Şarkılarda, kitaplarda, şiirlerde kadınların birer obje olarak gösterildiğini belirten TJA aktivisti Xecê Şen, buna karşı mücadele ettiklerini söyledi. Şen, ‘Yeni bir dil oluşturma hedefindeyiz. Bize kodlananların alternatifleri için çalışıyoruz’ dedi
Dille üretilen ötekileştirme, nefret söylemleri ve cinsiyet rolleri, şiddetin yeniden üretilmesine neden oluyor. Tevgera Jinên Azad (TJA) ise kadını obje olarak gören zihniyet tarafından dile yerleştirilen cinsiyetçi ifadelere karşı yeni bir dil yaratmayı hedefliyor. TJA aktivisti Xecê Şen, üretilen eserlerde cinsiyetçi dilin gelişimini ve bu dille mücadele yöntemlerini Jinnews’e anlattı. Doğal toplumda küçük düşüren, onur kıran, olumsuz anlamda etkileyen bir dil olmadığını söyleyen Xecê Şen, erkek egemen zihniyetle birlikte cinsiyetçi dilin geliştiğini belirtti.
Jineoloji zorunlu kıldı
Yazı diliyle birlikte cinsiyetçi dilin geliştiğini ifade eden Xecê Şen, “Jineolojî’nin vermiş olduğu bakış açısı bu konuyu zorunlu bir şekilde gündemimize almamızı sağladı. Yazılmış şarkılarda, kitaplarda, şiirlerde kadınların bir obje olarak görüldüğüne dikkat çeken Xecê Şen, kadınları köleleştirmeye götüren bir dilin kurulduğunu ve eserlerde ‘namus’ kavramının işlendiğini dile getirdi. “Başlık parası, aşk adı altında kadına rol yüklenmesi, kadını eve hapsetme, üretilen eserlerde toplumsal bir gerçeklik olarak karşımıza çıkıyor” diyen Şen, “Gerçekliğin ise bu olmadığını biliyoruz. Doğal toplumdan günümüze kadar, mitolojiden aydınlanma dediğimiz döneme kadar tüm yaşamı ören kadındır. Yazı dilini, edebiyatını, felsefesini oluşturan da kadındır. Kadınlar edebiyatta erkek egemen zihniyetin eleştirisini yaparak yeni bir bakış açısını oluşturuyor” dedi.
Kitaplarda iktidar dili
Filozofların, edebiyatçıların eserleri incelenirken, bir iktidar diliyle yazıldığının görüldüğünü aktaran Xecê Şen, şöyle dedi: “Topluma bu kadar sinsice yedirilen bir düşüncenin bilincini oluşturan kitaplardır. Bu eserler bilimsel değildir, aksine bu yaklaşım bilimciliktir. Dolayısıyla bunun kabulünün, gerçekliğinin tespitini yaparak eğitim adı altında topluma yedirmiş ve mal etmiştir. Biz edebiyatta toplumsal cinsiyeti tartışırken sadece erkeklerin kitaplarını ele almıyoruz. Aynı zamanda kadınların da hangi bakış açısıyla yazdığını ve nasıl yazması gerektiği konusunda tartışıyoruz.”
Kitaplarımızı çıkaralım
“Biz Kürt kadın hareketi olarak gündemimize alıp bunun eleştirisini yaparken yeniden bir dil oluşturma hedefindeyiz” diyen Xecê Şen, şunları ekledi: “Beynimizde, ruhumuzda kodlanan kavramların çözümlerini yaparak alternatiflerini oluşturmaya çalışıyoruz. Tüm kitapları yeniden okuyarak tanımlamak ve yeni bir terminoloji oluşturarak kolektif düşünceyi ve ortak hafızayı oluşturmalıyız. Kadın bilimi olan Jineoloji’yi oluşturduğumuz bir dönemde, kadın aydınlanma çağı hedefine ulaşmak için mücadele yürütürken, ilk önce kendimizi tanımlayarak ve kodlardan arınarak, kişiliğimizi oluşturarak yeni bir dil ve düşünceyle yazılarımızı yazmalı ve kitaplarımızı çıkarmalıyız.”
DİYARBAKIR