Elkê’de 90’lardan bu yana ‘güvenlik’ politikalarının mağduru olan köylüler, kalıcı bir barışın devletin atacağı somut adımlara bağlı olduğunu söyledi
Şirnex ve ilçelerinde yaşayan yurttaşların barış ve çözüm beklentisi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası arttı. 1990’lı yıllardan bu yana köy yakmalar, yayla yasakları, faili meçhul cinayetler, işkence, göç, gözaltı, tutuklama ve yoğun çatışmalara tanıklık eden yurttaşlar, kalıcı bir barış ve çözüm istiyor.
‘Çocuklarımızın öldürülmediği günler görmek istiyoruz’
Elkê (Beytüşşebap) ilçesine bağlı Ewrekê köyünde yaşayan Meryem Yalçın, yaşanan acıların son bulmasını istedi. Meryem Yalçın, “Yeni bir süreç başladığı için çok mutluyuz. Barışın olmasını istiyoruz. Çok savaş gördük, çok acı çektik. Anneler çok ölüm gördü. Devletin de çözüm için adım atmasını istiyoruz. Her gün gözümüz, kulağımız televizyonda. Az da olsa şuan huzurluyuz. Çocuklarımızın öldürülmediği, tutuklanmadığı günler görmek istiyoruz” diye konuştu.
‘Yıllardır beklediğimiz şeyin eşiğindeyiz’
Setkar köyünden Salih Temel, “Yıllardır beklediğimiz bir şey vardı; şu an o şeyin eşiğindeyiz. Sayın Öcalan’ın aldığı inisiyatif ve bize verdiği sorumluluktan memnunuz. 47 yıldır süren bu çatışmalar ne zaman bitecek diye bekledik. Artık umutluyuz. Bu süreç sadece Kürtleri değil, her halkı ilgilendiriyor. Çok şey yaşadık ama yine de süreci destekliyoruz. Huzur istiyoruz, kan dursun. Cezaevlerinde binlerce hasta tutsak var, bırakılmalarını istiyoruz. Sayın Öcalan’ın da Amed’e gelmesini, süreçte aktif olmasını istiyoruz. Biz onunlayız, önderliğimize inanıyoruz” diye kaydetti.
‘Anneler süreci sahiplenmeli’
Bilbês köyünden Halime Dursun, tüm annelerin süreci sahiplenmesi gerektiğini vurguladı. Halime Dursun, “Kürtler ve Türklerin birlikte yaşamasını istiyoruz. Kimsenin yüreği yanmasın. Eğer devlet Kürtlerin elinden tutarsa güçlenir. Abdullah Öcalan dünyanın rehberidir. Eğer ilk başta onu dinlenseydiler bu kadar kan akmazdı. Biz inanıyoruz; başaracağız. En fazla anneler bu süreci sahiplenmeli” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan serbest bırakılmalı’
Tivor köyünden Makbule Aşan, sürecin ağırlığının en fazla kadınların omzunda olduğunu söyledi. Makbule Aşan, “Bu sürecin amacına ulaşması için annelerin çok çalışması gerekiyor. Artık annelerin yüreği yanmasın. Anneler el ele vermeli. Asker, polis, gerilla annesi ağlamasın. Sayın Öcalan’a inanıyoruz. Çünkü gençliğini, ömrünü bu halka adadı. Ancak hala tutuklu. Bırakılmasını istiyoruz. Bugün ‘silah bıraksınlar’ deniliyor. Ama hak verilmeden, Kürt halkı tanınmadan bu insanlar nasıl geri dönecek?” diye sordu.
‘Özgür ve barış içinde yaşamak istiyoruz’
Muşela köyü sakinlerinden Remziye Kılıç, tek taleplerinin barış olduğunu vurguladı. Remziye Kılıç, “Sayın Abdullah Öcalan’ın dediklerini destekliyoruz. Çok şey gördük, çok şey yaşadık ama yine de barış diyoruz. Gerilla da gelip annesine kavuşsun. Kürt-Türk kardeşliği olsun. Bizler Apo’ya güveniyoruz, inanıyoruz. Özgür ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Gece gündüz televizyon izliyoruz, süreci takip ediyoruz. Umarım başarırız” ifadelerini kullandı.
‘Devlet somut adım atmadan inanmayacağız’
Devletin somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Guanis köyü sakinlerinden Sait Cin ise, “Barış istiyoruz. ‘Artık yeter’ diyoruz. Bu ölümler son bulsun. Biz de kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ama halen tecrit altındayız. Devlet somut bir adım atmadan samimiyetine inanmayacağız. Kendi köyümüzde kültürümüzle ve anadilimizle yaşamak istiyoruz. Bu süreci destekliyoruz” diye kaydetti.
Haber: Zeynep Durgut \ MA