İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Yusuf, ‘talebimiz bütün hasta tutsakların serbest bırakılmasıdır. Mehmet Emin Çam’ın durumu çok ağır, Nurettin Başaran’ın durumu çok ağır. Adalet Bakanlığı hızlı bir şekilde bu meseleye eğilerek bir yasal değişikliği yapması gerekiyor’ dedi
Selman Çiçek
İnfaz Yasası’ndaki değişikliklerin tartışıldığı bu günlerde, binlerce hasta tutsak, AKP iktidarı döneminde cezaevinde hayatını kaybetti. İHD verilerine göre Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde 403.060 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. İHD’nin hasta tutsak verilerine göre ise Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde 161’i kadın, 1251’i erkek olmak üzere en az 1412 hasta tutsak bulunmaktadır. Bu tutsaklar arasında 335’i ağır durumda olup, bunlardan 230’u tek başına yaşamını sürdüremiyor, 105’inin desteğe ihtiyacı bulunmakta ve 188 tutsağın hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.
515 tutsağın hastalıkları belirtilmesine rağmen, değerlendirme için gerekli detaylar eksik olduğundan ve 2 tutsağın hastalıkları hakkında bilgi edinilemediğinden, 517 tutsağın durumunun ağır olup olmadığı değerlendirilememiştir.
Tüm Mahpuslar | Kadın | Erkek | Toplam |
Yaşamını tek başına sürdüremiyor | 14 | 216 | 230 |
Desteğe ihtiyacı var | 10 | 95 | 105 |
Sürekli kontrol | 27 | 161 | 188 |
Ameliyat gerekiyor | 2 | 36 | 38 |
Tedavi gerekiyor | 3 | 18 | 21 |
Tanı konulması gerekiyor | 10 | 24 | 34 |
Takip gerekiyor | 33 | 214 | 247 |
Ortopedik Engel | 1 | 7 | 8 |
Görme Engeli | 1 | 22 | 23 |
İşitme Engeli | 0 | 2 | 2 |
Bilgi eksik | 60 | 454 | 514 |
Bilgi Yok | 0 | 2 | 2 |
Toplam | 161 | 1251 | 1412 |
Hasta mahpusların durumlarına göre dağılımları
Verilerle kanser hastaları
Cezaevindeki kanser hastası tutsakların durumu ise şu şöyle: 122 tutsağa kanser teşhisi konulurken, 19 tutsakta kanser şüphesi bulunmaktadır. 13 tutsak ise kanser nedeniyle ameliyat geçirmiştir. Toplam, 122 kanser hastası tutsaktan 43’ü tek başına yaşamını sürdürememektedir.
Kalp hastalığı olan hastalar
Cezaevlerinde sıkça karşılaşılan hastalıklardan biri de kalp hastalıklarıdır. Bu hastalıklara acil müdahale edilmesi gerekirken, ancak cezaevi koşulları nedeniyle bu müdahaleler aylar alabilmektedir. Cezaevlerinde 295 tutsağın kalp hastalığı bulunmaktadır. Kalp, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, koroner hastalıklar ve kalp-kapak hastalıkları gibi rahatsızlıklarla mücadele eden tutsaklardan 72’si tek başına yaşamını sürdüremiyor, 20’sinin desteğe ihtiyacı var ve 4’ünün ameliyat olması gerekiyor.
Demans, Wernicke-Korsakoff
Verilere göre, cezaevlerinde 23 Wernicke-Korsakoff sendromlu hasta tutsak bulunuyor. Bu tutsaklardan 11’i tek başına yaşamını sürdüremiyor. Ayrıca, 10 tutsak MS ve ALS gibi kas hastalıklarına yakalanırken, 7’si yaşamını tek başına idame ettiremiyor. Hafıza hastalıkları bulunan tutsaklardan 4’ü demans, 3’ü Alzheimer durumu yaşarken, 55 tutsak bellek sorunu yaşamaktadır. Tutsaklardan 122’si böbrek sorunlarıyla karşı karşıya kalırken, 43’ü tek başına yaşamını sürdürememektedir. Tutsakların 31’inde böbrek yetmezliği yaşanırken,100 tutsakta karaciğer hastalığı bulunmaktadır. Öte yandan tutsakların, 5’inin Hepatit C hastalığı bulunmaktadır.
71 tutsak görme sorunu yaşıyor
Cezaevinde öne çıkan sorunlardan biri de ortopedik sorunlardır. Toplamda 103 tutsak, çeşitli ortopedik sorunlarla mücadele etmektedir. Bu tutsaklardan 23’ü, yaşamlarını tek başına sürdürememekte; 14’ü ise destek almaya ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, 5 tutsağın acil ameliyat olması gerekiyor. Göz sağlığı ile ilgili olarak, 173 tutsak farklı göz problemleri yaşamaktadır. Bu gruptan 37 tutsak, tek başına yaşamlarını idame ettiremiyor. Bunun yanı sıra, 71 tutsak görme sorunlarıyla karşı karşıya ve bunlardan 4’ü için acil ameliyat gerektirmektedir.
İnfaz yasası değişmeli
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Yusuf Erdoğan, hazırladıkları raporu gazetemize değerlendirdi. Avukat Erdoğan, Türkiye’de cezaevine giren bir tutsağın hastalığa yakalanmamasının neredeyse imkansız olduğunu belirtti. Hasta olarak cezaevine giren tutsakların, hastalıklarının ilerlemesi ve yaşam haklarının ihlali gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Yusuf Erdoğan, hasta tutsakların hastane sevklerinde kötü muameleye maruz kaldığını vurgulayarak, “Özellikle hastane sevklerinde uygulanan çift kelepçe, ağız içi arama zorunluluğu ve durumu ağır olan tutsakların kelepçeli bir şekilde tedavi edilmesi, sağlık haklarının ihlalidir” dedi. Ayrıca, hasta tutsakların infazlarının ertelenmesi gerektiğini ve 5275 sayılı kanunun uygulanmasında yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Yusuf Erdoğan, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) yasadan kaynaklanan nedenlerle tek karar merci olarak durmasının da bir problem olduğunu belirtti. Hasta tutsakların tam teşekküllü hastanelerden aldıkları “Cezaevinden kalamaz” raporlarının cezaevi idaresi tarafından kabul edilmediğini vurguladı. ATK’nin çoğu zaman ağır hasta tutsaklar için “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini söyleyen Erdoğan, bu durumun birçok tutsak için ölümle sonuçlandığını ifade etti.
Mevzuatın değiştirilmesi zorunluluğu
Hasta tutsaklara ilişkin idarenin aleyhte birçok uygulaması bulunduğunu belirten Yusuf Erdoğan, yasadan kaynaklanan sorunların da baş gösterdiğini aktardı. İHD ve diğer hukuk kurumları, mevzuatın değiştirilmesi için çeşitli önerilerde bulunmuş durumda. Özellikle İnfaz Yasası’nın 25. maddesinin değiştirilmesi ve 16. maddenin revize edilmesi gerektiği konusunda talepleri olduğunu sözlerine ekledi.
İnfaza ara verilmiyor
Ağırlaştırılmış müebbet ceza alanlarla ilgili infaza ara verilemeyeceğine dair net bir yasa olduğunu hatırlatan Yusuf Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hastalığı ne olursa olsun, bir yurttaş ağırlaştırılmış müebbet cezası alırsa infazına ara verilemez. Bu durum, yaşam hakkı ihlaline neden olmaktadır. Yine infaz yasasında çıkarılması gereken bazı maddeler var. Örneğin, tam teşekküllü bir hastaneden ve ATK’den alınan ‘Cezaevinden kalamaz’ raporu olmasına rağmen, cezaevi idaresi veya savcısı inisiyatif kullanarak bırakmayabiliyor. İdare ve savcı, bir araştırma raporu hazırlıyor; bu rapor olumsuz gelirse hasta tutsak, raporlara rağmen tahliye edilemiyor. Bunlar hem uygulamadan hem de mevzuattan kaynaklanan sıkıntılardır. Tabi ki, tutsaklar hakkındaki lehe kanunlar da uygulanmıyor.”
İktidar dönemsel yaklaşıyor
Hasta tutsakların bugünün sorunu olmadığını söyleyen Yusuf Erdoğan, “İHD kurulduğundan beri gündemde olan bir konudur. Hasta tutsakların bu kadar artması, infaz sisteminin bir sonucudur. Bu konuda çok önemli raporlar yayınladık. Özellikle yüksek güvenlikli cezaevlerinin ve S ile Y tiplerinin artması, hasta tutsaklar için bir sorun haline geliyor. Hasta tutsaklar, İHD’nin her zaman gündemindedir. Ancak iktidar, hasta tutsaklar meselesini dönemsel olarak gündeme getiriyor.
Öneriler yapıldı, rapor sunuldu
Adalet Bakanlığı ile DEM Parti’nin yaptığı toplantıda bazı öneriler yapıldı. 2013 -15 sürecinde de çok kapsamlı raporlar hazırladık. Adalet Bakanlığı ile de görüştük ancak bir sonuç almadık. Bazı hasta tutsaklar bırakıldı, ancak bu da uzun bir mücadelenin sonucudur. Bugün yine hasta tutsaklar kamuoyunda önemli yer tutuyor. Biz insan hakları savunucuları olarak hasta tutsakların dönemsel olarak tartışılması gereken bir mesele olarak görmüyoruz. Yapılması gereken şudur: Adalet Bakanlığı, hazırlanan listeler üzerinden bir çalışma yapmalı ve mecliste infaz kanunundaki değişikliklerle hasta tutsakların önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu süreçte devletin samimiyeti varsa, bu konuda adım atmalıdır. Verilerimizi Adalet Bakanlığı ile paylaşacağız.”
Yasal değişiklik elzem
Ağır hasta tutsaklara da değinen Yusuf Erdoğan, “Şu anda 335’i çok ağır hasta tutsak var, bunlar acil tahliye edilmelidir. Tabi bu bizim tespit ettiğimiz, tespit edemediğimiz tutsaklar da var. Bir kısmı ile ilgili infaz erteleme süreci ile ilgili ilgileniyoruz. Talebimiz, bütün hasta tutsakların serbest bırakılmasıdır. Mehmet Emin Çam’ın durumu çok ağır, Nurettin Başaran’ın durumu çok ağır. Adalet Bakanlığı hızlı bir şekilde bu meseleye eğilerek bir yasal değişikliği yapması gerekiyor” dedi.