• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Haziran 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar M. Ender Öndeş

Dolap, merdivenler ve affetmek…

17 Kasım 2021 Çarşamba - 15:16
Kategori: M. Ender Öndeş, Yazarlar
Artık bütün sepet çürük

Arjantin’in Tartagal kentinde, 10 Ağustos 1976 sabahı erken saatlerde 5 kukuletalı adam, sendikacı Jorge Rene Santillan’ın evine girdiler. Peronist bir militan olan Santillan, kendisini kaçırmak isteyenlere karşı eşi Irma Yolanda Prado’nun yardımıyla yaklaşık iki saat direndi. Sonunda zor bela kelepçeleyip götürdüler. Bu, eşinin onu son görüşüydü. Dinamitle parçalanmış cesedi, saatler sonra 20 kilometre uzakta, yol üstünde bulundu. O zamanlar cunta işkencecilerinin çok sevdiği bir yöntemdi bu.

Sonra, gel zaman git zaman, cunta sona erdi, aradan yıllar geçti ve Tartagal’daki 28 Piyade Alayı’nda kurulan işkence tezgâhını işletenler, tek tek açığa çıktı. Üst düzey subaylar yargılandı; örneğin üssün komutanı General Hector Rios Erenu gibileri, birçok cinayetin yanında Santillan dosyasından da mahkûm oldu. Cezalarını evde çekme istekleri de kabul edilmedi üstelik. Geriye bir tanesi kalmıştı: Yarbay Carlos Cialceta… Üssün en azgın işkencecilerinden biriydi ve ‘Calele’ namıyla anılıyordu. O da geçen gün telefon izlemesi sonucunda Salta kentindeki bir evde, tavan arasında gizlendiği dolapta yakalandı.

Fotoğraf da yayınlandı: Dolapta bir yarbay!

***

Gazetecilik ağır iştir. İnsanı çok ama çok zorlar bazen. Öyle bir fotoğraf gelir ki önünüze, eliniz ayağınız çözülür, kalırsınız öyle. Evinin merdivenlerine arka üstü devrilip kalmış olan o kadını, Selamet Yeşilmen’i hiç unutmadım, hiç unutmayacağım. Evinin merdivenleri, evinin! Sabah çocukların okula uğurlandığı yer, alışverişten gelişte soluklanılan, konu komşuyla çekirdek çitletilen yer… Evinin önü!

Nusaybin Fırat Mahallesi’nde oturuyordu Selamet; sokağa çıkma yasağının üçüncü gününde Fikret ve Sevcan isimli iki çocuğu ile merdivenlerden bahçeye inmek isterken cadde üstündeki Kobra tipi araçtan açılan ateşle vuruldu. Oraya yığıldı kaldı, merdivenlere… Yarım saat boyunca kan içinde kaldı; çocukları ise yaralı olarak evde sıkıştılar bu arada. Komşular ancak yarım saat sonra merdivenden alabildiler cenazesini.

“Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında ‘Polis tarafından vatandaş katledildi’ şeklinde kasıtlı olarak ortaya atılan iddialar tamamen yersizdir. Güvenlik unsurlarınca olayın vuku bulduğu bölgede herhangi bir operasyon yapılmadığı gibi o bölgede herhangi bir güvenlik unsuru da bulunmamaktadır.”

Böyle dedi Nusaybin Kaymakamlığı.

Savcılık ise Selamet’in “örgütle ilişkisini” araştırmakla meşguldü o günlerde. Cenazede tabutun üstüne ne örtülmüştü, onun derdindeydi ve polisler tarafından yapılan tüm silah atışlarının “usulüne uygun olduğu”na karar vermişti.

Her şey “usulüne uygun”du yani. Fotoğraftaki gibi: Merdivende sırt üstü devrilmiş 5 çocuk annesi bir kadın!

***

“Helalleşmek” demiştik, değil mi?

“Affetmeyi ve affedilmeyi kucaklayarak helallik istemeyi ve vermeyi başarmalıyız. Hep birlikte umuda, barışa ve sevince yürüyebilmek ancak birbirimizin yaralarını sararak mümkün olacak.”

Tamam, öyle yapalım. Helalleşelim.

Daha doğrusu, şöyle yapalım: Dolapta saklananları bulup yakalayalım ve onlara merdivenlerdeki kanı temizletelim.

Yeterince adil bir yol bence bu. Öyle değil mi?

Yok, dolaptaki dolapta kalsın, hatta dolaba girme gereği bile duymasın, marinalarda yaşasın diyorsanız, merdivenleri ne yapacağımızı da biri bir zahmet söylesin bize. Kan hâlâ orada duruyor çünkü…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Belayı görürsen önlersin, yoksa belanı bulursun!..

Sonraki Haber

Medet abi

Sonraki Haber
Medet abi

Medet abi

SON HABERLER

Hüsnü Abi

Nasıl inanacağız?

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

‘Yaralı Bağlar’ ve ‘çöplük’

‘Yaralı Bağlar’ ve ‘çöplük’

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Güneşten yansıyanlar…

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

Ahmet’e veda

Politik durum

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

MHP’nin gücü mü bu, rolü mü?

MHP’nin gücü mü bu, rolü mü?

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Yeni bir dönemin eşiğinde: Silahlar sustuktan sonra ne yapmalı?

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

Sosyalizmin yeni ufuk arayışı

Sosyalizmin yeni ufuk arayışı

Yazar: Yeni Yaşam
11 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır