Artan ekonomik krizle birlikte yoksulluğun her geçen gün daha da derinleştiğini, bayramı da böyle karşıladıklarını belirten kadınlar, bu tabloya karşı dayanışma ve örgütlenmenin şart olduğunu vurguluyor
DİSK Araştırma Merkezi’nin 2025 verilerine göre, açlık sınırı 22 bin 886 TL, yoksulluk sınırı ise 79 bin 165 TL olarak hesaplandı. 13 Mart’ta yayımlanan rapora göre, sağlıklı ve dengeli beslenebilmek için bir yetişkin kadının aylık 6 bin 396 TL’ye, 4-6 yaşındaki bir çocuğun ise 4 bin 57 TL’ye ihtiyacı var. TÜİK verilerine göre ise enflasyon geçen yılki seviyelere yakın seyrediyor ve yüzde 40’ın üzerinde. Kadınlar, alım gücündeki düşüşten en çok etkilenen kesim. Kadına yönelik kamu harcamalarıysa yalnızca “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” başlığı altında ve bütçenin sadece yüzde 0,3’ü oranında yer bulabiliyor
Ekonomik krizin kadınları daha da güvencesiz hale getirdiğini belirten kadınlar, yeterli gıdaya erişemediği gibi kadın istihdamına gerekli teşviklerin yapılmadığını söylüyor. Ramazan Bayramı yaklaşırken kadınlara kadın yoksulluğunu sorduk.
‘Kadınlar fuhşa sürükleniyor, sokağa çıkamıyor’
Uzun yıllar muhtarlık yapan Birleşik Emekliler Sendikası’ndan Pakize Namdar aynı zamanda emekliler mücadelesi içinde de yer alıyor. Muhtarlık yaptığı süre boyunca kadınların pek çok sorunu ile ilgilendiğini kaydeden Pakize Namdar, eşinden ayrılan, çocuklarına bakmaya çalışan birçok kadının büyük zorluklar yaşadığını, kimisinin fuhuşa dahi sürüklendiğini belirtti. Pakize Namdar, “Bu durum çoğaldı, çünkü çaresizlik var. Destek olacak kimsesi yok. Emekliler de aynı durumda. Eşinden ayrılmış ya da babasından maaş alıyor. Aldığı maaş şu an 12 bin lira, kirada oturuyor. Kadınlar çok zor durumda, artık sokağa çıkamıyorlar, eve kapattılar kendilerini” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar onursuzca yaşamaya zorlanıyor’
Emeklilerin de benzer durumda olduğunu, dışarıda bir bardak çay içmeye para bulamadığını ifade eden Pakize Namdar, “Bornova’da bir meydan var. Her gün orada lokma dökülüyor. Orada bir öğünü geçirmek için bekliyorlar. Makarna, pirinçle olacak iş değil bu. İnsanlara para lazım. İnsanları onursuzlaştırdılar. Sadaka kültürüne alıştırdılar. Doğal gazı yakamıyorlar, soğukta oturuyorlar. Elektrik, su, telefon derken aç kalıyor. Akşamüstü pazardan sebze topluyorlar. Marul olmuş 30 lira. Askıdan ekmek almaya çalışıyorlar. Onursuzca bir yaşamı yaşamaya zorlanıyorlar. Kadınlar evine ekmek götürmeye çalışıyor ama erkek bu kadarını düşünmüyor. Kadınlar mecburen utanarak gidiyor, ne yapsın çaresiz” diye ifade etti.
‘Çocuklar yeterli gıdaya erişemiyor’
Emeklilerin maaşlarının yükselmesi gerektiğini belirten Pakize Namdar, “4 bin lira dendi, oysa et oldu bin lira. Hiç olmazsa ikramiyeleri 5 bin lira yapın ki vatandaş et yesin. Protein eksikliği var insanlarda, okullarda çocukların algıları düştü. Çünkü protein alamıyor çocuklar. Evde peynir bulursa onu koyuyor ekmeğin arasına. Mücadele edeceğiz, örgütleneceğiz, başka çaresi yok” şeklinde dile getirdi.
‘Neredeyse bütün kadınlar kadın yoksulluğunu yaşıyor’
Neredeyse bütün kadınların kadın yoksulluğunu yaşadıklarını, bu yoksulluğun sadece maddi olarak değil, yaşam sevinci, kültürel ve birçok konuda yoksunluk şeklinde olduğunu ancak bunun farkında bile olmadığını dile getiren girişimci Suna Yılmaz ise bunun yetiştirildikleri kültürden kaynaklandığını ifade etti. Kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğünü belirten Suna Yılmaz, “Kadınlar neden yoksul olduğunu da bilmiyor çünkü daha iyisini görmüyorlar. Bu ancak eğitimle, okumakla olur. Bol miktarda vaat var insanlara yardım adı altında verilen şeyler var, maddi geçici şeyler, kalıcı bir şey yok. Çocukların okuması için destek yok. Kültür olarak kız çocukları mahrum kalıyor eğitimden. Zengin birini bul evlen, internetten meşhur olup hızlı para kazanmaya özendiriliyor. Sosyal medyayı televizyonları yanlış buluyorum. Bol miktarda söz var uygulama yok” dedi.
‘Kadınlara kurumsal olarak istihdam sağlanmalı’
Kadınların kendini daha fazla geliştirmesi, şekle değil kültürel yeterliliğe önem vermesi gerektiğini ifade eden Suna Yılmaz, “Kadınlar erkeklerden çok daha çalışkan. Hem evine katkı bulunmaya çalışıyor. Halk eğitimler kurslar açıyor. Aslında uyuşturma mekanizması. Oysa burada üretilenleri dış piyasada satabiliriz. Kadınlar bireysel olarak bir şey yapmaya çalışıyor. Madem kurslar açılıyor, burada üretilenler satabilirler. Ama bu tür çalışmalar yapılmıyor. Bunu yapacak insan lazım. Bunu da ben yapamam, yetkililer düşünmesi lazım” şeklinde belirtti.
‘Kadınlar daha da güvencesiz’
Memur olmanın refah içinde yaşamak anlamına gelmediğini, bir memur emeklisi olarak geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirten Melek Aslan, “Bayramda evdeyiz. Kadınlar sadece kendilerini değil çocuklarını da düşünüyor. Onlara bu yokluğun içinde ne yaparız diye düşünüyor. Yapamadıkları için üzülüyor. Önceden üç beş kuruş ayırırlardı onu da çocukları için harcarlardı. Şimdi sadece karınlarını doyurmak için yaşıyorlar, en çok anneler üzülüyor. Neye güvenecekler, sırtlarını dayayacak kimseleri yok. Ekmek almaya bile yetmiyor” şeklinde konuştu.
‘İsyan edecek noktaya geldik’
Özellikle ev işçisi kadınların her istediğini alamadığını, yeterince beslenemediğini ifade eden ev işçisi Bircan Dursun, “Çocuklara istediğini alamayınca etkileniyorsun. Ekonomik krizden herkes etkileniyor, dar gelirli asgari ücretliler en çok da kadınlar. Çocuklarının istediğini alamayınca kadınlar etkileniyor. Kadınlar çalışıyorsa zar zor idare ediyor, çalışmıyorsa eşinden alıyor, o da kıt kanaat. En son geçen yıl dışarıya gittim, gittim bir yerde ailecek döner yedik. Başka bir şey yapamadım. Üzülüyoruz, bunalıyoruz, yaşadığımız hayata isyan ediyorsun. Çocuklarım olmasaydı bu kadar üzülmezdim” diye belirtti.
‘Sebze dahi alamıyoruz’
Tüketim ürünlerinin fiyatlarının geçen yıla nazaran astronomik oranda arttığını söyleyen ev işçisi Burcu Koçer ise, “Maaşlar arttı ama ona göre yeterli değil. Alım gücü düştü. Genel olarak herkes etkileniyor zamlardan ama en çok kadınları etkiliyor. Durumu olmayanı mutlaka etkiler. İnsanlar et alamıyor sebze alamıyor. Ben çok bir şey yaşamadım ama şükür diyemeyenler çok. 5 Liraya aldığın mal 500 Lira oldu. Nasıl etkilenmesin ki kadınlar” şeklinde ifade etti.
Kaynak: JINNEWS