• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Emekçi dayanışması

3 Kasım 2020 Salı - 00:21
Kategori: Yazarlar

İzmir Depremi, bir kez daha Türkiye’deki kurumsal ve toplumsal zaafiyetleri ortaya koydu. 1999 Marmara Depremi ve ardından gelen onca depremden sonra ne kurumların ne de toplumun olanlardan ders almamış olduğu ortaya çıktı. Sorumluluğun büyüğü onlara yol veren siyasi iktidarda ve devlet kurumlarında ama inşaat sektörünün rantının ağızlarını sulandırdığı müteahhitlerin insan hayatına kast eden tavrını bir kez daha görmüş olduk. Medya ve yurttaşlar da bu durumu her depremin ardından kısa bir süre sonra gündemlerinden çıkarıyorlar zaten.

Deprem vergileri ve uluslararası yardımların nereye gittiği, nereye harcandığı da bilinmiyor. İktidar yetkilileri bu konuda hesap vermeyeceklerini, harcamaların gerekli yerlere yapıldığını belirtiyorlar.

Demokratik toplumların en önemli unsurlarından biri iktidarların üzerindeki medya ve yurttaş denetimidir.

İktidarların hesap verme zorunluluğudur. Ama Türkiye’de böyle bir şey yok tabii. Öyle olunca da yurttaş ve toplum olmak pek mümkün olmuyor bu ülkede.

İktidardan muhalefete siyasetin işi ise deprem süreçlerinde şov yapmak oluyor. Hayır yapsınlar da, az ötede yapsınlar bunu. Kurtarma çalışmaları sürer, enkaz altında yaşama savaşı veren insanlar bir el beklerken enkazların üzerini seçim kürsüsü, şov sahnesi olarak kullanmak niye?

Depremin en önemli etkisi, gerçekleşmesiyle derhal gündemin en önemli maddesi haline gelmesi oluyor.

Çünkü insanlar, kurumlar altlarındaki zeminin her an çekilebileceğini, yarılabileceğini görmüş oluyorlar.

Hayatın kıymeti bir kez daha hissediliyor. Ayağının altındaki zeminin bir anda çekilebileceğini, kendisinin de enkaz altında kalabileceğini gören muktedirler ve zenginler oturdukları makam koltuklarının sağlamlığını bir kez daha düşünmeliler deprem olduğunda, değil mi? Halktan kopmuş, gücünün sınırlarını sorgulamayan kurumlar da ne kadar çabuk yıkılabileceğini?

Ama yapmıyorlar, tam tersine insanların acıları bir kez daha propaganda için kullanılıyor, böylesi bir dönemde bile iktidar muhalefetle beraber çalışmaya yanaşmazken, muhalefet de hızla iktidara benziyor.

Yine de bir şey yavaştan da olsa anlaşılıyor ki, bu ülkede ancak yurttaş yurttaşa yardım edebilir, yardıma koşar.

Bu depremde de öyle oldu.

Acımasızca sömürülen, grevleri yasaklanan, direnişlerine şiddetle müdahale edilen Bağımsız Maden İş üyesi işçilerin depremin ilk anlarından itibaren yurttaşların yardımı için seferber olması çok önemliydi.

Eğer bu topraklarda bir toplum olacaksa bu, her şeye rağmen hem kendisi ve ailesi hem sınıfı için mücadele eden emekçilerin, emekçi halkların dayanışması ile olacaktır.

Bu depremde de siyasetin şovu emekçilerin erdemli duruşunu gölgeleyemedi.

Geçmiş olsun İzmir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Zemin/zihniyet

Sonraki Haber

KDP, para ve yurtseverlik

Sonraki Haber

KDP, para ve yurtseverlik

SON HABERLER

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Suriye’de ‘yeni düzen’ ve Rojava

‘Terörsüz Türkiye’ söylemi ve Kürt sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Sınıf değil, komün ve devlet çelişkisi: Öcalan’ın Marksizme eleştirileri

Sınıf değil, komün ve devlet çelişkisi: Öcalan’ın Marksizme eleştirileri

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Munzur ve Pülümür nehirleri kirletiliyor

Munzur ve Pülümür nehirleri kirletiliyor

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Buluşmaları: Sürece sahip çıkmalıyız

Demokratik Toplum Buluşmaları: Sürece sahip çıkmalıyız

Yazar: Yeni Yaşam
4 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır