Şiyar Be! Platforma Tekoşîna Li Dijî Tiryakê /Farkına Var! Uyuşturucuyla Mücadele Platformu’nu, Amed’de çadır, yürüyüş ve broşür dağıtarak farkındalık çalışması yapıyor: ‘Zehire değil, emeğe sarıl’
Selman Çiçek
Şiyar Be! Platforma Tekoşîna Li Dijî Tiryakê /Farkına Var! Uyuşturucuyla Mücadele Platformu’nun, uyuşturucu ve fuhuşa karşı “Zehire değil, emeğe sarıl” şiarıyla halkı bilinçlendirmek amacıyla çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürüyor. Nisan ayında kuruluşunu deklere eden platform, Kent Konseyi birlikte bir çalıştay düzenledikten sonra sokağa indi.
Amed’in beş ayrı noktasında yürüyüş düzenleyerek bilinçlendirme broşürleri dağıtan platform, kentin iki büyük parkı olan Rojava ve Koşuyolu Parkı’nda ise bilinçlendirme çadırları açarak günlerce süren nöbetler tuttu. Platform Eş Sözcüsü Murat Kan, yaptıkları farkındalık çalışmaları ve bundan sonra yapılacak çalışmalarla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu.
Uyuşturucuyla Mücadele Platformu olarak 26 Nisan’da kuruluşlarını bir yürüyüş ile ilan ettiklerini ifade eden Murat Kan, şunları söyledi: “Kentin birçok dinamiğiyle görüşmeler yürüttük. Ortaklaşmaya çalıştık. Asıl amacımız olan toplumsal bir farkındalık yaratmaktı. Bu amaçla kentin önemli dinamiklerinden biri olan Kent Konseyi ve Büyükşehir Belediyesi’yle ortaklaşarak bir çalıştay örgütledik ve o çalıştayda yer alarak katkı sunmaya çalıştık. Sonraki süreçte saha çalışmaları yürüttüğümüz alanlarda, broşürler dağıtarak toplumsal farkındalık oluşturmaya çalıştık. Bunun yanı sıra yürüyüşler gerçekleştirerek hem halkla hem de esnafla temas kurmayı amaçladık. Bu çalışmaları yürütürken platformun tanıtımını bir yandan amaçladık. Çünkü platformun izlediği bir strateji var. Genel anlamda uyuşturucunun toplumsal bir yara olduğu gerçekliğinden yola çıkarak yapılması gerekenin bir toplumsal savunma olduğunu tezini uzun süredir öne sürüyorduk ve bir toplumsal savunu olarak bu çalışmaları yürüttük.”
Sorun toplumsal
Çalışmalarının genel amacı bir boyutuyla toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturmaya dönükken diğer taraftan toplumun bu işin bir tarafı olduğunun gerçekliğini topluma hatırlatmak olduğunu altını çizen Kan, şöyle devam etti: “Bu sorunun sadece platformun bir sorunu olmadığını, kentin dinamikleri kadar toplumun kendisinin sorunu olduğu gerçeğini kavratmaya çalıştık. Bu anlamda da olumlu geri dönüşler aldık. Uzun bir süre broşür dağıtarak ya da birebir temaslar kurarak ya da yürüyüşlerle topluma bu anlamda üstlenmesi gereken sorumluluğu hatırlatmaya çalıştık. Bu noktada mesafe aldığımız gerçekliğini de söyleyebiliriz.
Yani çağrılarımızın genel çerçevesi şuydu; ‘toplumsal savunudur, dolayısıyla platformun işi değildir. Kuşkusuz; platform buna öncülük edecektir ama asıl sorumluluk toplumun kendi sorumluluğudur. Çünkü; bilinçli, kendi kimliğini, kendi toplumsal gerçekliğinin farkına varmış bir toplum da böylesi sorunlar ya hiç yaşanmaz ya da asgariye indirgenir. Fakat; bütünlüklü olamayan, kendi kimliğine yabancılaşmış, kendi değerlerini inşa edemeyen, kendi değerlerine yabancılaşmış toplumlarda egemen sistem böylesi argümanlarla toplumun bütünlüğünü parçalamaya çalışır.
Biz de bu gerçekliği vurgulayarak toplumun biraz kendisine gelmesi gerektiğini hatırlattık.
Halkın kendisinden çok olumlu tepkiler alıyoruz. Farklı kesimlerden hiç politize olmamış ama bu toplumun bir bireyi olarak sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin farkına varan insanlardan olumlu tepkiler alıyoruz ve her şeyden önce bu sorunun çözümünün sokakta olduğu gerçekliğini onlar da bize hatırlatıyor. Bizde sokakta, mahallede ve özellikle Amed özgülünde gidebileceğimiz her alanda halkımızla, ailelerimizle ve gençlerimizle ilişkilenerek bu sorunu çözmeyi amaçlıyoruz.”
Ahlaki-politik yeniden inşa
Platform olarak belirledikleri bir planlama olduğunu belirten Kan şunları dile getirdi: “Bizim zaten platform olarak genel anlamada belirlemiş olduğumuz bazı etkinliklerimiz var, bir stratejimiz var, toplumu ahlaki politik değerler üzerine yeniden inşasını amaçlayan ve bunu yaparken toplumun temel hastalıklarını çözmeye çalışan bir yerden sorunları ele alıp değerlendiriyoruz.
Kentin bütün dinamikleriyle ortaklaşarak onlarla birlikte bir toplumsal savunuyu öngörüyoruz ve onların da önerilerini dikkate almayı amaçlıyoruz. Bir diğer konu eğitsel ve sportif etkinliklerle, gençlerle ortaklaşmayı amaçlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde mahallelerimizde gençlerimizin farklı eğitsel, kültürel etkinlikler yapabileceği bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz.
Bunun yanı sıra çocuk evleri diye bir projemiz var. Ayrıca kentin özellikle parklarının ciddi bir sorun olduğu gerçekliği de dikkate alındığında parklarımız da farklı etkinlikler, kültürel, sportif ve müzik etkinlikleri düzenleyerek hem halkla ilişkilenmeyi aynı zamanda halkla ilişkilenirken de halkta toplumsal bir bilinç oluşturmayı kendi kendisini örgütleyebilecek, kendi kendini savunabilecek halkın kanayan yarasına da çözüm olabilecek bir toplumsal gerçekliği inşa etmeyi amaçlıyoruz.”