‘Binbir Çiçek Binbir Kuş. Binbir Fikir, Binbir Düş.’
Kazdağları Ekofest 2025’i düzenleyen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yönetim kurulu başkanı Süheyla Doğan gazetemize Ekofest’in dünü bugün ve yarının değerlendirdi
Abdullah Aysu
Kentleşme ve teknik ilerledikçe mal ve hizmet talebi arttı. Talebi karşılamak için bu kez yeryüzü varlıklarının yanı sıra yeraltındaki maden rezervlerinin araştırılması, bulunması, çıkarılmasına girişildi. Madenlerin ortaya çıkarılması sürecinde kullanılan sular kıtlığa, sonrasında ortaya çıkan gazlar, çöpler doğanın kirliliğine kirlilik kattı.
Madenlerin yanı sıra enerji amaçlı (bahaneli) termik santraller, kaya gazı, hidroelektrik santraller, tekstil sektörü ve diğer sermaye birikim alanları insanları ve doğadaki diğer canlıları suya hasret bıraktı.
Güneş tarlaları ve rüzgâr enerji santralleri bir yandan gıda ile rekabete girerken diğer yandan ekolojiyi tarumar etmeye başladı.
Sermayenin yeni birikim alanı gördüğü kırsal alana bu olumsuz yönelim, büyüme ve kalkınma adı altında gerekçelendirilerek, süslendi. Ekonomik gereklilik diye yaldızlanarak sunuldu.
Hükümetlerin ekonomik gereklilik, büyüme ve gelişme diye anlattıkları gerçekte şirketlerin kasasını doldurmaktan başka bir şey değil aslında. Ülkelerin bu tür çabalarla gelişeceği de doğru değildir. Çünkü yerüstünde elde edilen gelir yer altında elde edilenden daha fazla ve zararsızdır.
Tarımda başlayan endüstriyel (kimyasallı) tarım da fosil yakıtlar gibi küreyi ısıttı. Yanı sıra suyu ve toprağı kullanılamaz kıldı. İnsanlar ve hayvanlar için sağlık sorunları oluşturdu.
Kırlarda köylülerin kimyasallı tarım uygulamaları, şirketlerin maden çıkarma, enerji elde etme ile şehirlerde fabrikalar doğa tahribatını her geçen gün besledi büyüttü(!)
Bütün bu olup bitenlerden sonra öncelikle doğanın ve sonra da doğada canlıların yaşayabilmesi neredeyse bir kumara dönüştü.
Bütün olup bitenlerden sonra, “Doğa haykırıyor: Yarın Geç!” diyor. Haykıran doğanın sesinin yanına yaşam savunucuları ile birlikte Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği de düzenlediği ekofest ile sesini katıyor.
Kazdağları Ekofest 2025’e konuk olarak katıldım. Bu saygıdeğer çalışmayı yerinde ve yakından gördüm, izledim. Umudum tazelendi. Bundan sonrasını Kazdağları Ekofest 2025’i düzenleyen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yönetim kurulu başkanı Süheyla Doğan’a sözü bırakıyorum. Buyurun ekofestin dünü, bugünü ve yarını…
- Sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Süheyla Doğan. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yönetim kurulu başkanıyım. Aynı zamanda Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu ve “Toprağımızı Vermiyoruz” kampanyası koordinasyon kurulu üyesiyim. Yirmi üç yıldır Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Nusratlı köyünde yaşıyorum. Emekli inşaat mühendisiyim.
- İlk Ekofest’i ne zaman gerçekleştirdiniz, sizleri Ekofest’i düzenlemeye iten-çeken duygu, düşünce veya gerekliliği değerlendirir misiniz?
İlk Ekofesti 2014 yılında, Narlı köyü üstünde Mıhlı Çayı kenarında, Darıdere-Fidanlık Mevkii’nde gerçekleştirdik. O dönemde Mıhlı Çayı üstünde, ekofestivali gerçekleştirdiğimiz yerde bir enerji amaçlı baraj projesi bulunmakta idi. Festivali Mıhlı Barajı projesine dikkat çekmek ve projeye karşı mücadele başlatmak amacıyla düzenledik. Sloganımız “Dereler Özgür Aksın” idi.
- Kaç Ekofest düzenlendi. Düzenleme sürecinde yaşadığınız güçlükler ve engellerden bahsedebilirsiniz?
Kazdağı Ekofest 2025 dahil olmak üzere, 2014, 2015, 2017, 2018, 2019 yıllarında toplam altı ekofest düzenledik.
- Her ekofest te hangi etkinlikler geliştirerek/katarak yol aldınız?
2014’de su konusuna dikkat çekmek için “Dereler Özgür Aksın” dedik. 2015’de o konumuz orman ve mottomuz “Orman Gibi Kardeşçesine” dedik. 2017’de konumuz toprak ve mottomuz “Hayat Topraktan Doğar”, 2018’de konumuz enerji ve mottomuz “Güneş Bize Yeter, 2019’da konumuz gıda ve mottomuz “Ne Yersek O’yuz” idi. Yasaklanan Ekofest 2022’de konumuz “Hak ihlalleri ve mücadele”, mottomuz “Suya Sabuna Dokunuyoruz.”, Ekofest 2023’de ise konu “Haklarımız” ve mottomuz “Haklarımızla Varız.” idi. Her ekofestte farklı başlıklara dikkat çekmeye çalıştık. 2025’in konusu ise Kazdağları’nda tarımsal, kültürel, biyolojik çeşitlilik, tehditler ve mücadeleler” idi ve mottomuz da “Binbir Çiçek Binbir Kuş. Binbir Fikir, Binbir Düş.” idi. Panellerin, söyleşilerin başlıkları konuya uygun olarak seçildi. Her ekofestte etkinlikle daha da gelişti ve çeşitlendi. Paneller, söyleşiler dışında ekolojik yaşam deneyimleri ve bu doğrultuda atölyeler yapıldı. Çocuklar için etkinlikler eklenmeye başlandı. 2025’de de özel çocuk sokağı kuruldu ve tüm gün çocuk etkinlikleri yapıldı.
- Ekofest birkaç yıl ara verdiniz. Nedenini anlatır mısınız?
Kazdağı Ekofest’i 2016 yılında “kalkışma” nedeniyle iptal etmek durumunda kaldık. 2020-2021’de Covid19 pandemisi nedeniyle bir araya gelemedik. 2022 ve 2023 ekofestleri ise orman yangınları gerekçesi ile son dakikada Balıkesir Valiliği tarafından yasaklandı. 2024’de yeniden yasaklanabilir endişesi ile biz hazırlık yapamadık. Yasaklamaların son dakikada olması bizleri çok zor durumda bıraktı. Davet ettiğimiz konukların bir kısmı bölgeye gelmiş, malzemelerimiz alana çıkmıştı. Yasaklamanın verdiği üzüntü dışında ciddi anlamda da ekonomik olarak zarara uğradık. Yasaklanmasını bir basın açıklaması ile protesto ettik ve bu barışçıl protestomuz sonucu “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na Muhalefet” ten yargılandık. Sonunda beraat etsek de iki yıl karakol, adliye, mahkemelerde ifade vermek durumunda kaldık.
- Bu yıl düzenlediğiniz ekofesti değerlendirir misiniz?
Bu yıl düzenlediğimiz ekofest için yer arayışımız oldukça uzun sürdü. Kamunun yasaklamaları ve tahsis iptali nedeniyle, özel bir alan arayışında idik. Ekofest için yeterli büyüklükte bir alan bulmak zor oldu. En sonunda Olcay Çiftliği’ni bulduk. Bu nedenle duyuruda geciktik. Yaz sonuna kalmıştık. Herkesin tatil programını yapmış olması ve tarihin okulların açılmasına yakın oluşu katılımı oldukça fazla etkiledi. Ancak 6 yıl aradan sonra ekofestivali yeniden gerçekleştirmek en büyük motivasyonumuzdu. Yapabilmiş olmaktan dolayı çok sevinçliyiz. Çocukların katılımının yüksek olması da bizleri ayrıca çok sevindirdi.
Sabahları yoga ve qigong ile güne başladık. Sonra atölyeler vardı.
Atölye konularımız: Şiddetsizlik, aktif umut, zeybek, şiir, karikatür, samba ritim, ses açma, çarpana, ekoprint, ekmek, sirke, tütsü, doğal parfüm, aromaterapi, taş baskı, soğuk sabun idi.
İki yazarımız ile söyleşi, imza gerçekleştirdik. Ayrıca “Edebiyat’ta Doğa ve doğa Mücadelesi’nde Edebiyat” başlıklı panelde dört şairimiz bizimle birlikte idi.
Panellerde Balıkesir ve Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitelerinden hocalarımız bizlerle birlikte oldu.
Her akşam iki ayrı müzik grubunun konseri oldu. Birbirinden güzel konserlerle hem ruhumuz dinlendi hem de eğlendik.
Her ekofestte verdiğimiz “Kazdağı Doğa Koruma Ödülü” nü bu yıl Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’ne verdik. Ekofest2023 ödülünün sahibi “Kazdağları Kardeşliği” nin ödülünü de bu yıl sunabildik.
Ekofest için 45 gönüllü görev aldı. 50 civarında da atölye yöneticileri, panelistler, müzisyenler vardı. Emek yoğun, çok ciddi bir organizasyon. Yüksek de bir maliyeti var. Bu yıl kurumsal sponsorluk bulma konusunda yetersiz kalışımız ve katılımın beklenenden az oluşu bizleri ekonomik olarak çok zorlamış ve açık vermiş olsak da yapabilmiş olmak önemliydi.
- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tüm gönüllü ve görevlilerimize, panelistlerimize, söyleşi konuklarımıza, müzisyenlerimize, Olcay Çiftliği’ne, Çevreci Belediyeler Birliği’ne, Edremit Belediyesi’ne, Çanakkale Belediyesi’ne ve kurumsal destekçilerimize çok teşekkür ederiz. Seneye daha güçlü bir katılımla, yeniden bir araya gelmeyi diliyoruz.