RSF tarafından ‘Dünya Basın Özgürlüğü Düşmanları’ listesi açıklandı. Buna göre, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ‘yasal’ kategoride yer verilerek, yargıyı basına karşı kullandığı vurgulandı
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), basın üzerinde baskı oluşturan liderlere yer verdiği “Basın Özgürlüğü Düşmanları” listesini açıkladı. 2021’den sonra ilk defa açıklanan listeye dair açıklama yapan RSF, Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içerisinde 159’uncu olarak gösterildiğini hatırlatarak, yıl başından bu yana 20 gazetecinin tutuklandığını bunlardan üçünün halen tutuklu olduğunu belirtti.
Erdoğan ‘yasal’ kategoride yer aldı
“Politik”, “güvenlik”, “ekonomi”, “yasal” ve “sosyal” olmak üzere beş alanda oluşturulan listede AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “yasal” kategoride, yargının gazetecilik haklarını kısıtlamak için araçsallaştırılması yönüyle eleştirildi.
Erdoğan’ın yer aldığı kategoride, ABD’de Federal İletişim Komisyonu (FCC) başında bulunan ve özgür haberciliği boğmak için kurumu politik amaçlara alet eden Brendan Carr da sayılıyor.
Birçok isim yer aldı
Dünya Basın Özgürlüğü Düşmanları listesinin “Siyasi” kategorisinde, Rusya’dan Vladimir Putin, Azerbaycan’dan İlham Aliyev, Belarus’tan Alexander Lukachenko, Afganistan’dan Haibatullaj Akhundzada, İran’dan Ali Hamaney, Venezuella’dan Nicolas Maduro, Macaristan’dan Viktor Orban’nın adı da listede.
“2025 Dünya Basın Özgürlüğü Düşmanları” listesinde ise, “Güvenlik” alanında, İsrail silahlı kuvvetleri, Çin Komünist Partisi, Myanmar’da Devletin Güvenlik ve Barış Komisyonu, Burkina Faso Juntası, Meksika’nın Jalisco Nueva Generacion karteli, Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman ve Sırbistan’ı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 98. sıraya gerileten Aleksandar Vucic yer aldı. Açıklamada, İsrail ordusunun Başbakan Benjamin Netanyahu yönetiminde, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de en az 220 gazeteciyi katlettiği, bunlardan en az 62’sinin görev başındayken katledildiği yazıldı.
Çoğulcu medya tekelleştirildi
“Ekonomi” dalında ise ABD merkezli Alphabet (Google, YouTube) ve Meta (Facebook, Instagram, Threads), medyayı ekonomik olarak zayıflatan yapılar olarak yer aldı. Bu yapılar, Amazon ile birlikte, Çin hariç, dünya reklam piyasasının yüzde 56’sını ellerinde tutuyor. Aynı kategoride, Fransa’da son 10 yıldır medyada hakimiyetinin genişleten, Canal+, CNews, Europe1, Le Journal du Dimanche, vs gibi kuruluşların da sahibi medya patronu, milyarder sanayici Vincent Bolloré, çoğulcu medyayı tehlikeye atan tekelleşme faktörü olarak gösterildi.
250’den fazla gazeteci yargılandı
Açıklamada, “Yasal” kategoride gösterilen Türkiye ile ilgili, “2023 seçimlerinden bu yana, toplumsal eylemler sırasında görev yapan gazetecilere yönelik şiddet ve gözaltılar sıklaşıyor. Erdoğan hükümeti, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “terör örgütü üyeliği”, “terör örgütü propagandası” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarına sistemli şekilde başvuruyor” ifadelerine yer verildi.
Verilen bilgilere göre, 11 yıl içinde 250’den fazla gazeteci “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılanırken, bunların 19’u sadece 2025 yılında yargılandı. 2025’te 14 gazeteci mesleki faaliyetleriyle bağlantılı olarak hapis veya para cezalarına mahkum edildi.
‘Sözde gazeteci’ sözleri hatırlatıldı
Raporda, yine Erdoğan’ın kamuoyuna yaptığı müdahalenin ardından, Temmuz ayında LeMan mizah dergisinin 5 temsilcisi tutuklandığı hatırlatıldı. Erdoğan’ın medyaya yönelik söyleminden örnek veren RSF, Erdoğan’ın 6 Mayıs 2025’te Beştepe’de 10. Anadolu Medya Ödülleri programında yaptığı konuşmada kullandığı, “Halkımız, kışkırtıcı sorular ve saldırgan bir üslupla açıkça provoke ediliyor. Adalet, hakaretlere tepki gösterdiğinde, bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara koparılıyor….Manşetler sayesinde doğrudan hükümete ayar verildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye bugün 2020 öncesine göre, çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir” sözlerine yer verildi.
HABER MERKEZİ
 
			








