NATO Zirvesi’ne ilişkin konuşan Erdoğan, ‘Güvenli Bölge’ planlarına destek bulamadıklarını itiraf ederek ‘Bize Suriye’de ne işiniz var, ne zaman çıkacaksınız diyorlar. Sizin burada ne işiniz var’ tepkisinde bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de kurulması planlanan güvenli bölgeyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke ‘Size gerekli desteği vereceğiz’ dedi” ifadesini kullandı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi için İngiltere’nin başkenti Londra’da kendisini takip eden Türk gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, Zirvede NATO’nun gündeminde olan stratejik konuları etraflıca ele alma fırsatını bulduklarını söyledi.
Türkiye, İngiltere, Almanya ve Fransa arasında yapılan Suriye konulu Dörtlü Zirve’ye ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, kendisine toplantıda gelen eleştirileri şöyle sıraladı: “Zirvede de bu konuların yanı sıra özellikle Suriye’deki Barış Pınarı Harekatı’nı etraflıca ele aldık. Burada kendilerine hazırlamış olduğum belgeleri, bilgileri takdim ettim. Bunun daha da ötesinde üzerinde durdukları bir konu var; ‘Buradan ne zaman çıkacaksınız?’ Biz de kendilerine ‘Peki sizin burada ne işiniz var?’ diye soruyoruz. ‘Sınırınız mı var burada?’ Yok. ‘Peki size karşı taciz mi var?’ Yok. ‘Taarruz mu var?’ Yok. ‘Peki, ne işiniz var burada?’ Bizim burada 911 kilometre sınırımız var.
‘Ne işiniz var Suriye’de?’
Tacizse bize, taarruzsa bize. Bizler şehitler veriyoruz. ‘Sizin herhangi bir can kaybınız, yaralınız var mı?’ Yok. ‘Peki burada ne işiniz var?’ ‘Bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?’ ‘Bakın’ dedim, ‘Çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Resul Ayn’da -malum buranın uzunluğu 120 kilometre, derinliği 32 kilometre- belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Çünkü biz buraya bir barış için girdik ve bu barışı burada tesis edeceğiz. Peki bunların güvenliği ne olacak? O da yine bizim sorumluluğumuzda. Eğer sizler de burada rol alırsanız beraberce buranın lojistiği olarak bu güvenliği de tesis ederiz. Daha önce bunu Sayın Obama ile de konuştuk. Diğer koalisyon güçleriyle konuştuk. Hatta siz hava destekli lojistiği sağlayın, güvenliği sağlayın, biz burada DEAŞ’a karşı da diğer terör örgütlerine karşı da bu mücadeleyi veririz’ dedik.”
YPG soruldu
Erdoğan, “Trump’la yaptığınız görüşmede YPG konusunda bir ilerleme var mı? ABD’nin herhangi bir tavır değişikliği olacak mı?” şeklindeki soruya da şöyle yanıt verdi: “NATO Zirvesi’nde yapılan açıklamalara, konuşmalara bakıldığı zaman hepsi de teröre karşı olduklarını söylüyor. Ama iş başa düştüğünde buna karşı bir mücadeleyi ortaya koyma maalesef olmuyor. Temenni ederiz ki bundan sonraki süreçte bunları yaşamayız. Herkes sözünün arkasında durursa o zaman tabi terörle mücadelede işimiz çok daha kolay olacak”.
Erdoğan’a “Niye evet dedik? YPG’nin terör örgütü olarak tanınması konusunda bir teminat aldık mı?” şeklinde bir soru da yönetildi. Erdoğan bu soruyu şu şekilde cevapladı: “Orada konsey komisyon meselesi var. Bu konsey komisyon toplantısı ile ilgili o döneme kadar zaten bu işin şu anda geçerliliği adeta yok gibi. Süreç başlamıştır. Daha sonra 6 aylık periyodu var. Bu 6 aylık süreç işlerken böyle bir olay vuku bulduğu anda da burada başta NATO Genel Sekreterimiz olmak üzere hepsi devreye girerek bu işi tekrar yoluna rayına sokma şanslarına sahipler. Bu noktada bizi aşırı derecede bağlayıcı bir şey yok.”
İdlib
Erdoğan, devamla Türkiye kontrolündeki bölgelerde sık sık yaşanan patlamalara ve Suriye ordusunun İdlib’e yönelik operasyonuna ilişkin bir soruyu yanıtladı. Erdoğan’on konuşması şöyle: “O bölgelerdeki saldırılar terör örgütünün yanı sıra rejimin yapmış olduğu faaliyetler neticesinde de oluyor. İdlib’de de benzer şeyler oluyor. Tabi biz bunların uyarısını, ikazını yapıyoruz. Biliyorsunuz gerek bizim gerekse Rusya’nın, karşılıklı olarak heyetlerimiz var. Bu heyetler sürekli görüşme halindeler. Bu tür şeylerde karşılıklı uyarılar yapıyorlar. Eğer onları rahatsız edecek olan bir şey İdlib’deki muhalefet cephesinden olmuşsa, onlar bize bunu duyuruyorlar ve burada hemen bir arabuluculuk yapıp bu işi düzenleme yoluna gidiyoruz. Ama aynı şey karşı tarafta olunca da yine aynı durumu Rusya’nın ağırlıkta olduğu heyete bildirip orada bu işin önün almaya, bunu durdurmaya yönelik adımlar atılmasını istiyoruz. Yani olay böyle adeta bıçak sırtı bir süreç diyebilirim. Bir geçiş süreci diyebilirim. Tabi nüfusu itibarıyla büyük bir yer.
Putin’e bel bağladı
Ama orada da tabi can yanıyor. Can yandığı zaman bunu da görmemezlikten gelemezsin. Böyle bir durum var. Şimdi Ayn el-İsa’da olanlar var. Münbiç’te hala verilen sözler tutulmuyor. Bakıyorsunuz Tel Rıfat’ta, Tel Abyad’da, Resul Ayn’da pazar yerleri zaman zaman bombalanıyor. Hatta işte en son bir cezaevinin bombalanması olayı var. Cezaevinin bombalanması olayında maalesef kadın çocuk ölenler var. Şimdi bunlara nereye kadar sessiz kalacağız. Biz de gerek Dışişleri Bakanımıza gerek Savunma Bakanımıza gerek istihbarata diyoruz ki hemen muhataplarınızla bu görüşmeleri yapın, bu işin önünü alalım. Olmadı tekrar Sayın Putin ile bu işi görüşelim. Biliyorsunuz ocak ayının 8’inde Sayın Putin’in buraya gelişi var ve İstanbul’da inşallah Türk Akımı açılış törenini yapacağız. O zamana kadar bekleyebilir miyiz bekleyemez miyiz, bir de bu var. Bütün bu olaylar devam ederken nasıl olsa 8’inde gelecek diye de beklemeyebiliriz. Belki bu arada görüşmemiz gerekirse telefon diplomasisi yolunu çalıştıracağız.
‘Güvenli Bölge’de’ki yalnızlık
Erdoğan, Türkiye’nin “Güvenli Bölge” planına gerekli desteği bulamadığını da itiraf etti. Bir gazetecinin “Güvenli Bölge” planında Avrupa’dan destek alınıp alınamadığına ilişkin sorusuna yanıt veren Erdoğan, “Bana göre bu konuda maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor. İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke ‘Bu konuda biz size gerekli desteği vereceğiz’ dedi. Biz de diyoruz ki en azından biz imkanlarımız çerçevesinde Tel Abyad ve Rasulayn arasındaki bölgede bir çalışma başlatalım. Bu çalışmayla ortaya bir mülteciler şehri çıkartalım. Onun için de bazı planlarımız var, bu planları da işletelim diyoruz ve peyderpey ülkemizdeki Suriyelilerden o bölgedeki toprak sahiplerini ev sahiplerini kendi yerlerine gönüllülük esasına dayalı olarak geri gönderelim” dedi.
LONDRA