Hendek’te 7 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikasının sahibi Yaşar Coşkun ifadesinde, patlamadan işçileri ve mühendisleri sorumlu tuttu
Sakarya Hendek’te havai fişek fabrikasının patlaması sonucu 7 işçi hayatını kaybetmişti. Fabrikanın sahibi MÜSİAD bölge başkanı Yaşar Coşkun, savcılık ifadesinde patlamanın sorumluluğunu işçilere ve mühendislere yükledi.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre Coşkun, patlamaya barutun stok yapılmasının neden olduğu yönündeki iddialarla ilgili “Barutu stoklama şansımız yoktur. Kanuni sınırlaması vardır. Stok yapma durumumuz söz konusu değildir” savunmasında bulundu. Ancak Coşkun ifadesinin devamında depolarda ne kadar malzeme olduğunu bilmediğini, bunun depocuların görevi olduğunu söyledi
‘Sorumluluk bende değil’
Çalışan işçilerin yanlarında mevzuat gereği bulundurması gerektiği kadar malzeme bulundurduklarını öne süren Coşkun özetle şunları söyledi: “Bunun, belirlenmesinin sorumluları ise kimya mühendisleri ve iş güvenliği uzmanıdır. Uyarılara rağmen işçiler fazla malzeme getirmeye devam ediyorsa işçiler de sorumludur. Bunun kontrolü ve sorumluluğu bende değildir. Bu hususta iş güvenliği ve sorumlu müdür deftere yazmış ise de bana iletmemiştir.
Ayrıca defter önüme gelmemiştir. Gelseydi zaten imzam olurdu. Yapılan iş güvenliği toplantısına en son 4-5 sene kadar önce katılmıştım. Bundan sonra toplantılara katılmadım çünkü fabrikanın işveren vekili Asiye Hanım’dır. İmza yetkisi ondadır. MÜSİAD Başkanı olduğum için çok yoğunum. Yaklaşık 3-4 yıldır fabrikaya nadiren gelirim. İş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’un tespitleri varsa çalışmaya neden devam etti ya da neden durumu deftere yazmadı. Çalıştığı sürece de bana herhangi bir eksiklik bildirmemiştir. Ayrıca fabrikada yılda 3-4 denetim yapılırdı. Kesinlikle bize denetimden önce haber gelmezdi.”
Oysa çalışanlar ifadelerinde denetimlerin bir gün öncesinden kendilerine haber verildiğini söylemişti. iş güvenliği uzmanı da deftere her şeyi yazamadığını açıklamıştı.
‘Ne kadar ürün stoklandığını bilmiyorum’
Koronavirüs salgını sürecinde işlerin yavaşlatılarak, malzemelerin depoya kaldırıldığını ifade eden Coşkun, “Bu süreçte üretilen malzemenin hangi depoya konulduğunu depocular bilir. Hangi depoda ne kadar iyi mal, malzeme vardı, bunu ben bilmiyorum. Ne kadar ürün stoklandığını da bilmiyorum. Ancak çok aşırı bir yığılma olmamıştır” dedi.
‘Tazminat peşine düştü‘
Fabrikadaki yetkililerin işçilerin daha fazla üretim yapması için baskı yapıldığı yönündeki beyanlarına da değinen Coşkun, şu ifadeleri kullandı: “İşçilere baskı yapılmaz. Herkesin üreteceği mal standarttır. Bu iddialar, medyanın veya müştekilere tazminat davalarında vekillik etmek isteyen avukatların ve sigorta şirketlerinin yönlendirmesi sonucu verdikleri ifadelerdir. Kulağımıza vefat eden Ramazan Kor’un ailesinin daha cenazeyi almadan tazminat peşine düştüğü duyumları geldi.”
İşçiler uyarıyordu
İşçilerden Nuray Cihangir, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada, patlama olmadan önce malların çok ısındığını ve işçileri uyardığını söylemişti.
13 yıllık çalışan Kesiban Yolcu da “Malları ısınma yapıyor diye dışarı sermişler. Bunlar patladı diyorlar ama patlasa dün patlardı. Üretim bölümünden çıktığını tahmin ediyorum. Isınma olmaması gereken bir şey, uyardık ama dinlemediler” dedi. Sendikaları olmadığına dikkat çeken Yolcu, “Siparişlerin yetişmesi için çok baskı yapıyorlardı” dedi. Patlamada yaralanan Güllü Aslan da Sebahattin Tepeçınar’ın (47) yaralıları kurtarmak isterken ikinci patlamada yaşamını yitirdiğini anlatmıştı
SAKARYA