Kamuda toplu iş sözleşme görüşmeleri sürüyor. Ocak ayına girerken, 5.82 TL olan benzin fiyatları yapılan son zamla birlikte İstanbul’da 6.98’e yükselmişti. Yapılan zam son 8 ay içinde yüzde 19.9’u buluyor. Buna karşın hükümetin kamu emekçilerine önerdiği zam toplamda yüzde 10’un çok az üstünde, 60 TL’lik seyyanen zam dahil yüzde 13’ü ancak buluyor. Hükümet zam artışını enflasyona göre belirliyor. Yüzde 10’luk zammın dayanağı bu. TÜİK verilerine göre, 2019 Ocak ayı enflasyonu yüzde 1.06, Şubat’ta yüzde 0.16, Mart’ta yüzde 1.03, Nisan’da yüzde 1.69, Mayıs’ta yüzde 0.95, Haziran’da yüzde 0.03 arttı. 6 aylık toplam enflasyon yüzde 5.01… Enflasyon rakamlarının pazardaki fiyatlarla karşılaştırıldığında düşük kalması nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olan TÜİK’in hesaplarının önemi şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Hükümet işte TÜİK’in bu enflasyon rakamlarını gerekçe göstererek ilk altı ay için yüzde 5 zam teklif etti. İkinci altı ay için ise yüzde 4 artış öneriyor. Türkİş artışı kabul etmeyince de bunu yüzde 6’ya çıkardı. Anlaşılan hükümet, TÜPRAŞ’ta yapılan sözleşmeyi esas alıyor. Zaten işçilerin tepkisine rağmen grev yasağı nedeniyle Yüksek Hakem Kurulu’nda (YHK) belirlenen zam, bir anlamda hükümetin belirlediği rakam oldu. 11 kişiden oluşan YHK’nin 6 üyesi hükümet tarafından belirlenmektedir. Mevcut ekonomik kriz göz önünde bulundurulduğunda ve hükümetle yakın ilişkide olan yetkili konfederasyonların çok fazla diretmeleri ve resmi enflasyon rakamlarını aşan bir sözleşme imzalamaları pek de mümkün gözükmemektedir. Tabandan ciddi bir direnç olmaz ise yolun sonunda YHK gözüküyor. Temmuz ayı enflasyon rakamı, enflasyonun yeniden yükseleceğinin işaretini vermiştir. Hükümetin resmi rakamları artık kendi tabanını dahi ikna etmemektedir. Bakalım Türk-İş ve Hizmet-İş tabanını ikna eder mi?
Dersim’i yok etme planı
1 Ağustos 1951’de Meclis’te İskân Kanunu görüşülürken Tunceli’nin yasak bölge, boşaltılmış bölge ve serbest bölge olarak 3’e ayrılması bu gün de devam etmektedir. Bugün de Dersim de 29 bölge ve alan sivillerin giriş çıkışlarına kapalıdır. Tunceli Valiliği, 15 Temmuz 2019 tarihinde merkez ve 4 ilçede 29 yerin 1 Temmuz 2020’ye kadar Özel Güvenlik Bölgesi ilan edildiğini bildirdi. Bunların arasında Ovacık’a bağlı Aligeçici sırtı, Maden Deresi, Mahmut Köpü Tepe, Mercan Dağları, Sincik Dağı, Gölen yaylası, Karadere, Aslıca, Balkayalar, Gayretbaba, Yarpuzlu bölgeleri, Eğerci, Eroğlu, Doğanca Mahallesi de var. 90’larda yaşanan köy boşaltmalar bugün de devam ediyor. Hala o dönemde kalan yıkıntı halindeki köyler varlığını koruyor. Bu gidişle yenileri eklenecek. Askeri alandan sonra bu kez de “heyelan” iddiaları ile köyler boşaltılma çalışması sürerken son olarak maden aramalar eklendi. Böyle giderse Dersim’in Ovacık ilçesi toptan yasaklı bölge haline getirilecek. Baraj yapımı sırasında para karşılığı köylülerin satın alınması ile başlayan günümüzde maden arama için devreye konulmuş durumda. Bu gidişle Ovacık ilçesine bağlı Topuzlu, Cevizlidere, Karataş ve Söğütlü, Karayonca, Aşlıca, Sarısaltık, Kurukaymak, Yüceldi, Buzlutepe ve Uzundal, Karaoğlan köyü, Doludibek ve Aktaş, Halitpınar, Karataş, Kozluca, Bilgeç ve Kızık köyleri haritadan silinecek. Sadece Kızık Köy bölgesi 819 hektar. Diğerleri ise 262 bin dönüm. Bir hektarın 10 bin dönüm olduğunu belirtelim. Bu gidişle serbest bölge kalmayacak…
Mizur (Munzur) tüketiliyor
Dersimin öne çıkan inanç merkezlerinden biri olan ve kutsallık atfedilen Çaviyê Mizur (Munzur Gözeleri), son dönemlerde hızla tüketime sunulmuş bulunmakta. Artık turistik tesislerden, soğuk suyun fokur fokur çıktığı gözelerin hemen dibinde mangal partisi, içkili eğlenceler gırla. Daha önce insanların saygı gereği kirletmeye zul saydıkları suya her türlü yiyecek artığı, pet şişe atanlar her gün artmakta. Daha önceleri nehirden su içilirken, tüketim sonrası artık sadece gözelerden su içilmekte. çünkü gözelere dahi ayakkabı ile girilebiliyor. Bu tüketim furyasına Dersimliler de katılmış bulunuyor. Mizur sularının ticarileştirilmesi ile doğanın en güzel yerlerinden biri olan Mizur gözelerinin “ayaklar altına” alınması parelel gidiyor. Mizur’un kalbine yerleştirilen dükkanlar, yemek yerleri kadar hemen yanıbaşında boy gösteren giysi, takı vb. şeyler, inanç kadar doğal bir kutsallığa da sahip olan gözelerin yakın bir zamanda yok olması çok da uzak bir ihtimal değil.