Kürt kadın hareketi ve feminist hareketin yıllardır ortak barış mücadelesi yürüttüğünü belirten Feride Eralp, ‘Barışın toplumsallaşması, toplumla bir arada barış bize ne ifade ediyor, barış hayatımızda ne değiştirir üzerine çalışmalar yapmalıyız’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta açıkladığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın etkileri sürüyor. Çağrı eksenli Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde barışı toplumsallaştırma ve inşacısı olma üzerine yoğun bir çaba sarf ediliyor. Abdullah Öcalan da son gönderdiği mektupta, kadınların bu sürece öncülük etmesi ve yürütücü olması çağrısı yaptı. Kürt kadın hareketi ve Türkiye kadın hareketi de süreçle ilgili ortak toplantı ve çalışmalar yürütüyor. Bu minvalde kurulan ‘Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’ de çalışmalarını büyütüyor. İnisiyatif, barışın önündeki engellerin kaldırılması ve Meclis’te komisyon kurulması talebiyle 8 Temmuz’da Ankara Güvenpark’ta açıklama yaparak, Meclis’e yürüyecek.
Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nde yer alan Aralık Feminist Kolektif üyesi Feride Eralp, sürecin kadın boyutunu değerlendirdi. Feride Eralp, barış süreçlerinde kadınların sözünün görünmez kılındığına vurgu yaparak, müzakere masalarında kadınların dertlerinin kıyıda köşede bırakıldığını anımsattı.
Ortak barış mücadelesi
Kürt kadın hareketi ve feminist hareketin ortak mücadelesine işaret eden Feride Eralp, “Kuracağımız, barışı aynı zamanda kadınların da özgür olduğu bir barış olarak hayal edelim ve bunun için çalışalım. Kadın hareketi barış mücadelesinde önemli bir geleneğe sahiptir. 1990’lardan bu yana Türkiye kadın hareketi, feminist hareket ve Kürt kadın hareketi Kürt sorunun çözümü için bir arada ortak mücadele veriyor. Bunun için çok çeşitli örgütlenmeler, platformlar, zeminler kuruldu. Bugün Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi de bunun en son versiyonudur” dedi.
‘Kadınlar sürecin parçası olmalı’
Savaşta kadınlar ve sevdiklerinin hayatını kaybettiğini anımsatan Feride Eralp, “Her iki tarafın evleri yıkılıyor, köylerinden sürülüyorlar. Hayatı yeniden kurmanın yükü kadınların üstüne konuyor. Kadınların anadilini konuşması önünde çok ciddi engeller konuluyor. Tüm bu konuların sürecin merkezine oturması için, kadınlar sürecin parçası olmalı” diye aktardı.
Acil talepler
Feride Eralp, süreç bağlamında öncelikli yapılması gereken “Acil” talepleri şöyle sıraladı: “Siyaset suç olmaktan çıksın. Buna zemin sağlayan Terörle Mücadele Kanunu gibi kanunlar kaldırılsın, hasta tutsaklar başta olmak üzere siyasi mahpuslar özgür bırakılsın. Sınır ötesi harekatlara, özel güvenlik bölgesi uygulamalarına, askeri yığınağa derhal son verilsin. Tüm kayyımlar geri çekilsin, kayyım atanmasının zeminini oluşturan ve OHAL bahanesiyle yasalaştırılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname iptal edilsin. Bu acil talepler biraz konuşma alanını açmaya ve fikrini ifade etmenin suç olmaktan çıkmasına yönelik taleplerdir. Bunun sonrasında da barışın toplumsallaşması, toplumla bir arada barış bize ne ifade ediyor, barış hayatımızda ne değiştirir üzerine çalışmalar yapmalıyız.”
‘Kimsenin ezilmediği ülke’
Devletin süreci barış ve yüzleşmekten ziyade Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerle birlikte ‘iç cepheyi tahkim etme’ olarak ilerletmek istediğine dikkati çeken Feride Eralp, “Kimsenin ezilmediği, sömürülmediği, yoksullaştırılmadığı bir ülke istiyoruz. Muhalefet başta olmak üzere Kürt hareketi dışındaki tüm toplumsal kesimlere çok büyük iş düşüyor” mesajını verdi.
Haber: Yeşim Tükel / MA