AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kürt meselesinin çözümünde net tutum ortaya koymamasını eleştiren insan hakları aktivisti Fatma Bostan Ünsal, ‘Hem hukuki hem de pratik uygulamaların gelişmesi gerekiyor. Güven vermesi için önemli’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024 ve 22 Ocak’ta iki görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerden yansıyan mesajlarda Abdullah Öcalan, Meclis ve toplumsal çözümü işaret ederken bu doğrultuda heyet, siyasi partiler ve sivil toplumla görüşme turlarını başlattı.
Ziyaretler ve çözüme yönelik yaklaşımlar olumlu yönde seyretse de tutuklamalar, gözaltılar ve DEM Parti belediyelerine atanan kayyımlar neticesinde halklar ve DEM Parti, iktidarın bu çelişkileri ortadan kaldıracak somut adımlar atmasını dile getiriyor.
Tüm bu süreci AKP’nin ilk kuruluş yıllarında yer alan ve insan hakları aktivisti Fatma Bostan Ünsal değerlendirdi.
‘Sorun çözmekte başarısızlar’
Türkiye’nin sorunlarını genel itibariyle çözmekte başarısız olduğunu ifade eden Fatma Bostan Ünsal, Kürt sorununun bugüne kadar çoktan çözülmesi gerektiğini söyledi. Fatma Bostan Ünsal, “Türkiye’nin çoktan çözmesi gereken bir sorunu çözme teşebbüsü olarak değerlendiriyorum bu süreci. Çünkü çoktan bunu halletmesi gerekiyordu. Parti kurulduğu zaman da bu konuya dair ben Tayip Bey’e bir metin vermiştim. Bu, hep yaptığımız düzenli bir şeydi. Türkiye maalesef sorunlarını çözemiyor. Sadece Kürt meselesi için değil, biliyorsunuz önemli bir başörtüsü sorunu vardı. Şu an pek hatırlamasak da çok sayıda insanı, kadını etkileyen ve Türkiye’nin yüzde 85’inin karşı olduğu başörtüsü yasağını dahi çözememişti. O nedenle çok başarılı değil, bu zamana kadar da çözemedi. Suriye’deki gelişmeler bu sorunu çözmek için motive edici gelişmeler olarak seyrediyor, bu şekilde değerlendiriyorum. Umarım çoktan çözülmesi gereken bu mesele çözülür” dedi.
‘Güven verilmeli’
2013-2015 süreci hatırlandığında insanların tedirginlik ve temkinlilikle yaklaşmasının şu aşamada doğal olduğunu belirten Fatma Bostan Ünsal, “Buna hak vermek ve bu tedirginliğin üstesinden gelecek hem hukuki hem de pratik uygulamaların gelişmesi gerekiyor. Güven vermesi için önemli” sözlerini kullandı.
Meclis’in adres gösterilmesi
DEM Parti İmralı Heyeti’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan getirdiği mesajlarda, Meclis’in rolüne işaret etmesini değerlendiren Fatma Bostan Ünsal, Meclis’in adres olarak gösterilmesinin önemli olduğunu söyledi. Fatma Bostan Ünsal, şöyle devam etti: “Birçok açıdan bu dönem önceki döneme göre artılar barındırıyor. Daha önce MHP ve CHP’nin karşı olduğunu görmüştük, özellikle CHP Meclis’i adres göstermişti. Şimdi Meclis’in ana adres olarak gösterilmesi ve MHP’nin de bu konuda neredeyse ön açıcı çalışmaları nedeniyle daha rahat ilerlenebilecek bir süreç”
Anayasa değişikliği
Tartışmalarda bazı kesimlerin Anayasa meselesini olumsuz bir yaklaşım olarak kullanmaya çalıştığını söyleyen Fatma Bostan Ünsal, bu noktada muhalefet bloğunun bakış açısını değiştirmesi gerektiğini belirtti. Fatma Bostan Ünsal, “Muhalefet bloğu, anayasa değişikliğini Cumhur İttifakı’nın iktidarını sürdürmek için bir araç olarak görmekten vazgeçmelidir. Müzakere sürecinin ilerlemesi için de bu gereklidir. Çok büyük bir sorun olacağını da düşünmüyorum” dedi.
2013-2015’teki çözüm sürecinde daha demokratik bir ortamın olduğunu ifade eden Fatma Bostan Ünsal, “O dönemde muhalefet bloğu, hem CHP hem de MHP, bazı konularda daha sert bir tutum sergiliyordu. Olumlu tarafı, muhalefet bloğunun bu süreçte destekleyici olmasıdır. Ancak anayasa konusunda o dönemde de önemli bir birikim oluşmuştu ve partilerin neredeyse üçte ikisi maddeleri kabul etmişti. Bu nedenle buraya dönmek anlamlı olacaktır. O dönemde bir uzlaşma zemini oluşmuştu. Tekrar bir anayasa komisyonu kurularak tüm partilerin eşit temsiliyet sağlaması mümkün olabilir. Bunu yapmak gerekiyor çünkü sürekli tekerleği yeniden icat ediyoruz. Oysa üzerinde uzlaşılmış konular var; buradan başlamalıyız ki ilerleme kaydedelim. Bu şekilde yaklaşılırsa sorunlar çok daha rahat çözülebilir” diye konuştu.
‘Ekonomi ve özgürlükler dibe vurmuş durumda’
Toplumun, başlatılacak süreç için siyaset tarafından hazırlanması gerektiğini ve savaşın neler kaybettirdiğinin her fırsatta anlatılması gerektiğini ifade eden Fatma Bostan Ünsal, şunları belirtti: “Şu anda Türkiye halkı hem ekonomik hem de özgürlükler açısından neredeyse dibe vurmuş durumda. Bunun sebebi, Kürt meselesinin çözülememiş olmasıdır. Türkiye kamuoyu, eğer bunun farkına varmış ve kendi özgürlüğü ile refahı için bu meselenin adaletli bir şekilde çözülmesi gerektiğine inanmış olsa, neden karşı çıksın? Bu süreçte tarafsız bir dilin gelişmesi gerekiyor ki insanlar da çok fazla itiraz etmesin. Neden itiraz etsinler ki? Bu, onların iyiliğine ve refahına olacak bir husus.”
‘Neden ortaya çıktığını sormak gerek’
AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın henüz çözüme ilişkin net bir tutum ortaya koymamasını, ayrıca sürecin tek bir başlık üzerinden götürülmeye çalışılmasını eleştiren Fatma Bostan Ünsal, “Şu anda süreç sadece ‘terörün bitirilmesi’ olarak ele alınıyor. Tabii bunu anlayabiliriz; tüm Türkiye kamuoyuna hitap ediliyor ve Türkiye kamuoyunun süreci desteklemesi önemli. Ama dediğim gibi, ‘Neden ortaya çıktı?’ sorusunu konuşmak gerek.” dedi.
Fatma Bostan Ünsal devamla, “Biz Diyarbakır Cezaevi’ni konuşmayacak mıyız? Pislik yedirilen insanları konuşmayacak mıyız? Hâlâ çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri’ni konuşmayacak mıyız? Biz toplumuz; toplumda yaşayan diğer insanların acılarına arkamızı dönemeyiz. Bolu’daki yangına bütün toplum olarak üzüldük, depremde yaşanan bir problem herkesi yaraladı. Türkiye halkı da bu sorunun çözülmemesi nedeniyle mağdur; pek çok şehit verilmiş durumda. Bunun fark edilmesi için bazı başlıkların açılması gerekiyor. ‘Neden anlamlı olduğu’ konusunda sadece ‘terörün bitirilmesi’ başlığıyla sınırlı kalan bir ikna yöntemi, çok da ikna edici olmayacaktır. Hazır böyle bir zemin varken bunu değerlendirmeliyiz.” Dedi.
‘Ancak doğal müttefik olabiliriz’
Baştan beri bu süreci Türkiye için ikinci bir şans olarak gördüğünü belirten Fatma Bostan Ünsal, “Yüzyıl önce Musul-Kerkük ile ilgili olarak Türkiye ne demişti, biliyorsunuz, Misak-ı Milli içinde yer almıştı. Türkiye şunu söylemişti: ‘Referandum yapalım.’ O kadar emindi ki oradaki yöneticiler, Kürt halkının Türkiye ile birlikte yaşamak isteyeceğine. Bugün, aslında 5-6 yıl öncesinde bir referandum gündeme geldiğinde Türkiye itiraz etmişti. Bu süreçte tam olarak nereden nereye geldiğimizi Türkiye’nin düşünmesi gerekiyor. Şimdi Suriye’de benzer şeyler olacak ve Türkler ile Kürtler beraber yaşamak isterler; birbirlerinin refahından kıvanç duyar, birbirini destekleyen bir zeminde olmaları gerekir. Gerçekten, şundan çok rahatsız oldum: Trump, ‘Kürtler ve Türkler doğal düşman’ dedi. Biz niye öyle olalım? Türkiye, bu konuda bir eleştiri de yapmadı. Ortak evliliklerimiz, evlatlarımız var. Biz doğal düşman değiliz ki! Ancak doğal müttefik olabiliriz. Tabii ki Trump’ı böyle konuşturan başka hususlar da var ama böyle konuşturtmayacak bir zeminin de oluşturulması gerekiyor. En güzel yalanlama ve itiraz, bunu düşündüren zeminin ortadan kaldırılması olacaktır” şeklinde konuştu.
Haber: Melek Avcı / JINNEWS