• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Ekonomik krize nükleer tüy dikmek

28 Haziran 2018 Perşembe - 03:02
Kategori: Yazarlar

Halihazırda iyiye gitmeyen bir durumu daha da kötüleştirecek eylemlerde bulunulması anlamına gelen “tüy dikmek” deyimi siyasi iktidarın ekonomik kriz koşullarını yönetemeyişini ifade etmek için birebir. Zira hükümet, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren hak ve özgürlükleri OHAL baskısı altında tutarak 1930’ların Almanya’sını anımsatan Türkiye’de bu koşulları, iktidarını destekleyecek “Büyük ve güçlü Türkiye” ambalajına sardığı işlerini gerçekleştirmek için de kullanıyor. Nitekim 220 milyar dolarını 2018 yılı sonuna kadar ödemesi gereken toplam 453 milyar dolarlık dış borç sahibi Türkiye’nin Kanal İstanbul, nükleer santral projeleri, üçüncü havalimanı gibi mega projeleri bulunmakta. Bununla birlikte kamuoyuna resmi rakamlarla %12,5 olarak açıklanan 2018 enflasyon oranı, dolardaki artış karşısında değer kaybeden Türk Lirası’nı ve tüketicilerin sık kullandığı ürünleri dikkate alan analizlere göre, aslında 3,2 kat fazla yani %38,5 seviyesinde. Faizlerle dolar kuru arasında dengenin kurulamaması ile çarşı pazar fiyatlarına enflasyon haricinde değişen iklim koşulları gibi nedenlerle ürün kalitesindeki bozulmanın yansıması da cabası. Ancak bu ortamda dahi siyasi iktidar Trakya’da nükleer santral projesini seçim zamanı kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duydu ve “nükleer güç imajı” bir kez daha siyasi populizm aracı yaparak seçim kampanyası için kullandı. Oysa değil üçüncü bir nükleer santrali, Türkiye hükümetinin 2013 yılında Japonya ile hükümetlerarası anlaşma yaparak ikinci nükleer santral projesi olan Sinop’taki projeyi gerçekleştirmesi bile birçok soru işareti barındırıyor.

Nükleer santral projeleri dünya genelinde uzun inşaat süreleri, işletim, atık, söküm süreçlerinin hesaplanamayan maliyetleri ile ciddi ekonomik risk teşkil ediyor. Nitekim Sinop Nükleer Santral Projesi’nin anlaşma üzerindeki fiyatı fizibilite çalışmalarının sonucuna göre öngörülenin iki katına yani 20 milyar dolardan 40 milyar dolara çıktı. Bunun en büyük sebebi ise Türkiye’nin bir deprem ülkesi olması. Konuyla ilgilenen okuyucularımız anımsar, Sinop Nükleer Santral Projesi’ni kurmakla görevlendirilen Mitsubishi Şirketi mayıs ayında projenin maliyetinde gerçekleştirecekleri revizyonun sonucunu Temmuz ayında açıklayacaktı ki bu, açıklamanın seçim sonrası yapılması demekti. Ancak Mitsubishi A.Ş.’nin Başkanı Shunichi Miyanaga Japon Asahi Gazetesi’ne 20 Haziran günü bir röportaj verdi ve nükleer santral projesinin ilerlemeyebileceğini Japonya içinde duyurmuş oldu. Miyanaga yaptığı açıklamalarla Türkiye’de deprem riski olduğu için nükleer santralin kurulması amacıyla hesaplanan maliyetlerin en az iki katına çıkaracağını paylaştı. Açıkça Sinop Nükleer Santral Projesi’nin gelecek vaat etmediğine dair değerlendirmelerde bulunan Miyanaga, bu durumun nedenlerinden biri olarak nükleer santral projesi kapsamında çok fazla şirketin yüksek maliyetlere rağmen birlikte hareket etmesindeki zorlukları görüyor. Bu nedenle en son Japon Itochu’nun projeden çekildiği gibi başka şirketlerin de projeden çekilmesi söz konusu olabilir. Kaldı ki Miyanaga’ya göre sekiz yıldır Fukuşima nükleer santral felaketinin neden olduğu ağır maliyetlerle boğuşan Japonya’nın yurt dışı projeleriyle kaynak arayışındayken maliyetlerini düşürmesi, kâr etmeye çalışmaması neredeyse imkânsız. Açıklanan diğer bir neden ise nükleer santrallerin inşaat süreçlerinin uzun sürmesi ve projenin Türkiye Hükümeti’nin arzu ettiği gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yıldönümü olan 2023’e yetişmesindeki zorluk.

Özetle, inşaat maliyeti ikiye katlanan Sinop Nükleer Santral Projesi, bu proje için imzaların atıldığı günden bugüne dolar kurunun Türk Lirası karşısında üç buçuk kat güçlendiği de göz önüne alınırsa, Türkiye açısından en az yedi kat zarar edilecek bir iş haline geldi. Hazır Japonya tarafından Sinop Nükleer Santral Projesi ile ilgili bu itiraflar gelmişken, siyasi iktidar ekonomik krize tüy dikecek bir aksiyon almaktan kaçınmalı ve projeyi iptal etmelidir. Kaldı ki Sinop Nükleer Santral Projesi bir örnektir: Kaza halinde yaşanacakların yanısıra yalnızca ekonomik yük olması ihtimaliyle bile ki yüz milyarlarca dolarlık atık maliyetleri henüz bu hesaplara dahil edilmemiş olan Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin reaktör inşaatına başlanmış dahi olsa terk edilmesi elzemdir.

Pınar Demircan

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Türkiye AB’den uzaklaşıyor

Sonraki Haber

‘MHP oylarında manipülasyon var’

Sonraki Haber

‘MHP oylarında manipülasyon var’

SON HABERLER

Trump, 2 basın kuruluşunu ‘yasa dışı’ ilan etti

Trump, İran’a yaptırımların hafifletilmesi çalışmalarını durdurdu

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

NATO’nun Lahey Zirvesi: Kapitalizmin savaş makinesi ve dünya halklarının geleceği

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

Ortadoğu’da ateşkesin doğası, Qazi Muhammed’in mirası

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Dara duracak mıyız?

Hak temelli mücadele ve Aleviler

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Bahçeli’nin ‘ikinci kanadı’ Meclis Komisyonu olabilir mi?

Bahçeli’nin ‘ikinci kanadı’ Meclis Komisyonu olabilir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Demokrasi karın doyurur mu?

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

‘Bana bunları neden öğrettin!’

Yazar: Yeni Yaşam
28 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır