Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Fırat’ın doğusuna operasyon düzenleyeceğiz’ açıklamasını değerlendiren gazeteci Özuğurlu, Türkiye’nin temel hedefinin Kürtlerin kazanımları olduğunu belirterek, “Erdoğan’ın bu açıklaması, Türkiye’yi çok daha zor bir duruma sokabilir” dedi
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri bir operasyonu yerel seçimler öncesi gündeme getirmesinin politik bir amaç taşıdığını belirten gazeteci-yazar Musa Özuğurlu, böylesi bir adımın tetikleyebileceği gelişmelerin Türkiye’yi zor bir duruma sokabileceğini belirtti.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Türkiye’nin böylesi bir adım atması halinde yanıt verileceği mesajı verirken, Pentagon’dan ilk elden “kabul edilemez” açıklaması geldi. Yine Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, operasyona dair “Türkiye ile bütün konularda pozisyonumuz aynı değil” demekle yetinirken, Suriye ise bu gelişmeye dair herhangi bir açıklama gelmiş değil. Bölgeyi yakından takip eden isimlerden biri olan gazeteci-yazar Musa Özuğurlu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerini ve olası bir operasyonun tetikleyeceği gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan Yasin Kobulan’a değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonu 31 Mart yerel seçimleri öncesi gündeme getirmesine değinen Özuğurlu, “Politika, dediğimiz şey bir taşla çok kuş vurma sanatıdır. Böyle bir hamleyi yaparken elbette Erdoğan bunu düşünmüştür. Erdoğan, ABD’nin, Rusya’nın, Suriye’nin tepkilerini, Kürtlerden gelecek tepkileri, aynı şekilde içerden gelecek itirazları da düşünmüştür veya bunun içeride nasıl getirisi olacağını düşünmüştür” değerlendirmesinde bulundu.
‘Türkiye ÖSO’yu kullanabilir’
Mevcut durumda “Bundan sonra ne olacak?” sorusunun önemli olduğunu vurgulayan Özuğurlu, şunları belitti: “Bu sorunun cevabını verebilmek için bir takım verileri değerlendirmek lazım. Bir saldırı olursa hangi unsurlarla yapılacak, ne kadar derinlikte ve genişlikte olacak, hangi merkezler hedef alınacak? Bunların cevabı, aynı zamanda ABD’nin Türkiye’ye yönelik tepkisini de belki belirleyecek olan bir durum. Daha sonrasına bakmak gerekiyor bence. Eğer yerleşim yerlerinin direk hedef alınması söz konusu değilse, bir görüntü vermek için yapılacaksa bu operasyon, ABD sesini çıkarmayabilir. Bir süre daha herhangi bir karşılaşma olmaması için kenarda durabilir. Ama bugüne kadar ABD’nin çok büyük yatırım yaptığı ve ısrarla ‘kabul edilemez’le açıkladığı bir ortamda operasyonun yapılması, ABD’nin buna karşılık vermesi demektir. Bunu doğrudan ABD unsurlarının cevap vereceği anlamında söylemiyorum. Bugüne kadar ABD zaten oradaki askeri stratejisini iki ayaklı kurdu. Birincisi; orada kendisi üstleri ve varlığı ile beraber. İkincisi de işbirliği yaptığı YPG veya daha genel tanımı ile SDG ile karşılık verebilir. Buna karşılık Türkiye’nin de aynı şeyi kullanabileceğini görüyoruz. Doğrudan TSK unsurlarının oraya sokulması yerine -geniş anlamda söylüyorum, yoksa yönlendirecekler olacaktır- askeri güç olarak ÖSO grupları kullanılacak. Öyle bir şey olursa Türkiye bu operasyonu doğrudan yapmış olmayacak aslında. Bütün bunlar soru işareti olarak önümüzde duruyor. Bunların ne şekilde olacağını kimse bilmiyor.”
‘Türkiye’nin hedefi Kürtlerin kazanımları’
Rusya’nın YPG’yi “terör örgütü” olarak tanımlamadığını için Türkiye ile tam anlamıyla bir fikir birliği olduğundan söz edilemeyeceğini kaydeden Özuğurlu, “Suriye’ye dair siyasal çözüm konusunda da iki güç arasında tam bir fikir birliği olmadığını vurguladı. Özuğurlu, “Türkiye’nin oradaki nihai hedefi, Kürtlerin hiçbir şekilde bir kazanım elde etmemeleri. Türkiye bunu kendisine bir tehdit olarak görüyor. Ama Rusya’nın yaklaşımı kültürel ya da başka bir seviyede Suriye’nin yeni oluşumunda Kürtlerin yer alması. Şu sıralarda böyle bir konjonktür olduğu için Rusya ile Türkiye, Kürtler konusunda karşı karşıya gelmiyor. İlerde bu problemin çözüldüğünü ve ABD’nin aradan çıktığını düşünelim. O zaman Rusya ile Türkiye karşı karşıya gelir. Şimdiki konjonktür Rusya’nın Türkiye ile birlikte hareket etmesini sağlıyor. Rusya o açıdan sesini çıkarmıyor. Rusya’nın asıl hedefi, ABD’yi oradan çıkarmak. Dolayısıyla Türkiye’nin ABD’nin varlığına yönelik herhangi bir hamlesine destek verir” dedi.
‘Büyük bir kriz doğabilir’
ABD’nin Afrin’e nazaran bu bölgede doğrudan kendisinin yer alması nedeniyle herhangi bir saldırıda durumun farklı olacağına dikkat çeken Özuğurlu, böyle bir durumda Türkiye’nin ABD ile karşı karşıya geleceğini, bunun ise çok büyük bir krizin doğması anlamına geldiğinin altını çizdi. Özuğurlu, “Bu Türkiye’nin farklı bazı taahhütlerin altına girmesi demektir. Erdoğan’ın bu açıklaması, Türkiye’yi çok daha zor bir duruma sokabilir. Eğer ABD sınırlı ve oradaki YPG varlığını nitelik olarak değiştirmeyecek bir operasyona izin verirse o zaman sorun çıkmaz. Bu görünürde sadece Erdoğan’a içerde güç kazandırır, pratikte herhangi bir değişikliğe gitmez, aynı durum devam eder. Fakat ABD karşı gelirse, karşı gelişinin dozajına bağlı olarak Türkiye’nin durumunu, Erdoğan’ın durumunu o zaman konuşabiliriz” değerlendirmelerinde bulundu.