Rojhilat’taki farklı kuşaklardan kadın turizm grupları, güvenli ve samimi bir alan yaratarak turizmde kadınların kolektif özgürleşmesinin yolunu açtı
Toplumun bir kesimi hâlâ kadınları mahrum bırakma kültürüyle iç içe yaşarken, değişim arzusu kadınlar için durdurulamaz bir güç haline gelmiş durumda. Bugün Rojhilat’taki kadınların küçük bir kısmı, kadınlara özel topluluklar kurarak genç nesiller için bu mahrumiyetleri telafi etmeye ve değişim yaratmaya çalışıyor. Aynı zamanda kültürün özüne yönelik değişimleri de körüklüyorlar. Bu gruplar, İran ve İsrail savaşından etkilenseler de, ateşkesin ilk günlerinde yeniden bir araya gelmeyi başardılar. Bu kadın gruplarından birinin gezi etkinliğine konuk olduk ve onların hikâyesini kadınların dilinden dinledik.
‘Gençliğimin en tatlı günleri dört duvar arasında geçti’
Yaklaşık 50 yaşında olan Masume K., gençliğinden şöyle bahsediyor:
“Asla tek başımıza evden çıkamazdık. Nereye gitsem, eşim birini benimle gönderirdi; hatta kadın kuaförüne bile. Eğlencelerin çoğu erkeklere yönelikti ya da zamanla erkek egemenliğine dönerdi. Gençliğimin en tatlı günleri evin dört duvarı arasında geçti.”
Özellikle kadınlara yönelik cinsiyet temelli kısıtlamaların veya güvenlik endişelerinin olduğu toplumlarda, kadınlara özel düzenlenenr gezi organizasyonları son yıllarda önemli ölçüde artıyor. Bu gruplar; birlikte eğlenmeleri, kocaman kahvaltı ve öğle yemekleri sofraları kurmaları ve otobüsle yeni yerlere gitmeleri, neşe dolu danslarıyla tanınıyorlar ve her defasında yeni bir rotaya yöneliyorlar.
‘Kadınlar daha güvende hissediyor’
Gelawêj K., Rojhilat’taki tur rehberlerinden biri. Bu tür grupların önemine dair “Kadınlar, sadece kadınlara özel turlarda daha güvende hissediyor ve bu turlar aracılığıyla ailevi, kültürel ve sosyal engellerle başa çıkabiliyorlar. Gerçek şu ki toplumda kadınlar için güvenli bir ortam yok. Günlük olarak hırsızlık, cinayet ve tecavüz olaylarına tanık oluyoruz. Birçok genel tur da kadınların özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuyor. Kadınlara özel turlar ise kadınların ilgilerine göre planlanıyor. Üstelik biz sınırları daha da aştık; farklı şehirlere, hatta yurtdışına bile seyahat ediyoruz” şeklinde konuşuyor. Bağımsızlık deneyimi kazandıklarını ifade eden Gelawêj K. “Aile turlarımız da var bir kadın olarak bizden esirgenen bağımsızlık deneyimini bu şekilde yeniden kazanıyoruz. Üstelik ekonomik açıdan da uygun. Herkesin en azından günübirlik programlara katılabilmesi için farklı seçenekler sunmaya çalışıyoruz” diyor.
Tüm kadınlar için bir alan
Ziba Ch., uzun zamandır bu kadın turlarına katılıyor ve şunları söylüyor:
“Her yaştan kadın burada yargılanmadan yer alabilir. Özellikle yaşı ilerlemiş kadınlar için toplum sürekli onların neşesini sorguluyor. Ama burada biz yargılanmadan dans edebilir, şarkı söyleyebilir ve mutlu olabiliriz. Bu fırsat, birçok kadından özellikle de bizim yaş grubumuzdakilerden alınmış durumda.”
Arkadaşlarıyla bu gezilere katılan Delara Kh. ise “Biz gençlerin şehirde eğlenecek alanı yok ve birçok endişe ve kısıtlamayla karşı karşıyayız. Bu kadın toplantıları bize yeni deneyimler kazandırdı ve yaşadığımız mahrumiyetlerin bir kısmını telafi etmemizi sağladı” diyor.
Kadınlar durdurulmaya çalışılıyor
Bu gruplara katılan pek çok kadın, sosyal baskılara ve damgalamalara karşı duruyor. Şehla V. “Eşim sürekli bir bahane bulup beni engellemeye çalışıyor” derken, Ziba Ch. de şöyle konuşuyor:
“Cuma hutbelerinde bile kadınların bu gruplara katılımının engellenmesi gerektiği anlatılıyor. Toplumda da dedikodu ve nefret yayılıyor. Bizi durdurmak için ataerkil sistemin etiketlerini kullanıyorlar.”
Bu kadınlar, başlangıçta bu tür gruplara katılmanın çok zor olduğunu, ancak kadınların katılımı arttıkça bu durumun daha kabul edilebilir hale geldiğini ifade ediyor. Hâlâ birçok kadın, maddi zorluklar veya sosyal baskılar nedeniyle katılamıyor. Ancak, seyahat ederek sınırlamalara karşı çıkan kadınlar, geleceğe umutla bakıyor.
Haber: Şebnem Rahimzadeh / NÛJINHA