• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

El konulan hoşnutsuzluk

4 Kasım 2018 Pazar - 00:05
Kategori: Yazarlar

Başta Ortadoğu olmak üzere küresel düzeyde yaşanan sosyal, ekonomik ve politik krizler ile birlikte ortaya çıkan altüst oluşlar ve yeni bir uluslararası nizamın kurulmakta olduğu gerçeği, özgürleşme temelinde bir kolektif varoluş mücadelesi yürüten Kürtler açısından da son derece büyük bir ilgi ile takip ediliyor. Kürtlerin uzun zamandan beri süren mücadeleleri ve gelinen noktada uluslararası arenada ulaştıkları politik muhataplık düzeyi, özellikle Türkiye merkezli Kürt siyasal hareketinin etrafında gelişen toplumsal mücadelenin bir sonucu olarak gelişti.

Fakat son dönemlerde odağına Kürt siyasal hareketini alan ve ekseriyetle onu eleştiren bazı yazılar yayınlanmaya başlandı. Bunlardan özellikle Gazete Duvar’da yayınlanan üç tanesini saymak gerekir.

Fırat Aydınkaya imzalı ilk yazı Kürt hareketini yerel yönetimler düzeyinde edindiği temsil ve iktidar pratikleri üzerinden mahkûm ediyor ve hareketin bireysel düzeyde özgürleşmeyi sağlayamadığını ve kendini iktidar ilişkilerinden kurtaramadığını iddia ediyor. Mücahit Bilici imzalı ikinci yazı, Kürtlere “musallat olan evrenselci kurtuluş ideolojileri” olarak gördüğü sosyalizm ve İslamcılık çizgilerinin “Kürtleri görünmez, Kürtlüğü ise lüzumsuz hale getirdiğini” belirtiyor. Kürt hareketi açısından, sol merkezli evrenselci ideolojik yörüngede temellenen siyaset yapma biçiminin hareketin Kürt ulusal şuurunu arka plana itmesine neden olduğuna; gerçekleşmesi çok mümkün görünmeyen “ütopik” fikirler içerisinde mücadele yürütürken verili reel-politik ile bağının koptuğunu iddia ediyor. Sharo Garib tarafından yazılan üçüncü yazı ise Kürt legal siyasetinin ana arteri durumundaki HDP’yi ve özellikle Türkiye sosyalist hareketleri ile ortaklığa dayanan seçim stratejisini eleştirinin merkezine alıyor ve hatta sol-sosyalist bileşenlerin parlamentoda temsilinin önünü açan bileşen hukukunu “Kürt siyasetinde sol kayyımlar” gibi ifadelerle değerlendiriyor.

Bu eleştirilerden üçüne de ilerleyen haftalarda tek tek yanıtlar vermeye çalışacağım fakat burada her üç yazıyı da ilgilendiren ama daha genel bir bağlama konuşan bir iki şey söylemek istiyorum. Her üç eleştiriyi dile getirenlerin de bildiğinden şüphe duyamayacağımız bir şey varsa o da her eleştirinin dile geldiği, kamusal alana taştığı bağlamın görmezden gelinemeyecek derecede önemli ve aynı zamanda politik bir tercihe dayanmış olduğu gerçeğidir. Bu gerçek kendini özellikle 2015’den beri Türkiye’de yaşananlar temelinde oluşan fakat duygulanımsal boyutunun ağırlığı nedeniyle de bir politik eleştiriye tercüme edilemeyen bir hoşnutsuzluk haline yazarlar tarafından “el konulması” yoluyla ortaya koymaktadır. Fakat bu el konulan hoşnutsuzluk yazarlar tarafından yapıcı bir diyaloga çağırmak yerine maalesef yargı koyucu bir keyfilikle işletilmektedir.

Fransız filozof Jacques Rancière, ‘Nasıl Bir Zamanda Yaşıyoruz?’ başlıklı söyleşi kitabında solun kavgaların ve umutların yarım asırlık yenilgisi sonucu ortaya çıkan “yenilgi duygusu” ile ilgili haleti ruhiyesini anlatırken şöyle diyor: “Tahakkümün çıplak gerçekliği önündeki tüm yanılsamaları temizledikleri için bütün bu yenilgilerin harika şeyler olduğunu söylemek gibi çocuksu bir konum benimsemedikçe, şuradan hareket etmek gerekir: Bugün en başta gelen sorun daha ileri gitmeyi denemek değil, hakim hareketin akıntısına karşı kulaç atmaktır.”

Dünyanın dört köşesinde bu sözlerin anlam bulduğu çokça örnek olduğu gibi, yaşadığımız coğrafyada da bunu bütün çıplaklığı ile deneyimliyoruz. Küresel düzeyde egemen bir rejim haline gelen vahşi neo-liberal talancılık ile yerel düzeylerde kendini bu küresel rejim ile bağlantılı bir şekilde güçlendiren otoriter milliyetçiliklerin kol kola yürüdüğü ve “tahakkümün çıplak gerçekliği” olarak cisimleştikleri bugünlerde ileri gitmeyi denemekten ziyade, hâkim akıntıya karşı kulaç atmanın kendisi direnmenin belki de en temel mevzisi olarak görülmeli. Yenilgi duygusunu atıl bir karamsarlık olarak değil tam aksine hakim hareketin akıntısına karşı kulaç atarak, onu devrimci bir melankoliye tercüme ederek yaşayanlar ise bu mevzilerin ön saflarında mücadeleyi sürdürenler. Enzo Traverso’nun dediği gibi “devrimci melankoli, kurbanların hafızasını kutsayarak, onların angajmanlarını dışlayan ya da görmezden gelen egemen hümaniter diskurdan farklı olarak yenilenlere odaklar bakışını. Geçmişte kaybedilmiş mücadeleler ile ilgili trajedileri, kurtuluş vaadini de içeren bir yük ve borç olarak görür.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İstanbul Film Festivali başvuruları başladı!

Sonraki Haber

G-20 ülkelerine iklim çağrısı

Sonraki Haber

G-20 ülkelerine iklim çağrısı

SON HABERLER

‘Gülen’ ve ‘Güldürenler’!

‘Satın alıyorum, öyleyse varım…’

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

Kriz anları ve teori…

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Yazarlar

Emniyet Kemeri Takılıydı… Ama O Yine de Düştü!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Direniş başarıldı; sıra Demokratik Toplum’un inşasında (2)

Direniş başarıldı; sıra Demokratik Toplum’un inşasında (2)

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Siyasi kayyumun yasal dayanağı iptal edilir mi?

Siyasi kayyumun yasal dayanağı iptal edilir mi?

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Sanatçıda ideolojik ve ahlaki duruş estetik kavrayış

Barış umudu varken…

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Aşure: Kadim bir hafızanın ortak yaşam sofrasına dönüşü

Yazar: Yeni Yaşam
8 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır