Suriye Geçici Hükümeti ile diyalog sürecini anlatan PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusif, ‘Zorla bütünleşme veya bir tarafın iradesinin diğerine dayatılması yoluyla değil, her iki tarafın iradelerine dayalı bir entegrasyonu hedefliyoruz’ dedi
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi ve Suriye Geçici Hükümeti yürütülen Müzakere Komitesi’nin Eşbaşkanı Foza Yusif, NÛJINHA editörü Sanaa El-Ali’nin sorularını yanıtladı.
Müzakerelerdeki son gelişmeleri ve entegrasyon sürecine dair yaklaşımları değerlendiren Foza Yusif, Kuzey ve Doğu Suriye’deki mevcut yönetimlerin entegrasyon sürecinin bir koşulu olarak feshedilmesinin “kabul edilemez” olduğunu ifade etti.
Şam heyetiyle son yapılan görüşmede valiliklerin yapısı ve yönetim modelinin el alındığını, Şam, Halep ve Humus valileriyle idari yapılanma konusunun detaylı bir şekilde tartışıldığını söyleyen Foza Yusif, askeri ve iç güvenlik heyetlerinin, askeri ve iç güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği üzerine görüşmelerin yürütüldüğünü belirtti:
“Geçtiğimiz dönemde diyaloglarda kayda değer ilerlemeler sağlamaya çalıştık, ancak çeşitli nedenler hedefimize ulaşmamızı engelledi. Her aşamada bu çabalara farklı argümanlarla karşı çıkılsa da, güvenlik ve askeri meseleler diyaloğun en kritik başlıkları olmaya devam ediyor. Şam tarafı her toplantıda yeni bir konuyu gündeme getiriyor; bu durum tartışmaların odağını sürekli değiştiriyor ve bir meseleyi sonuçlandırmadan diğerine geçilmesine yol açıyor. Bu da doğal olarak sürecin verimliliğini olumsuz etkiliyor.”
Türkiye’nin tutumu
Türkiye’nin Suriye’yi kendi bir vilayeti gibi gördüğünü, demokratik bir anayasa arayışında olmadığını ve Suriye’de otoriter bir rejimin tesis edilmesini teşvik ettiğini söyleyen Foza Yusif, bu durumun müzakerelerin önünde de engel olduğunu vurguladı:
“Ayrılık suçlamaları, Türkiye’nin otoriter ve ötekileştirici politikalarını ve bölge toplumlarının haklarını görmezden gelmesini meşrulaştırmak için sürekli kullandığı bir bahanedir. Son 15 yıldır, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin hiçbir zaman ayrılık peşinde olmadığı tüm ülkeler ve uluslararası güçler tarafından açıkça bilinmektedir. Ancak Türkiye, bu konuyu sürekli olarak fanatik görüşlere sahip aktörleri kışkırtmak ve Suriyeliler arasında anlaşmazlık yaratmak amacıyla kullanmaktadır. Baas rejimi döneminden bu yana, diyaloğa ve Geçici Hükümet ile bütünleşme çabalarımıza desteğimizi her fırsatta dile getirdik. Bu suçlamalar, defalarca kullanılan klasik bir Türk taktiği olup, zamanla kışkırtma ve fanatizme yol açmaktadır.”
‘Demokratik entegrasyon için çalışıyoruz’
Zorla bütünleşme veya bir tarafın iradesinin diğerine dayatılması yoluyla değil, her iki tarafın iradelerine dayalı bir entegrasyon hedeflediklerini söyleyen Foza Yusif, Anayasal Beyanname’nin yeniden ele alınması gerektiğini belirtti:
“Demokratik entegrasyon için çalışıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye’de kurumlar ve son dönemde elde edilen kazanımlar mevcut. Bu bütünleşme süreci, her şeyi ortadan kaldırıp sıfırdan başlamak şeklinde olamaz. Suriye vatandaşlarının hayatlarını son dönemde bu kurumlar çerçevesinde örgütlediklerini ve bu kurumların dikkate alınması gerektiğini söylüyoruz. Ayrıca, Şam’ın farklı topluluklarla ortak çalışma deneyimi, kadın hakları, inanç ve din gibi somut konularda da örnek oluşturabilir. Bu alanlarda kaydedilen ilerlemeler, Suriye’nin diğer bölgeleri için de yol gösterici olabilir. Var olan her şeyi baltalamak ve sıfırdan başlamak yanlıştır; bu kabul edilemez. Ancak, üzerinde çalışabileceğimiz ortak konular var ve tüm toplulukların haklarına esnek davranılmalıdır.”
‘Meseleyi Suriyeliler çözmeli’
Dış güçlerin çıkarları tehdit altında olduğunda ülkeyi terk edebileceğini veya Suriye’yi feda edebileceğini birçok kez gördüklerini ifade eden Foza Yusif, bu deneyimlerden ders çıkararak dış güçlere güvenmeden, diyalog ve hoş görüyü esas almak gerektiğini söyledi:
“Öncelikle birbirimizi anlamalı, diyalog ve hoşgörüyü esas almalıyız. Mevcut intikamcı tutum sağlıksızdır ve Suriye, birçok farklı gündem ve uluslararası çatışmanın odağı haline gelmiştir. Stratejik konumu nedeniyle, bölgesel ve uluslararası güçler için bir çatışma merkezi durumundadır. Her zaman vurguladığım gibi, pozisyonumuz kritik öneme sahiptir ve meseleyi dış güçlerin değil, Suriyelilerin çözmesi gerekir. Ancak birbirimizi dışlamaya ve haklarımızı inkar etmeye devam edersek, dış güçler kesinlikle bundan faydalanacak ve amaçlarına ulaşacaktır. Bu bizim davamız ve bunu çözme iradesini göstermeliyiz.”
HABER MERKEZİ









