Ortadoğu’da devrim içerisinde devrim gerçekleştirdiklerini belirten PYD Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Foza Yûsif, ‘Mücadele olmadan baskıyı ortadan kaldıramayız. Sadece 25 Kasım değil her gün bu mücadeleyi büyüterek yol almalıyız’ dedi
Kadınların öncülük ettiği Rojava Devrimi 13 yılı geride bıraktı. Kadınlar öncülüğünde başarıya ulaşan, önce Kuzey ve Doğu Suriye’yi ardından tüm Suriye ve bölgeyi etkisi altına alan Rojava Devrimi, direnen ve ezilen halklara ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Ambargo ve yaşanan tüm saldırılara karşı başta kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimleri, kurdukları yeni yaşama sahip çıkmayı sürdürüyor. Rojava’da kadınlar, bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nü saldırılara karşı kazanımlarını koruma ve kadın örgütlülüğünü büyütme şiarıyla karşılıyor.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Konseyi üyesi Foza Yûsif ile 25 Kasım dolayısıyla kadın öncülüğünde bölgede devam eden inşa ve direnişe dair konuştu.
Kadınlar burada öncü olarak varlar
Devrimin üzerinden geçen 13 yılda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde birçok kazanım elde edildiğini belirten Foza Yûsif, “Devrim içerisinde devrim gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz” dedi. Bugün siyasi, ekonomi, toplumsal, eğitim ve savunma alanda kadınların pek çok role sahip olduğuna dikkat çeken Foza Yûsif, “Kadınlar burada öncü olarak varlar. Özerk Yönetim’de Toplumsal Sözleşme çerçevesinde kadın özgünlüğü savunulmuştur. Özerk Yönetim’de bugün dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir kadın sistemi var. Buna göre, kadınlar toplumun her alanında yetki ve karar alıcı pozisyonda. Eşbaşkanlık sistemi tüm kurumlarda esas alınan bir sistem. Her kurum ve kuruluşta kadınların bulunma oranı yüzde 50’dir. Hatta bazen bu sayı daha fazladır. Erkeklerin işgal ettiği pek çok alanda artık kadınlar söz hakkı sahibi, yetki ve karar mekanizmalarını işleten bir yerde. Bu anlamıyla kadınlar hem kendilerini hem de kimliklerini ortaya koymuş durumda. Bu da ‘Ben de buradayım’ anlamına geliyor. Büyük bir ilerleyiş mevcuttur. Bu yüzden de her anlamda köklü değişim dönüşümlere imza atıldı” diye belirtti.
Direnen kadınlar hedef alınıyor
Ulus-devletlerin erkek zihniyetin bir ürünü olduğunu söyleyen Foza Yûsif, bu sistemin dilinin ise ataerkil olduğunu dile getirdi. Foza Yûsif, bu sistemdeki kanun ve hukukun, ataerkil düzenin sürdürülmesi ve erkek iktidarının daha güçlenmesi için var olduğunu ifade ederek, ekledi: “Bu devletler halkların özgürlüğüne karşıt oldukları kadar kadının da özgürlüğüne karşıdırlar. Erkek iktidarının güçsüzleşmeye ve kadınların güçlenmeye başladığını gördüler ve bunu iktidarlarına bir tehdit olarak gördüler. Çünkü kadının köleliği ve toplumun köleliğini esas alan bir sistemden bahsediyoruz. Onlar baskı rejimlerinde böyle gedikler açılsın istemiyorlar. Bu yüzden de kadın sistemi ya da kadın özgürlüğü, onlar için tehdit oluşturuyor. Eğer kadınlar bir yerde başarırsa diğer sistemlerde de kadınların ayaklanıp, isyan ederek kendi haklarını isteyeceklerini biliyorlar. Bu sebeple kadın özgürlüğünü isteyen, direnen ve öncülük eden kadınları ve sistemini hedef alıyorlar. Özgürlük isteminin önünü kesmek ve kadın devrimini boğmak istiyorlar. Bu yüzden saldırıların hedefi oluyoruz. Hala saldırıların devam ettiğini söyleyebiliriz.”
HTŞ’nin kadın zihniyeti
Beşşar Esad rejimi devrildikten sonra geçici yönetime getirilen HTŞ’nin uygulamalarına değinen Foza Yûsif, “Bugün Suriye’de yürütülen sistem tamamen şekilseldir. Suudi Arabistan ile yürütülen diyaloglarda sadece 1 kadın yer aldı. Bir hükümet kurdular. 20 bakanlıktan sadece 1’inde kadın vardı. Burada 100 kişiden 20’si kadın olacak mesajı verdiler. Ancak daha sonraki adımlarda gördük ki yer yer 100 kişi içerisinde 1 kadın bile olmadı. Bu da, yürütülen politikayı gözler önüne seriyor zaten. Bu hükümetin yürüttüğü politikalara ve çıkardığı kanunlara baktığımızda kadına bir rol verilmediğini, kadının yetki sahibi olmasına dönük bir tahammüllerinin olmadığını net şekilde görüyoruz. Kadınlar belli süre hükümet içerisinde yer aldılar fakat onların da istifa ettiklerini gördük. Her anlamda kadınlar burada baskıyla yüz yüze bırakılıyor. Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar bu anlamda onların ilk hedefleri oluyor. Kadınları teşhir ediyorlar. Ahlaki olmayan pek çok yolla kadınlar hedef alınmaya çalışılıyor. Aşiretler aracılığıyla kadınları çalışmalardan, siyasetten çekip evlere hapsetmek istiyorlar. Kadın özgürlüğüne dönük yürütülen savaşların başında geliyor bu saydıklarımız” ifadelerini kullandı.
Kazanımları korumak
Kazanımları korumak için örgütlenerek çalışmaları büyütmek zorunda olduklarını belirten Foza Yûsif, “Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar anti demokratik pek çok uygulamayla karşı karşıya bırakılmak isteniyor. O yüzden tüm Suriye’de kadın kazanımlarının örgütlenmesi ve büyütülmesi tüm kadınlar açısından elzem gözüküyor. Örgütlü mücadelemiz ve hareketimiz olmazsa ilerleyemeyeceğimizin bilincindeyiz. Direnişimizi, kadın eylemlerimizi (ki bunların içerisine siyasi, hukuki, toplumsal, akademik çalışmalar yer alıyor) büyütmemiz gerekiyor” dedi.
Sözleşme henüz tamamlanmadı
En önemli meselelerden biri olan hukuk olduğunu söyleyen Foza Yûsif, önlerindeki çalışmalardan birinin Kadın Toplumsal Sözleşmesi olduğunu kaydetti. Çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Foza Yûsif, “Henüz sonlandırmadık. Bu çalışmalarımızı Suriyeli kadınların tümünü kapsaması ve onların savunulması için genişletmek üzerine kurduk. Bir raddeye kadar geldik. Şunu söyleyebiliriz ki, bu sürece kadar iyi yol aldık. Ancak hala çalışmalarımız sürüyor. Kendi haklarımızı daimi kılmak için de elimizden geleni yapacağız. Kadınların birbirleri arasında ittifak kurması, aynı stratejiyle yan yana mücadele edebilmesi için bu sözleşmenin yapılmasını zorunlu bulduk. Kadını bir ulus olarak ele alırsak, eğer bu ulus kendi içerisinde anlaşma sağlayamazsa, düşmanına karşı kendi hakkını da savunamaz. Kadın Toplumsal Sözleşme’nin ve kadın devriminin oluşturduğu temelde mümkündür. Sözleşme bitip, ilan edildiğinde başta Kuzey ve Doğu Suriye olmak üzere tüm Suriye’de bir etkisi olacaktır. Kadınların kendi örgütlüğünü nasıl güçlendireceği, kararlarını nasıl alacağı gibi konuları etkileyecektir” diye belirtti.
25 Kasım mesajı
Foza Yûsif’in, 25 Kasım dolayısıyla mesajı ise şu oldu: “Kadınlar, omuz omuza vermeli, birbirini kollamalıdır. Kadının özgürlüğünü esas alan erkekleri de, bu sürece dahil ederek onlarla da ortaklaşmalıyız. Ekolojik kurumlar, özgürlük için mücadele eden kurumlarla da dayanışabilir. Biz kadının özgürlüğünü toplumun özgürlüğüyle bir görüyoruz. O yüzden toplumun tüm kesimlerini kadın mücadelesini yükseltmek için ortak mücadeleye çağırıyoruz. Mücadele olmadan bu baskıyı ortadan kaldıramayız. Sadece 25 Kasım değil her gün bu mücadeleyi büyüterek yol almalıyız.”
Kaynak: MA









