Mikail Ekinci’nin katledilmesine dair davada sanık polislerin tutuklanması talebi bir kez daha reddedildi
Amed’in Çermûg (Çermik) ilçesinin Bîstîn kırsal mahallesine bağlı Gulabaxça mezrasında 1 Nisan 2023’te “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla polisler tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Mikail Ekinci’nin ölümüne dair davanın yargılaması devam ediyor. Sanık polisler Aybars Pusat İnan, İlyas Koçaş ve Lokman Karakılçık hakkında açılan davanın duruşması Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülü. “Olası kasıtla insan öldürme” suçlamasıyla tutuksuz yargılanan sanık polisler duruşmaya katılmadı. Taraf avukatları ile Mikail Ekinci’nin yakınları duruşmada hazır bulundu.
Olay gününü anlattı
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak tanıklar dinlendi. Mikail Ekinci’nin dayısı Ramazan Bozkurt, olay gününde yaşananlara dair şunları söyledi: “Mikail Ekinci çaya doğru gidiyordu, onlar da (polis) Mikail’in ardından çaya gittiler. 700-800 metre kaçmıştı. Orada silah sıkılmıştı. Ben gittiğimde yerde yatıyordu. 3-4 kişi başında bekliyordu. Biz gitmek istedik, izin vermediler. İzin vermedikleri için yaralı olup olmadığını görmedim. Ondan sonra birkaç kişi daha geldi, 7-8 kişi oldular. Havaya ateş açtılar. Sonrasında yerden bir şey aldılar, suyun içine attılar, su sıçradı.”
Ramazan Bozkurt, olay günü polislerin yüzlerinin kapalı olması nedeniyle kim olduklarını tespit edemeyeceğini söyledi.
Bir diğer tanık Emin Akgün, olay üzerinden zaman geçtiği için hatırlayamadığını, önceki beyanını tekrar ettiğini belirtti. Mahkeme başkanı, Emin Akgün’ün daha önce verdiği ifadeyi okudu. Emin Akgün, kaçarken Mikail Ekinci’yi görüp görmediği sorusuna dair “Birileri koşuyordu, ‘dur’ diye bağırıyordu, ben olayı anlamadım. Kamuflajlıydılar” şeklinde yanıt verdi.
‘Ambulans geldiğinde ölmüştü’
Ambulans şoförü Yalçın Dalkılıç, “‘Ateşli yaralanma var’ diye telefon geldi. Köyün girişinde askeriye vardı. Ambulansla gittiğimiz zaman belirli bir yere kadar gidebildik. Ondan sonrası çamurluydu, ambulans gitmiyordu. Oradan da olay yeri görünmüyordu. Yürüyerek devam edecektik. Arkadaşlar çantalarını aldığı sırada, birkaç el ateş sesi geldi. Ondan sonra bizim arkadaşlar direk 112’yi aradılar. ‘Olay yeri güvenli değil, hala orada çatışma var herhalde’ diye. Sonra bizim arkadaşlar 15-20 dakika orada beklediler. Beklettiler yani, bırakmadılar. Arkadaşlar yürüyerek olay yerine gittiler, ben de o sıra ambulansın başında durdum. Bizim 2 sağlıkçı arkadaş da olay yerine gitti. Onun dışında bir şey görmedim” şeklinde konuştu. Yalçın Dalkılıç, “Ekinci ambulansa getirildiğinde ölmüştü” dedi.
‘Deliller karartıldı’
Ekinci ailesinin avukatı Kutbettin Odabaşı, sanıkların isteyerek ve bilerek suçu işlediklerini belirtti. Kutbettin Odabaşı, “Suçun delillerini de karartmışlardır. Kullanılmamış silahı kullanmış gibi göstermişlerdir. Dosyada istenilen delillerin erişimi zorlaştırılmıştır” dedi. Kutbettin Odabaşı, sanıkların tutuklanmasını talep etti. Kutbettin Odabaşı, ayrıca olay yerine giden 2 sağlık görevlisinin dinlenmesi talebini yineledi. Mahkeme başkanı, onları da dinleyeceklerini kaydetti.
‘Dronelerde şaibe çok açık’
Aile avukatı Şeyhmus Şat, “Özellikle dronelerde şaibe çok açık. Çekim yapan iki drone olmasına rağmen dronenin pili bittiği gerekçesiyle vurulma anına dair görüntü olmadığı söyleniyor. Bu akla mantığa uygun değil. Drone aşağıya inerken dahi bir enerji gerekiyor. Bu yukarıdan pat diye aşağıya inmedi. Enerji gerektiği için yine çekim yapması gerekiyor. ‘Çekim yapmadı’ denmesi suçu gizlemeye yöneliktir. Ya da gerçekler ortaya çıkmasın diye müdahale edilip, silinmiştir. Çünkü karşı taraf Ekinci’nin ateş ettiğini söylüyor. Ateş etmiş olsaydı adli tıpta svap çıkardı veya silahtaki şarjörler durmazdı. Otopsi raporunda bile elinde svap izi çıkmamış” şeklinde konuştu.
‘Silah 5’nci aramada bulundu’
Avukat Mehdi Özdemir ise, olay yerinde maktüle ait olduğu iddia edilen silahın 5’inci aramada suyun içerisinde bulunduğunu söyledi. Mehdi Özdemir, Bu olayı manipüle ediyor. Silah üzerinde celse arasında gelen tutanakta tozlama yöntemiyle parmak izinin bulunmadığına dair tutanak çıkmış. O silahın müvekkile ait olup olmadığına dair de araştırma yapılabilir, delil incelemesi yapılabilir. O silaha ilişkin olarak 5 arama yapılıyor, bulunamıyor” dedi. Mehdi Özdemir, 5’inci aramada yer alanların tanık olarak dinlenmesini istedi.
‘Emniyet aileyi tehdit etti’
Avukat Mehmet Emin Gökdemir, olay günü emniyetin aileyi tehdit ederek, işkence ettiğini kaydetti. Emin Gökdemir, “Parmak izi yok, ateş yok. Arkadan vurulma durumu var. Sanıkların tutuklanmaları talebinde bulunuyoruz” dedi.
Sanık avukatları, müşteki avukatların beyanlarını kabul etmediklerini belirtti. Drone görüntülerine değinen avukatlar, “Bahse olay esnasında drone şarjı bittiği için 4 defa yere doğru düşüyor. Bunun göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz” dedi.
Ekinci’nin babası Abdurrahman Ekinci, “Olay sırasında helikopter ne için oraya geldi? Helikopter olay gerçekleştikten yaklaşık 10 dakika sonra geldi. Ben komplo gördüm. Çocuk kaçıyor, arkadan tek kurşunla öldürüyorlar. Oraya 350 kişi gelmiş. Bir adam 350 kişi içinde nasıl kaçacak?” ifadelerini kullandı.
Mahkeme, sanıkların tutuklanması talebini reddetti. 2 sağlık çalışanının bir sonraki celsede dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 30 Eylül’e erteledi.
Kaynak: MA