• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Ağustos 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

eşit haklar yeter mi?-ayşe düzkan

1 Temmuz 2019 Pazartesi - 00:45
Kategori: Yazarlar

şu cezaevi anıları konusunu erkeklerin askerlik hatıralarına döndürmek istemiyorum. söz, bu son bahsedişim olacak.

çıktığımın ertesi günü mecburen denetimli serbestlik bürosuna gittim. her hükümlünün başvuracağı bir memur var. farklı cezaevlerinden çıkmış hükümlüler, sıra bekliyoruz. grubun içinde tek kadın benim, kısa süre içinde başlayan sohbette anlaşılıyor ki tek türk ve tek “siyasi” de benim. (bu da ufak bir hayrete yol açıyor, türklerin siyasi suç işlemelerinin şaşırtıcı bulunmasından bir sürü vazife çıkartıyorum ama bu ancak bir sohbetin konusu olabilir.) kalan herkes “adli” ve ya kürt ya roman.

denetimli serbestlik kapsamında kamu hizmeti yaptığım yerde benim gibi “çalışan” başka hükümlüler var, onların da hepsi ya kürt ya roman. eskişehir’in biraz dışındaki çifteler kadın açık cezaevi’nde de adli suçluların neredeyse tamamı romandı, içlerinde bir tane kürt olduğunu hatırlıyorum.

bu tabii ki tesadüf değil. ayrımcılığa, ırkçılığa uğrayan halklar dünyanın her yerinde yoksulların en çaresizlerini oluşturuyor. daha büyürken her gün şiddetle yüz yüze geldikleri için korkuları azalıyor, diğer yandan eğitime ulaşmakta zorlanıyorlar, iş bulmakta da. ve böylece neredeyse tek sermayeleri gözükaralık olarak hayata başlıyorlar. cesaretin belirleyici olduğu mesleklerin çoğu da suç sayılıyor. suç sayılıyor diyorum çünkü malum örneğin hırsızlığın çapı büyüdükçe suç olma ihtimali azalıyor.

ayrımcılık, ırkçılık her zaman başka başka ilişkilerin, örneğin köleciliğin, sömürgeciliğin bir sonucu. ama şu değişmiyor. dünyanın her yerinde ayrımcılığa, ırkçılığa uğrayan bir halka mensup yoksul bir gencin, hayatını suç sayılan işlerle kazanmaktan başka çok az çaresi var. türkiye’de kürtler, romanlar, abd’de latinler, siyahlar… abd’de siyah bir gencin, sokakta yürürken, hırsızlık vb. bir suç işleyeceği zannıyla polis tarafından vurulma ihtimali var. (şunu da hatırlatayım, eğitime ulaşmak konusunda kürtler romanlara göre çok daha şanslı.)

bu halkların kimi mensuplarının tanınır, sevilir olması da onlara yönelik ayrımcılığı değiştirmiyor. kibariye ya da hüsnü şenlendirici küçük yaşta evlenmek zorunda kalan roman kadınların, ömürlerinin çoğunu hapiste geçirmelerine sebep olan işlerde çalışmalarını engellemedi. ibrahim tatlıses, özcan deniz ya da mehmet sıddık torun, kürt gençlerinin, köylerinden kopup geldikleri batı şehirlerindeki kaderini değiştirmedi.

iş bununla bitmiyor. dünyanın her yerinde göçmenler, en kötü koşullarda, en düşük ücretlerle çalışmak zorunda, şiddete, ayrımcılığa maruz kalıyor. malum dünya üzerindeki göçmenlerin çoğunluğunu suriye iç savaşı yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalanlar oluşturuyor. türkiye’de, iktidarın bu çatışmadaki rolünü eleştirmeyi aklına getirmeyenlerin, suriyelilere nasıl düşmanlık ettiğine şahit oluyoruz. (nitekim bunu yazdığım sırada, ikitelli’de suriyelilere ait evler ve işyerleri, suriyelilerin bir çocuğa tecavüz ettiği gerekçesiyle tahrip ediliyordu.)

şu artık açık bence. kimlik siyaseti, devletten eşit haklar talep eden bir kapsamla sınırlanamaz. artık kürtler, romanlar, araplar her zamankinden daha fazla, sivil halkın baskısıyla karşı karşıya, bugün her zamankinden daha fazla, en zor emek süreçlerinde yer alıyor.

burada bir parantez açayım. mesele sadece halklarla sınırlı değil. dünyanın yoksul nüfusunun çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. türkiye’de yükselen işsizlik, en fazla kadınları ve tabii lgbti’leri vuruyor. kadın işsizliği, kadınların ücretli çalışması şart sayılmadığından kimi istatistiklerde hesaba bile katılmıyor.

yoksulluktan, çaresizlikten bağımsız bir ayrımcılık yok. o yüzden ekonomiyi, emeği hesaba katmayan bir mücadelenin sonuç alması mümkün değil.

sadece bu da değil, sıradan vatandaşın bilincini değiştirmeyi hedeflemeyen bir mücadelenin de sonuç vermesi imkânsız. bu da ülkenin diğer yoksullarıyla bir araya gelmeyi gerektiriyor çünkü ırkçılığın taşıyıcısı olanların, ayrımcılık uygulayanların önemli bir kısmı yoksullar. ve onlara pankartlarla, dövizlerle, basın bildirileriyle ulaşmak çok zor, yüz yüze bir iletişim sağlamak gerekiyor. yoksa yoksulların birbirini kırmasının ülkenin temel çelişkisi olduğu bir ortama razı geleceğiz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Bağımlı olma özgür ol’

Sonraki Haber

Üçüncü yol: Demokratik duruş ve inşa-Cafer Menafi

Sonraki Haber

Üçüncü yol: Demokratik duruş ve inşa-Cafer Menafi

SON HABERLER

Süveyda’da ambargo krizi: 20 çocuğun yaşamı tehlikede

Süveyda’da ambargo krizi: 20 çocuğun yaşamı tehlikede

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Sakarya’da kadını katletme girişimi

Sakarya’da kadını katletme girişimi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin

Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Barış Vakfı’ndan Kürtçe engeline tepki: Sürecin ruhuna aykırı

Barış Vakfı’ndan Kürtçe engeline tepki: Sürecin ruhuna aykırı

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Gazze’de kıtlık ilan edildi

Gazze’de kıtlık ilan edildi

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Amed Barosu’ndan tahliye engellerine karşı 4 kuruma başvuru

Tutsak yakınlarından İGK’ye tepki: Asıl siz pişman olmalısınız

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

Abdullah Öcalan’ın aldığı kararlar doğru

Yazar: Yeni Yaşam
22 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır