Okullarda artan şiddetin artmasının eğitim sistemini tehdit ettiğini belirten Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ‘Çözüm, bireysel cezalandırma ya da disiplin uygulamalarından çok, bütüncül bir okul iklimi dönüşümünü gerektirmektedir’ dedi
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), okullarda artan şiddet olaylarına ilişkin genel merkezinde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada, Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak konuştu.
Okullarda yaşanan şiddetin giderek artması Türkiye’deki eğitim sisteminin çok ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu belirten Kemal Irmak, son bir ayda yaşanan şiddet olaylarını sıraladı.
Kemal Irmak, yaşanan şiddet olaylarının başta Eğitim Müdürlüğü (MEB) olmak üzere tüm toplumun sorumluluğu olduğuna işaret etti.
Çözüm önerileri
Kemal Irmak, Eğitim Sen olarak artan şiddet olaylarına ilişkin çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Bakanlık, eğitim emekçilerini hedef tahtasına koyan söylemlerden vazgeçmeli; öğretmenin toplumdaki saygınlığını artıracak politikalar izlemelidir
- Her okulun, kriz anlarında nasıl davranılacağını ve şiddetin nasıl önleneceğini içeren somut bir ‘Krize Müdahale ve Eylem Planı’ olmalıdır.
- Şiddeti sadece kolluk kuvvetleri veya x-ray cihazları ile çözmek mümkün değildir. Okulda şiddet sorunu uzun vadeli ve bilimsel politikalarla çözülebilir.
- Okulda şiddet, çocukların hem fail hem mağdur olduğu psikolojik ve sosyolojik bir sorun olarak kabul edilip bu temelde ele alınmalıdır.
- Çocukların şiddet uygulayan ebeveynleri model almasını engellemek için aile içi şiddeti önleyici mekanizmalar kurulmalı ve ebeveyn eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır.
- Davranış bozukluğu sergileyen öğrencilere yönelik psikolojik destek hizmetleri için devlet tüm maddi imkanlarını seferber etmelidir.
- Şiddet olaylarına gecikmeksizin; korkutma veya bastırma yerine sorunu anlamaya odaklanan bilimsel yöntemlerle müdahale edilmelidir.
- Öğrencilerin psikolojik ve davranış özelliklerini dönüştürebilecek kapasitedeki rehberlik hizmetleri psikolojik danışman sayısı arttırılarak güçlendirilmelidir.
- Şiddetin öncü işaretleri takip edilerek potansiyel riskli çocuklar teşhis edilmeli ve her okulun kapsamlı bir krize müdahale planı olmalıdır.
- Çocukları suça iten toplumsal çevreler irdelenmeli, riskli ortamlarda yaşayan çocukların çevre değişikliği dahil koruyucu önlemlerle desteklenmesi sağlanmalıdır.”
‘Bütüncül yaklaşım gerekir’
Eğitim sisteminin, sadece yaşanan fiziksel saldırılarla değil, “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” ile okulların pedagojik yapısının bozulması ve Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ile çocuk işçiliğinin meşrulaştırılmasıyla adeta can çekiştiğini ifade eden Kemal Irmak, şöyle konuştu:
“Okullardaki bu çürüme; silaha erişimin kolaylaşması ve ekranlardaki şiddet dilinin kutsanmasıyla birleşince, eğitim emekçileri ve öğrenciler korumasız birer hedef haline gelmiştir. Pedagojik açıdan bakıldığında, bu sorunların temelinde sadece bireysel davranış bozuklukları değil, okulun genel kültürü, öğretmen-öğrenci ilişkilerinin niteliği, yönetim anlayışı ve toplumsal eşitsizliklerin yansımaları vardır. Bu nedenle çözüm, bireysel cezalandırma ya da disiplin uygulamalarından çok, bütüncül bir okul iklimi dönüşümünü gerektirmektedir.”
ANKARA









