FilmAmed Belgesel Film Festivali bu yıl 9’uncu kez ‘Kökler… Ateşin Etrafında Gerçek Söylenceler…’ temasıyla sinemaseverlerle buluşacak
Selman Çiçek
FilmAmed Belgesel Film Festivali bu yıl 9’uncu kez sinemaseverlerle buluşacak. İlk olarak 2011 yılında Kayapınar Belediyesi’ne bağlı Cegerxwîn Kültür Sanat Merkezi’nde “Film Günleri” adıyla başlayan etkinlik, zamanla bir belgesel film festivaline dönüştü. Festival, 2016’daki kayyum darbesi sonrası kültürel etkinliklerin sekteye uğramasına rağmen faaliyetlerini sürdürdü. Festival’in 9’uncusu, Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği öncülüğü Kayapınar Belediyesi iş birliğiyle düzenlenecek. 26–30 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek festivalin bu yılki teması ise, “Kökler… Ateşin Etrafında Gerçek Söylenceler…” olarak belirlendi.
Ortadoğu Sinema Akademisi’nden Dilan Toftik, festivale dair gazetemize konuştu.

- 8 yıllık bir kayyım tahribatın olduğu bir kentte FilmAmed Belgesel Film Festivali’nin 9’uncusunu bu yıl gerçekleştireceksiniz? Böyle bir tahribatın olduğu kentte festival yapmak neden önemlidir?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir: 8 yıllık kayyum tahribatının yaşandığı bir kentte FilmAmed Belgesel Film Festivali’ni tekrardan Kayapınar Belediyesi ile ortaklaşarak gerçekleştirmek bizim için önemli bir yerde duruyor. Kayyumlar yalnızca halkın siyasi iradesini gasp etmekle kalmadı, aynı zamanda çok ciddi bir kültürel tahribat da yarattı. Bir kentin hafızası mekânlarıyla, sanatıyla ve kültürüyle var olur. Ancak kayyumlar geldikten sonra öncelikli olarak kadın kurumları kapatıldı, ardından da sanat üretimi baskı altına alındı. Salonlara, mekanlara erişim zorlaştı ifade alanları daraltıldı.
FilmAmed Belgesel Film Festivali, yıllardır sansürün her haline karşı bir duruş sergiliyor. Orta Doğu Sinema Akademisi Derneği, yereldeki sivil toplum örgütleriyle birlikte büyük bir emekle bu festivali bugüne kadar taşıdı. Yerel yönetimlerle yeniden işbirliği yapabilmemiz filmlerin daha geniş bir program la halka ulaşmasında destekleyici oluyor. Salonlara ulaşmak, mekân bulmak, dayanışmak artık daha mümkün hale geliyor.
- Festivalin sloganı “Kökler… Ateşin Etrafında Gerçek Söylenceler…” olarak belirlendi. Bu teme biz neyi anlatıyor? Festivalin amacı ve şiarı nedir?
Festivalimizin bu yılki tema ve sloganını kökler ekseninde belirledik. Kökler, arkaik bir söylemi refere ederek tarihsel, toplumsal ve kültürel bütün kodları kapsayan bir yapısallığı barındırır. Geçmiş bunun içinde yeniden canlılık kazanır ve yeni anlamlar üreterek tomurcuklanır ya da meyveye durur. Bu da, hafıza ve belleğin önemine işaret ederek kültürel aktarımın devamlılığını sağlar. Bu devamlılık ve canlılığı düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen metafor ağaçtır.
Kürt mitolojisinde özgürlükle simgeleşmiş olan ateş, kahramanlık destanlarında önemli bir anlatı aracı olarak yer edinmiştir. Ateş etrafında söylence kurmak, mitsel kökenli masal anlatıcılığına atıfta bulunur ve bunu günümüzde sinema salonlarında film izleme alışkanlığına benzetir. Çünkü her modern alışkanlığın ve tutumun altında ritüelsel bir deneyimin izleri görülür.
Genel olarak sinema sanatının, özelde ise belgesel sinemanın zamana ve tarihe tanık olarak bunu kayıt altına alma özelliği; sinemanın hafıza, bellek ve geçmiş-gelecek arasında çok önemli bir temsil alanına sahip olduğunu gösterir. Bu da sinemayı mitolojik köklere bağladığı gibi, aynı zamanda kendi mitolojisini ve söylencesini de yaratabilen bir sanata dönüştürür.
- Festival, bu yıl 9’uncu kez yapılacak. FilmAmed, Kürt kültürü ve tarih noktasında ne gibi rol üstleniyor.
Amed’deki en köklü film festivali olan FilmAmed, Kürdistan’daki tek belgesel film festivalidir. FilmAmed, anlatı dili Kürtçe olmayan filmlerin Kürtçe altyazısını zorunlu tutarak, bütün baskı ve dijital içeriklerini çok dilli bir şekilde sürdürerek Kürtçe dil çalışmalarına ve ayrıca kültürel, sanatsal çalışmalara önemli katkılar sunmaktadır.
FilmAmed, halk-sinemacı etkileşimi çerçevesinde önemli bir köprü vazifesi görerek; izleyicilerin filmin yönetmeni ile film üzerine tartışmalarına olanak sağlamaktadır. Aynı zamanda, şehre gelen sinemacıların Amed’in kültürel ve toplumsal yapısına dokunmasına ve sinemaya ilgi duyan gençlerle deneyimlerini paylaşmalarına fırsat vermektedir.
- Festivalin Kürt sinemasına etkisi nedir, ne gibi katkılar sundu, sunacak?
Her şeyden önce Belgesel film üretimi: gerçekliliği kendi bağlamından koparmadan ve olduğu gibi aktarabilme imkânı sunması, belgesel sinemayı ifade özgürlüğünün önemli bir aracı haline getiriyor. Bizim yaşadığımız coğrafyada ise hak ihlalleri, baskılar ve bunlara karşı gelişen güçlü bir halk direnişi var. Bu gerçekliklerin görünür kılınması yalnızca bir anlatı meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir direniş alanı yaratıyor. Festival, bu nedenle yalnızca film gösterimleriyle sınırlı kalmıyor; paneller, forumlar ve tartışma alanlarıyla düşünsel ve kolektif bir zemin de oluşturuyor. Bu alanlar, birlikte düşünmenin, dayanışmanın ve yan yana durmanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Ayrıca festival, üretim sürecinde çeşitli zorluklarla karşılaşan yönetmen ve yapımcılara da destek oluyor. Proje başvuruları alarak üç farklı belgesele destek sunuyoruz. Bu destek, özellikle kısıtlı imkânlarla üretim yapmaya çalışan sinemacılar için kendini ifade etme zemini oluşturuyor.
Kısacası festival, sadece filmlerin gösterildiği bir platform değil aynı zamanda üretimi destekleyen, dayanışma alanı açan ve toplumsal hakikatin sinema yoluyla ifade edilmesine katkı sunan güçlü bir yapı olarak Kürt sinemasında önemli bir yere sahip.
- Festivalin başvuruları sürerken şu ana kadar kaç başvuru yapıldı. Bu kadar yoğun başvuruyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu ana kadar festivale 500’ün üzerinde başvuru geldi. Başvurular hem festivalin kendi web sitesi üzerinden, hem de uluslararası festivallerin kullandığı Film Freeway platformu aracılığıyla alınıyor. Başvurular 1 Haziran’da sona erdi.
Festivalin bu kadar ilgi görmesinin sebebi sadece filmlerin gösterildiği bir alan olmayışı. Asıl mesele, her şeye rağmen sözünü söylemek isteyen, bir şey anlatmak, ifade etmek isteyen sinemacılarla bir araya gelerek panellerde, forumlarda, sinemacıların yaşadığı zorlukları birlikte konuşuyoruz. Hep beraber tartışıyor, birbirimize güç veriyoruz. Hem üretimi destekliyor hem de bir araya gelerek ortak bir dayanışma ve direnç alanı yaratılıyor. İlginin bu kadar yoğun olmasının sebebi de bence bu.
- Bu yıl festivalin temaları da olacak. Bunun yanında ödüllerde olacak. Nasıl bir festival bizi bekliyor?
Bu yıl festivalimiz vizyon ve misyonunu geliştirerek, daha kapsamlı ve anlamlı bir program hazırladı. Festival sadece film gösterimlerinden ibaret değil aynı zamanda üretimi destekleyen, ortaklaşan, dayanışmayı büyüten bir alan kurmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda FilmAmed Film Fonu
aracılığıyla üç farklı projeye destek vereceğiz. Bir projeye yapım desteği, birine post-prodüksiyon desteği, bir diğerine ise teknik ekipman desteği sunacağız. Böylece projelerin hayata geçmesinde bir katkımız olmasını, birlikte ortaklaşarak bir üretim alanı oluşturmayı önemsiyoruz.
Destek Miktarları:
Yapım Desteği: 300 bin TL (1 Projeye).
Post Prodüksiyon Desteği: 250 bin TL (1 Projeye).
Teknik Ekipman Desteği (1 Projeye).
Ayrıca bu yıl festivalin kendi sözünü daha açık ve doğrudan kurabileceği üç ana tema belirledik. Bu temalar üzerinden özel ödüller de vereceğiz:
Tema ve Ödüller:
1. Toplumsal Eşitlik ve İnsan Hakları
Tema Ödülü: “Orhan Doğan Adalet ve Hakikat Ödülü”
2. Gölgeden Işığa: Kadının Yolculuğu
Tema Ödülü: “Leyla Qasim Özgürlük Ödülü”
3. Ekoloji: Köklerden Yarına
Tema Ödülü: “Hewsel Bahçeleri Ödülü”
4. Halk Jürisi
Halk Jürisi Ödülü: “Kemal Kurkut Halk Ödülü”
Tüm bu ödüllerin amacı; toplumsal meselelerde sözünü cesaretle kuran, fark yaratan çalışmaları görünür kılmak, desteklemek ve dayanışmayı büyütmek. Sinemayla kurduğumuz bu ortak dili daha da güçlendirmek istiyoruz.
- Türkiye’de AKP iktidarı ile birlikte basına dönük yoğun sansür ile birlikte sinemada da sansürün olduğunu görüyoruz. Festival, bu sansürü nasıl kırmayı hedefliyor?
Basın ve sanat alanında ciddi bir baskı ve sansür söz konusu Özellikle halkın haber alma kaynaklarının iktidar eliyle sınırlanarak tek yanlı bir enformasyona izin verildiği koşullarda ciddi toplumsal sorunların dile getirilmesi, paylaşılması, tartışılması iktidar eliyle imkânsız hale gelmekte ve bu durum çok ciddi hak ihlallerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Sanat alanında da sanatçıların ifade özgürlüğü ve sanatsal etkinliklerini halkla buluşturması üzerinde ciddi bir sansür ve engelleme geliştirilmektedir. Belgesel sinema, bir sanatsal ve estetik ifade alanı olmasının yanı sıra yaşanan toplumsal sorunları, hak ihlallerini ve bunların çözüm yollarını gündeme getirme, tartışmaya açma ve ulusal ve uluslararası düzeyde duyarlılık oluşturma, kamu otoriteleri üzerinde baskı oluşturma noktasında önemli bir işlev görmektedir. Filmlerin belgesel sinema estetiğinin gerektirdiği ölçülere sahip olması yanında bir dinsel, cinsel, etnik, dini veya herhangi bir kimliği aşağılamayan, ötekileştirmeyen ve öncelikli olarak kadın, çocuk, hayvan ve çevre haklarına vurgu yapan filmlere öncelik vermekte tamda bu noktada sözümüzü daha güçlü kurmak adına dayanışarak ve birlikte yol yürüyerek demokratikleşmenin de bir parçası olmayı hedefliyoruz. FilmAmed sözünü özgürce ifade edebilmenin alanını yaratıyor.