalar, patikler, örtüler ve havlular satıyorum. Elden ne gelirse onunla geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Bazen hiç kazancımın olmadığı günler dahi oluyor” diye anlattı.
Ot toplayıp satıyor
Diyarbakır’ın Dicle ilçesinden topladığı şifalı otları yıllardır getirip sattığını kaydeden bir başka kadın ise, Meryemxort (sarı kantaron), çaya gîravê (ada çayı), kızwan (menengiç), tewi (dıgdıgan), kuru nane, kuru reyhan, kuru kekik ve daha birçok şifalı ot satıyor. O da şöyle anlatıyor durumunu, “Eskiden hastane yoktu bu bitkiler vardı ve ilaç niyetine kullanılıyordu. Regl sancısından tutunda kalp damar rahatsızlığına, solunum yolu enfeksiyonlarına, göz rahatsızlığı ve daha birçok hastalığa şifa veren otlardır. Kendim toplayıp kurutup satıyorum. Evi ben geçindiriyorum diyebilirim. Satışlarımın yarısından fazlası düştü. İnsanlar, ‘otlardan geçim mi olur’ diyebilir ama bazen bizim için 1 TL’nin bile değeri oluyor özellikle krizin etkili olduğu bu zamanlarda.”
Yufka satışında da çok düşüş var
Konya’nın Cihanbeyli İlçesi’nde sofraların vazgeçilmezi yufka ekmek neredeyse her öğün tüketiliyor. Günde 200 ekmek açan Gülendam Sarı (60) ve Fatma Sevim (55) yaz sıcağına rağmen, komşularının getirdiği karton ve odunlarla yaktıkları saçlı sobanın üzerinde yufka ekmek pişiriyorlar. 3 yıl boyunca işçi olarak çalıştığı yufkacı dükkanını şimdilerde kendisi işleten Fatma Sevim, işini severek yaptığını ancak sıcakların başlamasıyla birlikte işlerinin de zorlaştığını söylüyor. 3 kadınla birlikte Cihanbeylilere ekmek pişirdiklerini aktaran Sevim, “İşler çok iyi değil. Günde 10 paket, bazen 20, bazen de hiç gitmiyor. Bir pakette 8 ekmek var. Yaz kış çalışıyoruz” diye belirtti.
‘11 saat çalışıyorum’
18 yıldır yufka ekmek açtığını anlatan Gülendam Sarı da, 60 yaşında sıcak sacın önünde ekmek pişirmenin zorluğundan yakındı. Bu yaşta evine ekmek götürebilmek için çalıştığını söyleyen Sarı, şöyle devam etti: “Ailede 6 kişiyiz. Çocuklar okumuyor, iş yok çalışamıyorlar da. Ben çalışıyorum, evi ben geçindiriyorum. Günde 11 saat çalışıyorum. Ekonomik kriz sebebiyle bu sıcakta gelip bu küçücük yerde çalışıyorum.”
DİYARBAKIR