BM tarafından 1992 yılında Uluslararası Engelliler Günü olarak ilan edilen 3 Aralık vesilesiyle engelli yurttaşlar, bir kez daha sorunlarını ve taleplerini dile getiriyor. Engelli yurttaşların en büyük engeli ise insanların duyarsızlıkları ve işsizlik
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1992 yılında Uluslararası Engelliler Günü olarak ilan edilen 3 Aralık vesilesiyle engelli yurttaşlar, bir kez daha sorunlarını, taleplerini dile getiriyor. Türkiye’deki engellilerin çoğu, ailelerinin onları koruma duygusu ve karşılaştıkları zorluklar nedeniyle günlük hayattan uzak ve evlerine kapalı yaşıyor. 3 Aralık’ı bir önceki yıldan farksız karşılayan engelliler, pozitif ayrımcılık bilinci zayıf olduğu için başta yollar olmak üzere merdivenleri, mekanları ve ulaşımı kullanırken bin bir zorlukla karşılaşıyor.
Yaklaşık 5 milyon engelli var
Türkiye’de kamu kurumlarının engellilik alanında yaptığı araştırmalar yok denecek kadar az. Elimizdeki en güncel veri 2011 yılında TÜİK tarafından hazırlanan Nüfus ve Konut Araştırması. Buna göre Türkiye’de yaklaşık 5 milyon engelli var ve nüfusun yüzde 6,6’sını engelliler oluşturuyor. Bu oranın yüzde 42,8’i erkek, yüzde 57,2’si ise kadın. Bu araştırmaya göre engelliler kamu hizmetlerine ve sosyal hayata erişmekte büyük zorluklar yaşıyor. Yolların ve kaldırımların yüzde 66,9’u, kamu binalarının 58,4’ü, konutların yüzde 66,3’ü, alışveriş için gidilen mekanların yüzde 59,5’i erişimine uygun değil.
Şoförler durmuyor
Engelliler için yaşam alanlarının neredeyse yok denecek kadar az olduğu Van’da, Altı Nokta Körler Derneği Şubesi’nin üyesi yurttaşlar, en büyük sorunlarının insanların duyarsızlığı, ulaşım sorunu ve işsizlik olduğunu anlattı. Mezopotamya Ajansı’na konuşan yüzde 60 görme engelli olan Aslan Dinç’in içerisinde bulunduğu ve yaşadığı zorluklara rağmen en çok yakındığı şey insanların engellilere olan duyarsızlığı. Bazı otobüs şoförlerinin kendilerini almadığını belirten Dinç, “Bizi görmemezlikten geliyorlar. Engelli olduğumuzu bildikleri halde duraklarda beklemeden gidiyorlar” dedi. Görme engelli yurttaş Nihat Tam, Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması sonrası ücretsiz ulaşım kartlarının özel halk otobüslerinde yeni yılda iptal edilecek olmasına tepkili gösterdi. Kendileri açısından en büyük engelin insanlar olduğunu söyleyen görme engelli İbrahim Üste de, “Sarı rampaların önüne araba park ediliyor. Defalarca uyardık ama ne yazık ki değişen bir şey yok” dedi.
Sorun ayrımcılık
Yaklaşık 5 milyon engelli var Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (EŞHİD) tarafından hazırlanan Türkiye’de Ayrımcılık Algısı raporuna göre toplumun yüzde 23,1’i ayrımcılığın çok yaygın bir biçimde yaşandığını düşünüyor. 26 ilde 1064 kişiyle görüşülerek hazırlanan raporda Türkiye’de yaygın bir biçimde ayrımcılığa maruz kalan engellilere dair bölümler de bulunuyor. Türkiye’de engellilik alanında veri tutma eksikliğinden yola çıkan TOHAD, 2013 yılından bu yana engellilerin maruz kaldığı hak ihlallerini izliyor ve raporluyor. Gazete Duvar’dan Aynur Tekin’e konuşan Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) Başkanı Süleyman Akbulut, “Türkiye’de engellilerin ayrımcılıktan başka bir sorunu yoktur. Engellilerin yaşadığı sorunların hepsi ayrımcılık altında ortaya çıkan sorunlardır” vurgusu yaptı. Akbulut, “Engellilerin isteği, lütuf, empati, hoşgörü, sevgi ya da kardeşlik değil. Zaten bunların hiçbiri bir hakka erişimin ya da eşit yurttaşlığın konusu değil. Aslında tek istekleri var: Anayasa’nın 10. maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesi” dedi.
Verilen sözler tutulmalı
Diyarbakır Otizmle Mücadele Derneği (DOMDER) Başkanı Mine Onur, dernek çatısı altında Otist olan çocuklar ve aileleriyle bir arada mücadele ettiklerini söyledi. Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuşan Onur, “Hedefimiz, otizmli çocuklarımızın topluma entegrasyonunu sağlamak, eğitim ve yaşam kalitelerini artırmak, bu konuda toplumsal bilinç oluşturarak otizmli çocukların ailelerinden sonra yaşamlarını sürdürebilecekleri ortamları yaratmaktı. Hala bunun için çalışıyoruz” dedi. Hükümetin engelli politikasını eleştiren Onur, “Bu yılın temasının ‘2030 sürdürülebilir engellileri kalkındırmak’ olduğunu belirten Onur, “Kimseyi geride bırakmama sözü veriliyor. Peki bu söz verilerken ağır otizmli bireyler için ne yapılacağı, onların gelecekte hayatlarını nasıl idame edecekleriyle ilgili bir şeyler yapılıyor mu? Hayır” diye konuştu. İktidarın verdiği sözleri tutmadığını dile getiren Onur, “En son Nisan ayında Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile görüşmüş. Güzeloğlu, Engelsiz Yaşam Köyü için söz vermiş ama henüz konuyla ilgili bir adım atılmış değil. İzmir’de, Konya’da benzer projeleri belediyeler hayata geçirdi. Vali bey şimdi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili görevini de yürütüyor. Verdiği sözü hatırlatmak istiyorum, 2 binden fazla otistik birey için Diyarbakır Engelsiz Yaşam Köyü çalışmalarını başlatabilir” diyor.
‘Sadaka değil işimi istiyorum’
Karşısındaki engellerle mücadele etmek zorunda bırakılanlardan biri de Ece Devrim. Jinnews’ten Safiye Alağaş’a konuşan Devrim, “Maalesef her şey hikaye. Defalarca başvurmama rağmen engelli olduğum halde hiçbir destek görmedim. Önceleri transseksüel kimliğimden dolayı yoktu şimdi ise engelli olduğum için yok” dedi. Destek almak umuduyla KOSGEB’e başvurup girişimcilik eğitimi alan Devrim, “Şişli Belediyesi’nden simit tezgahı istedim. Ama vermediler. ‘Ben engelli maaşı istemiyorum. Bana işimi verin’ diyorum. Ben sizden sadaka istemiyorum. Zaten bu toplumu senelerdir bununla beslemeye çalıştınız. Sadaka kültürüyle. Sadaka kültürünü kaldırın bana yapabileceğim kendi işimi verin, ben maaş istemiyorum. İş bulamadığım için engelli maaşı alıyorum. Engelli maaşı da yetmediği için seyyar satıcılık yapıyorum. Çünkü bu ülke açlık sınırının altında yaşıyor” dedi.
HDP’den önerge
Verilen sözler tutulmalı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, engelli yurttaşların yaşadığı sorunların araştırılması ve çözüm üretilmesi amacıyla Meclis’e araştırma önergesi sundu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2011 yılında yaptığı Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de en az bir engeli olan nüfusun oranının yüzde 12,29 olduğunu belirten Koçyiğit, Türkiye’de engelli bireyler eğitimden sağlığa, ulaşımdan iş hayatına, ekonomik ve sosyal mekanlara kadar her türlü alanda birçok engelle karşılaşmaktadırlar” diyerek “Meclis Araştırma Komisyonun kurulması elzemdir” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ