Amed Eğitim Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Sinan Gündüz, anadilinde eğitim talebini karşılayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayarak, ‘Devlet, dayattığı tekçilik anlayışından vazgeçmeli’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın ardından başlayan süreç, önemli gelişmelerle devam ediyor. Süreçle birlikte, temel hak ve özgürlüklere yönelik yasal düzenlemeler yapılması yönündeki toplumsal çağrılar da artıyor. Öne çıkan taleplerin başında ise anadilde eğitim geliyor.
Amed Eğitim Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Sinan Gündüz, anadilde eğitim talebine ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Türkçeyi yedi yaşında öğrenmek zorunda kaldığını söyleyen Sinan Gündüz, hiç bilmediği, aşina olmadığı bir dilin zorla öğretildiğini ifade etti:
“Bu dil, sana öğretilirken sadece bir dil olarak öğretilmiyor; sana ait olan hiçbir şeyi kabul etmiyor. Senin kültürünü, dilini, tarihini, kişiliğini ve her şeyini yok sayarak sana yeni bir dil öğretmeye çalışılıyor. Dolayısıyla sana öğretilen sadece bir dil değil; seni kişiliksizleştirme ve yok etme aracı olarak kullanıyor. Bunu yaparken de zorla ve zorbalıkla hareket ediliyor.
Dolayısıyla Kürtler açısından anadilde eğitim sadece bir hak değil, bir var oluş sebebidir. Anadilde eğitim hakkı, varlıkla yokluk meselesidir.”
‘Devlet, tekçilik anlayışından vazgeçmeli’
Devletin tekçilik anlayışından vazgeçmesi gerektiğine dikkat çeken Sinan Gündüz, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana “Tek millet, tek dil, tek devlet, tek kimlik” dayatıldığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Sebepler ortadan kaldırılmadan, sonuçlar üzerine yapılan bir tartışmanın çok sağlıklı olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla devletin yapması gereken; ‘Herkes kendi anadilinde eğitim görmelidir’ gibi bir maddeyi yürürlüğe sokmasıdır. Biz de sendika olarak bunun olması için mücadele ediyoruz.”
‘Yaşamın bütün alanlarında anadil kullanılmalı’
Anadilde eğitim hakkının en temel haklardan biri olduğunu ifade eden Sinan Gündüz, sadece anadilde eğitim değil, anadilin yaşamın her alanında kullanılması ve bunun için yasal zeminin oluşması gerektiğini söyledi:
“Devletin en büyük fobisi bölünme üzerine kurulmuştur. Bugün Kürt Özgürlük Hareketi’nin taleplerine baktığınızda, bölünme gibi bir talepleri yok. Tam tersine, birlikte yaşama gibi bir talep var. Farklı renkleri yok etme üzerine inşa edilen bir anlayış var. Bizler, bütün renklerin bir arada özgürce yaşayacağı bir ortama kavuşmasını istiyoruz. Temel talebimiz budur.”
HABER MERKEZİ









