Yaşamını yitirmesinin ardından bedeni teşhir edilen YJA-STAR’lı Ekin Wan soruşturmasında kimse cezalandırılmadığı gibi soruşturma 10 yıldır tamamlanmadı
Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinde 10 Ağustos 2015 tarihinde girdiği çatışmada yaşamını yitirmesinin ardından bedeni asker ve polislerce teşhir edilen YJA-STAR’lı Ekin Wan (Kevser Eltürk) hafızalardaki yerini korurken, bedenini teşhir eden failler ise 10 yıldır cezalandırılmadı.
Mücadeleci ve fedakar
1986 yılında Wan’ın Ebex (Çaldıran) ilçesinin Sarıçimen (Navre) köyünde dünyaya gelen Ekin Wan’ın ailesi bir süre sonra ekonomik nedenlerle Wan’ın merkez Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’ne taşınır. Kürdistan’da büyüyen Ekin Wan, ulus bilinci edinir. Kitap okumayı çok seven Ekin Wan, kendini araştırmaya verir. Mücadeleci olduğu kadar fedakar kişiliğiyle de çevrede tanınan Ekin Wan, edindiği devrimci bilinç sonucunda 2008 yılında Özgürlük Hareketi’ne katılır.
Amacı özgürlüğün yolunu açmaktı
Özgürlüğü ilke edinen Ekin Wan’ın en büyük amacı, kadın özgürlüğüyle beraber toplumsal özgürlüğün yolunu açmaktır. 22 yaşında genç bir kadın iken taşıdığı devrimsel inancı, yaşamını yitirdiği ana kadar sürdürür. Özgürlük Hareketi’nde 7 yıl boyunca kendini kadın özgürlük ideolojisi ile eğiten Ekin Wan, ardından Gimgim’a gelir.
Bedeni teşhir edildi
10 Ağustos 2015 yılında Gimgim’da katledilen Ekin Wan’ın bedeni çıplak bir şekilde teşhir edilerek fotoğrafları dijital medyaya servis edilir. Görgü tanıklarının beyanlarına göre, asker ve polisler olay yerine önce aydınlatma mermisi attı, ardından ise Ekin Wan’ı hedef alarak vurdu. Ekin Wan’ın otopsi raporu kimse ile paylaşılmazken, boynunda ip izleri olduğu böylece teşhir edilen bedeninin ipe bağlanarak sürüklenmiş olabileceği belirtildi.
Tepkiler üzerine Valilik’ten açıklama
Olayın kısa süre içerisinde dijital medyadan yayılması ve tepki toplaması nedeniyle ilk resmi açıklama 6 gün sonra Muş Valiliği’nden geldi. 16 Ağustos 2015’te olaya dair açıklama yayımlayan Valilik, medyaya servis edilen görüntülere değinerek, “Kamuoyu ve Valiliğimizce kabul edilemeyecek şekildeki bu görüntüleri çeken, yayınlayan ve sosyal medyaya servis eden kişi veya kişiler hakkında, adli ve idari soruşturma başlatılmıştır” ifadelerini kullandı.
Emniyet sorumluluğu reddetti
Emniyet Müdürü, servis edilen fotoğrafları kendi ekibinden birinin çekmediğini, ancak olay yeri inceleme ekiplerinin çekmiş olabileceğini savundu. Ancak Emniyet Müdürü, olay yeri inceleme ekibinin, “dışarıdan” geldiğini söyleyerek bu ekibin nereden geldiklerini bilmediğini öne sürdü.
İHD raporu
İşkence boyutunu raporlamak ve yaşananları kamuoyuna duyurmak adına İnsan Hakları Derneği (İHD), kurdukları bir komisyon ile bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Yapılan incelemeler sonucunda rapor hazırlayan İHD, 4 Eylül 2015 tarihinde tamamladıkları raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda özetle şu ifadelere yer verildi: “Savaşlarda ve silahlı çatışmalarda kadına karşı şiddet bir savaş aracı olarak kullanılmaktadır. Böylece kadına karşı şiddet bir yana, savaşın karşı tarafa olan halkın, toplumsal ve sosyal yapısı da tahrip edilmektedir. Uluslararası hukuk, kadına yönelik şiddet konusunda uzun yıllar çok yetersiz kalmıştır. 1 ve 2’nci Dünya Savaşlarında milyonlarca kadın cinsel şiddete maruz kaldıkları halde, savaşlardan sonra kurulan Tokyo ve Nürnberg mahkemelerinde, bu suç yargılanmamış, gözden kaçırılmıştır. Ancak, Bosna ve Ruanda da yaşanan çatışmalarda, çok sayıda kadına karşı taciz, tecavüz ve her türlü cinsel şiddet, özellikle kadınların çabaları sonucunda, ‘savaş suçu’,’ insanlığa karşı suç’ olarak tanımlanmış ve yargılanmaya başlanmıştır. Yine Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünde de, kadına yönelik her türlü şiddet, bir’ savaş suçu’ ve’ insanlığa karşı işlenmiş suç’ olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti UCMY’e taraf olmasa da, suç tanımı olarak Kader Kevser Eltürk’e (Ekin Van) karşı işlenen suç, savaş suçu niteliğindedir.”
Aileden suç duyurusu
Yapılan işkencenin ardından Ekin Wan’ın ailesi avukatları eşliğinde “Kişinin hatırasına hakaret” suçundan sorumlu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Ekin Wan’ın cenazesinin Malatya Adli Tıp Kurumundan (ATK) alındıktan sonra, cenaze yıkaması sırasında görgü tanıklarının Ekin Wan’ın boynunda ip izi olduğuna dair ifadelerine de yer verildi.
Kadınların omuzunda
Memleketi Wan’da bulunan Karşıyaka Mezarlığında son yolculuğuna uğurlanan Ekin Wan’ın taziyesini kadınlar sahiplendi. Tabutunu omuzlarında taşıyan kadınlar, “Şehid namirin” ve “Biji Serok Apo” sloganlarıyla kitlesel bir yürüyüşgerçekleştirdi. Yürüyüş esnasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Ekin Wan’ın fotoğrafları ile PKK bayrakları açıldı.
Dünyanın birçok yerinde anıldı
Ekin Wan’ın bedenine yapılan işkencenin ardından dünyanın birçok yerinde çeşitli eylemler yapıldı. 7’den 70’e dünya kadınlarının tepki verdiği işkence dünyanın birçok ülkesinde teşhir edildi. 23 Ağustos 2015’te İsveç’in başkenti Stocholm’de bir Kürt kadın, Parlamento önünde kıyafetlerini çıkararak işkenceyi protesto etti. Kadın, Ekin Wan’ın fotoğraflarını bırakarak işkenceyi protesto etti. Fransa’nın başkenti Paris’in Villeneuve banliyösünde ise Ekin Van Kadın Meclisi ilan edildi.
‘Tüm kadınlara yapılan saldırı’
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma Kültür Derneği (MEBYA-DER) Wan Eşbaşkanı Hanım Kaya, Ekin Wan’ın bedeni üzerinde yapılan saldırıyı anımsatarak, Ekin Wan şahsında tüm kadınların bedenine yapılmış bir saldırı olduğunu belirtti. Bu yaklaşımın devletin kadına yönelik yaklaşımı olduğunu ifade eden Hanım Kaya, “Dört parça Kürdistan’da ve Türkiye’de iktidarlar kadın bedeni üzerinden savaş yürütüyor. 10 yıldır aralıksız bir şekilde kadın ve bedeni üzerinden yürütülen işkence Ekin Wan örneği ile en üst aşamaya ulaştı. Kadına yönelik işkenceler her dönemde vardı ancak son 10 yıldır bu işkenceler giderek derinleşiyor. Savaşta bile olunsa kadın bedeni nasıl teşhir edilir? Onun bedenini teşhir edenler, medyaya servis edenler cezalandırıldı mı? Dönemin Muş Valiliği, olay hakkında soruşturma başlatıldığını duyurmuştu. Ancak aradan geçen 10 yıla baktığımızda hiçbir somut adımın atılmadığını gördük. Ne failler açığa çıkarıldı ne de yargılandı” sözlerine yer verdi.
‘Hesabını sormaya devam edeceğiz’
“Savaşın bile bir ahlakı vardır” diyen Hanım Kaya, Ekin Wan örneğinde savaş ahlakının bile göz ardı edildiğinin altını çizdi. Hanım Kaya, şu ifadeleri kullandı: “Ne olursa olsun, kim olursa olsun kadın bedeni üzerindeki bu saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Savaş ahlakı her zaman korunmak zorunda. Ekin arkadaş şahsında tüm Kürt kadınların bedeni teşhir edildi. Bugün Türkiye ve Kürdistan’da her gün en az bir kadın katlediliyor. Bu da cezasızlık politikasının kadınlar üzerindeki sonucunu gösteriyor. Devlet burada kadını katletmeyi, teşhir etmeyi, işkence etmeyi kendinde hak görüyor. Kadına yönelik işlenen tüm suçlarda cezasızlık politikası devrede. Ne olursa olsun kadın hakları korunmak zorunda. Kadınlar olarak, katledilen her bir kadının hesabını, failler cezalandırılana kadar sormaya devam edeceğiz”.
Kaynak: JINNEWS
