Yerel seçimde sarsıcı bir yenilgi alan AKP’de iç iktidar kavgası derinleşirken, MHP ile ittifakın maliyeti artıyor. Erdoğan ve AKP’nin baskı politikaları ise krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor
Yerel seçimlerin üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim sonuçlarını hazmetmekte zorlanıyor. Türkiye’nin en önemli büyükşehirlerini kaybeden AKP, İstanbul’da seçimi yenilemek için tüm yöntemleri devreye koyarken, parti içi cadı kazanına döndü. AKP içinde çıkar gruplarının kavgası derinleşirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisini bir arada tutmakta zorlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP’yi ve Türkiye’yi krize sürükleyen politikalardan vazgeçemediği değerlendirmeleri yapılıyor.
Soylu MHP’nin bakanı
AKP’de MHP ile ittifakın kaybettirdiği fikrinde olanlar ile buna karşı çıkanlar arasında çekişme yaşanırken, bir diğer gerilim kaynağı ise Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın başını çektiği isimlerin parti arayışı. Erdoğan partisinin Kızılcahamam kampında bu isimlere gözdağı verirken; Gül, Davutoğlu ve Babacan’ın yakın zamanda ayrı oluşum için resmi adım atacağı iddia ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin hemen ardından “Türkiye İttifakı” çıkışı yaparken, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sert sözleri sonrası geri adım attı. Erdoğan daha önce de yerel seçimlere ittifakla girilmeyeceğini belirterek MHP’ye “herkes yoluna” demiş; Bahçeli’den gelen sert sözler ve kimi AKP’lilerle işbirliği sonrası yine geri adım atmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Bahçeli’nin “adamı” gibi hareket etmesi, MHP’nin bürokraside ve güvenlik teşkilatında artan etkisi, Erdoğan’ı Bahçeli’ye mahkum olduğu görüntüsü veriyor. Bahçeli’nin hiçbir sorumluluğu olmadan Erdoğan ve AKP’yi yönetmesinin AKP içinde bile rahatsızlıklara yol açtığı kaydediliyor. Erdoğan’ın ise baskı politikalarından başka bir çözüm üretemediği, hem ülkenin hem de AKP’nin krizini derinleştirecek adımlardan medet umduğu kaydediliyor. İstanbul seçimlerindeki ısrar ve cezaevlerinde tecride karşı başlatılan açlık grevleri konusundaki sessizlik de bu politikaya bağlanıyor.
Yıldırım kopuyor mu?
Öte yandan parti içi kulisler iç yangının büyüdüğünü gösteriyor. AKP’nin Kızılcahamam kampında moralsizlik kameralara yansırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim olmamış gibi konuşması dikkat çekti. Muhalefeti HDP üzerinden yine “terörist” olmakla itham eden Erdoğan, Türkiye’yi çöküşe götüren savaş politikasının süreceği sinyalini verdi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminde yine Kılıçdaroğlu’nu suçladı. Parti içinde Berat Albayrak’ın başında olduğu belirtilen Pelikancıların inisiyatifli olduğu belirtilirken, AKP’nin seçimi kaybeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ı Kızılcahamam kampına davet etmediği ortaya çıktı. Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Yıldırım’ın damat Albayrak ile anlaşamadığı sık sık gündeme getirilmişti. Bu adımın Yıldırım’ı küçük düşürmeye yönelik olduğu belirtilirken, İçişleri Bakanı Soylu’nun da adeta AKP’nin değil MHP’nin bakanı gibi hareket etmesi parti içinde rahatsızlık yaratıyor.
Gül’e Saray sansürü
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin, “Türkiye’yi seçimleri tartışmalı bir ülke haline asla getirmemek gerekir” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden Gül’ün açıklamalarının bulunduğu sitenin uzantısının silindiği ortaya çıktı. Sitenin resmi bölümde, Gül’ün sitesinin adresi ve tıklandığında yönlendirme bulunan uzantısı kaldırılarak en üst düzeyde sansür uygulanmış oldu.
CHP’den linç yanıtı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıya dair açıklamalarına yanıt verdi. Öztrak, “Linç girişimi hukuku devre dışı bırakmak isteyenlerin milletimize ve demokrasimize düzenlediği bir operasyondur. İktidarın bu suçu sıradanlaştırması masum değildir ve suçluların telaşını yansıtmaktadır. Linç girişimini mazur göstermeye çalışanlar bu linç girişiminin ortağıdırlar. Kimse bize ‘şehit cenazelerine gitmeyin’ demeye cürret edemez. Bizim şehitlere ‘kelle’ diyen kendini bilmezlerden alacağımız hiçbir tavsiye olamaz. Milletimiz 31 Mart’ta bölücü dilin sahiplerine gereken dersi vermiştir” dedi.
İşte iktidarın ‘örnek’ doktoru
Trabzon’da Medikal Park Hastanesi’nde görev yapan doktor Mahmut Arslan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 88 yaşında vefat eden annesi Yemuş Kılıçdaroğlu’na yönelik ırkçı paylaşımda bulundu. Alevilere de küfreden ırkçı doktor, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik de ağır ifadeler içeren paylaşımda bulunmuştu. CHP’nin suç duyurusunda bulunmasının ardından Arslan paylaşımlarını silip “Saldırıyı kınıyorum” diye yazmıştı. Kamuoyundan gelen sert tepkilerin ardından açıklama yapan hastanenin yönetim kurulu başkanı Muharrem Usta, o doktorun işine son verildiğini söyledi. Birçok AKP’li yetkili Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimini saldırganı överek savunurken, AKP’ye yakın birçok hesap linci savunan paylaşımlarda bulunmuştu.
HABER MERKEZİ