Tutsaklara para gönderdiği için ‘Örgüte finansman sağlamak’ iddiasıyla yargılanan Emre Altun ve Mehmet Arslan’ın tutukluluğunun devamına karar verildi
Tutsaklara para gönderdiği için “örgüte finans sağlamak” iddiasıyla 5 Mayıs’ta gözaltına alınarak tutuklanan Mehmet Arslan, Emre Altun ile ev hapsinde tutulan İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Nihat Göktaş, Deniz Kaplan, İsmail Geçer ve Cevahir Beysülen hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tutsaklara para yatırma
Yargılananların ve avukatların hazır bulunduğu duruşmada savunma yapan Mehmet Arslan, para gönderdiği Gökhan Değirmenci’nin iş arkadaşı olduğunu belirtti. Gökhan Değirmenci ve para yatırdığı Özenç Özdilek’le bir dönem birlikte cezaevinde kaldığını ve arkadaşları olduğunu, cezaevinin nasıl bir şey olduğunu bildiğini belirterek, bunlardan dolayı arkadaşlarına para gönderdiğini söyledi.
Gülcan Taşkıran’ın 20 yıllık arkadaşı olduğunu, bir kaza geçirip hastanede olduğu sırada ona hastane masrafları için para gönderdiğini ifade eden Emre Altan, Hüseyin Gültepe’nin Ceylan Yayınları’nın sahibi olduğunu, onun şirketinin resmi hesabına gönderdiği paranın ise satın aldığı kitap bedeli olduğunu söyledi. Songül adlı arkadaşının cezaevi ziyaretçisi olduğunu, her ziyarette cezaevi idaresine onun için para yatırdığını, bu paranın da kantin alışverişinde kullanıldığını belirtti.
‘Suçsa devlet neden aldı?’
Deniz Kaplan ise para yatırdığı kişiyle CHP’de birlikte çalıştığını ifade ederek, “Cezaevine görüşüne gittim, parayı da orada yatırdım. Suçsa devlet benden bu parayı neden aldı, suçsa neden görüşe kabul edildim?” diye sordu.
Cevahir Beysülen, “Hasan Çağan’la CHP, yönetiminde tanıştım, 2 yıla yakın aynı komisyonlarda görev aldık. Hasan tutuklanınca görüşüne gittik, görüşüne gittiğimizde arkadaşımıza yardım olsun diye yatırdığımız para oldu” dedi.
Utanılacak bir durum
Nihat Göktaş, savunmasında tutsak iki arkadaşına para yatırdığını belirterek, şunalrı söyledi:
“Kenan benim memleketlim, çocukluk arkadaşım. 10 yıldır görüşçüsüyüm, oğlu Özenç’in de görüşçüsüyüm. Görüşe gitmek insani, olması gereken bir durum. Tutuklandığını duyduğumda görüşçüsü olmamı istedi, severek kabul ettim. Bunları suç olarak atfedilmesi utanılacak bir durum.”
İsmail Geçer ise iddianamede yer alan HTS kayıtları ve para gönderim işlemlerinin elektrikçi olduğu için yaptıkları işlerle ilgili olduğunu söyleyerek beraatini talep etti.
Dava ertelendi
Avukatların savunmalarının ardından tutukluluğa ilişkin mütalaa veren iddia makamı, tutukluluk ve adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme, mütalaa doğrultusunda karar vererek duruşmayı 10 Aralık 2025’e erteledi.
Kaynak: MA
