Kıbrıs, Mısır, Yunanistan ve İsrail, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları mutabakatına karşı ortak eylem planı üzerinde çalışıyor. Yakın zamanda Doğu Akdeniz konusunda somut adımların duyurulması bekleniyor
AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”na karşı ortak diplomatik adımlar için Mısır, İsrail, Yunanistan ve Lübnan liderleriyle birlikte çalıştıklarını söyledi. DW Türkçe’nin haberine göre, bu ülkelerle atılacak ortak adımın askeri seçenek içermediğini belirten Anastasiadis, diplomatik düzlemde “yasa dışı” mutabakatın ortaya koyduğu hedefleri boşa çıkarmayı amaçlayan ortak bir çabanın söz konusu olduğunu söyledi. Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım’da imzalanan mutabakatın Arap ülkeleri, AB ülkeleri ve diğer ülkeler tarafından da kınandığına dikkat çeken Anastasiadis, atılacak somut ortak adımlarla ilgili açıklamanın kısa süre içinde yapılacağını söyledi.
İsrail’den boru hattı çıkışı
Diğer yandan Kıbrıs hükümet sözcüsü Kiryakos Kusios Cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Anastasiadis’in bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve Netanyahu’nun görüşmede, İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’ın doğalgaz boru hattı çalışmalarına başlanması için bir an önce anlaşma imzalamasını önerdiğini kaydetti. Yunanistan, Türkiye’nin mutabakatla Girit adası ve On İki Ada’nın yakınındaki bölgede hak iddia ettiğini belirterek Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayet başvurusunda bulunmuştu. Bu bölgenin kendi kıta sahanlığı içinde bulunduğunu savunan Türkiye, geçen hafta mutabakatın tescil için BM’ye gönderildiğini açıklamıştı. Yunanistan Türkiye’nin adımının BM Deniz Hukuku Sözleşmesini ihlal ettiğini savunuyor. Türkiye ise bu anlaşmaya taraf değil.
‘Türkiye için yıkım olabilir’
Türkiye ve Libya arasında imzalanan “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası”na yönelik tartışmalar ise sürüyor. Türkiye’den Libya’ya asker göndermenin önünü açan anlaşma, Avrupa Birliği (AB), ABD, Rusya ve Arap ülkeleri tarafından tepkiyle karşılanırken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan ise Libya sorununu Suriye’de olduğu gibi “beka” sorunu olarak ele alıp, gerektiğinde Libya’ya asker göndereceğini belirtti. Erdoğan’ın Libya’ya asker gönderme söyleminden birkaç gün sonra Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Ankara’yla kasım ayında yapılan anlaşma çerçevesinde, General Hafter’e karşı Türkiye’den destek almayı kabul ettiği yönünde iddialar gündeme geldi.
Bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Seyit Evran, Mezopotamya Ajansı’na verdiği demeçte, Türkiye’nin Suriye’de içine girdiği çıkmazı gündemden düşürmek için Libya’nın iç işlerine karıştığını söyledi. Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’e destek vererek Libya’ya yerleşmek istediğini söyleyen Evran, söz konusu planın daha önceki yıllarda hem Mısır hem de Tunus’ta denendiğini ancak uluslararası güçlerin müdahalesiyle başarısız kaldığını ifade etti. Evran’ın dikkat çektiği diğer bir konu ise uluslararası güçlerin Erdoğan’ın Libya planına karşı belirsiz tutumları. Evran, bu durumu şöyle değerlendirdi: “Uluslararası güçlerin Erdoğan’ın Libya planına karşı çıkışlarındaki ciddiyetlerinde belirsizlik var. Bir yandan Erdoğan’ın planına karşı çıkma durumu varken, diğer yandan da Erdoğan’ın planı uygulaması için sürüklendiği gözüküyor. Bu durum ister istemez Irak’ın Kuveyt’e girişinin ABD tarafından yönlendirilmesi meselesini hatırlatıyor. Saddam Kuveyt’e gönderildi ve sonunda boynuna ip geçirildi. Aslında Türkiye Suriye topraklarına sokularak, onun için müdahale süreci başlatıldı. Libya müdahalesi Erdoğan ve Türkiye’ye müdahale için bir yıkım süreci olabilir.”
DIŞ HABERLER