• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Geleceğe umutla bakabilmek-Aziz Ferman

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
31 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Zaman en çok düşünülen, araştırılan ve tanımı yapılmaya çalışılan kavramların başında gelmektedir. Bu tartışmalar sadece tek bir düşünce alanıyla ilgili değil, insanın düşünme eyleminin tümüne ilişkindir. Çünkü insanın kendini ve dış dünyayı anlama çabasının başından itibaren beliren temel sorunsallıklarından biri zamandır. Zaman ve bunun insana yani topluma uyarlanması olan tarih üzerine kafa yorulması kuşkusuz gündelik hayatın dışında soyut tartışmalar değildir. Tam tersine tarihe dair söylenen her şey aslında hem bugüne hem de geleceğe dair söylenmiş olmaktadır. Geçmiş, şimdi ve geleceğin aktarılması, yorumlanması ve kurgulanması ideolojik kimliğe göre değişmektedir. Bu açıdan tarihten bugüne her ne kadar tarih ve zaman farklı biçimlerde ele alınmış olsa da, bu çabanın özü bu araştırmaların yöneldiği hedeftir.

Devletçi güçler tarihi egemenliklerinin sürekliliğini sağlamak için yorumlar ve bununla toplumu kontrol altına almaya çalışırken, toplumcu güçler hakikati anlama çabasıyla hareket ederler. Kapitalist sistemin ruhu olan pozitivizm tarihi ele almada en iddialı görüş olarak ortaya çıkmıştır. Bilim ve felsefede her şeyin anahtarı olarak keşfettiğini öne sürdüğü özne-nesne ayrımı ve neden-sonuç ilişkisini tarihe uyarlayarak geleceğin de bilgisini kesinkes elde ettiğini iddia etmiştir. Mitolojik tarih bakışı ve dinsel döngüsel tarih anlayışını gerçek dışı ilan ederek sunduğu düz çizgisel ve ilerlemeci tarih anlayışı ile geçmişin ve geleceğin tüm gizemini çözdüğünü ilan eden bu anlayış kuşkusuz sistemi sadece meşrulaştırmıyor, aynı zamanda ‘bilimsel ve kaçınılmaz’ kılıyordu. Egemenlerin tarihine direnmek anlamsızdı çünkü geçmiş, şimdi ve gelecek belirlenmişti. Bugün postmodern görünümle çeşitlense bile muktedirlerin zihniyeti “her şey olacağına varır” kaderciliğidir.

Toplum tarihten, şimdiden ve tabi ki gelecekten dışlanmıştır. Tarihin öznesi büyük insanlar, devletlerdir. Tarihi de geleceği de onlar yazar ve yaratırlar. Toplumun payına düşen ise bugüne katlanmak ve olanları izlemektir. Tüm devletçi güçler kendi tarih bakışlarını bilimsel kılıfıyla topluma sunup ve bu şekilde iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalıştılar, çalışıyorlar. Pozitivizmin bu tarih anlayışı çok etkili oldu, oluyor. Sistem karşıtı en iddialı çıkışlardan biri olan Marksizm’in bu tarih anlayışını ezilenler adına tersine çevirerek de olsa paylaşması zayıf karnını oluşturuyordu. Gelecek her koşulda komünizmin olacaktır desturu ile kabaca ifade edebileceğimiz bu tarih anlayışının 20. yüzyılda ezilenleri motive etmede çok etkili olduğu açıktır. Fakat bu öngörü gerçekleşmedikçe ve reel sosyalizmin yıkılışı ile hayati bir yara alınca, bu anlayış ezilenlerde ciddi bir hayal kırıklığı yarattı. Oysa sürekli yanlışlanan pozitivizmin tarih bakışıydı. Tarihe dair yapılan yeni araştırmaların gösterdiği ve işaret etmemiz gereken temel durum tarihin de geleceğin de kesin, katı olgular temelinde ele alınmasının doğru olmadığıdır. Tarih de gelecek de kimsenin tekelinde olmadığı gibi tek yönlü de ilerlemez. Toplumsallıkla biçimlenen insanların eylemleri ve düşünceleri dünyayı inşa eder.

Toplumsal inşa olumlu olduğu gibi egemenler de icatlarla tahakkümü çeşitlendirebilirler, derinleştirebilir. Kesin olan yegane şey toplumsal mücadelenin değişimleri yarattığıdır. Umudun kaynağı da iyiye, güzele, özgürlüğe, demokrasiye yönelmiş toplumsal hareketlerin sürekliliğidir. Özetlemeye çalıştığımız bu zihniyet çatışmasını günümüzde Türkiye’de çok rahat gözlemleyebiliyoruz. Egemenler tarihi kendine göre yorumlayıp iktidarlarını süsleyip püslüyorlar. Sadece propaganda ile değil, tüm zor araçları ile topluma umutsuzluk pompalıyorlar. Toplumu hiçbir şeyin değişmeyeceğine ikna etmeye çabalıyorlar.

Demokratik güçler ise umudu büyütmek için çalışıyorlar. Seçime ne kadar benzediği tartışmalı olsa da bugün Türkiye’de yerel seçimler gerçekleşiyor. Mevcut hükümetin kendini ezeli ve edebi sunduğu ve bunun hiç değişmeyeceğini ifade ettiği biliniyor.

2023 planları, 2071 projesi gibi argümanlarla kendini geleceğin de sahibi gibi sunuyor. Fakat tarihin böyle işlemediği yüzeysel bir bakışla bile anlaşılabilir. Her fırsatta bu sistemin değişmeyeceğini de ifade ediyorlar. Tarih bunu söyleyip hızla kaybolan iktidarlarla doludur. Bu açıdan sistemin yarattığı umutsuzluk ve siniklik dalgasının yapay bir durum olduğu açıktır. Bugün iktidarın yaratığı atmosfere rağmen umutlu olmak gerekir. Toplumsal mücadele her açıdan sürmektedir. Türkiye toplumu kendine zorla giydirilmeye çalışılan elbiseyi kabul etmiyor.

Demokratik güçler, Kürt halkı, kadınlar, gençler, emekçiler her şeye rağmen mücadele geleneğinin bayrağını taşıyorlar. Bedenlerini toplumsallıkları için feda edenler, açlığı ile direnen binler, yine yeni günü, Newrozu, umudu direnişi kutlamak için alanları dolduran milyonlar, bu umudun kaynağıdır. Özgürlük ve eşitlik mücadelesinin kazanacağını garanti altına alan bu ruhtur. Yoksa doğa kanunları gibi işleyen tarih yasaları değil. Ve umudu büyütmek açısından bugünün, 31 Mart seçimlerinin büyük bir adım olabileceği de açıktır.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Bugün yapılması gereken, 'barışı olmalı mı olmamalı mı?' sorusu etrafında demagoji yapmayı bırakıp 'barışı kim inşa ediyor?' sorusunu sormaktır. Çünkü...

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Unutmayalım ki, bugün geldiğimiz aşamanın yaratıcısı Önder Apo’dur. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne bu kapsamda stratejik adım attıran da Kürt halkını bu...

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Toplumsal değerlere öncülük eden liderlerin duygusal dehaları güçlüdür. Duygusal ve düşünsel zekaları birbirini beslediği gibi dengeler de. Her ikisi arasında...

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Uluslararası siyasetin farklı kulvarlarında, farklı aktörler arasında yeni jeopolitik dizilişler gerçekleşiyor. Dönemin sihirli sözcüğü ise entegrasyon. Kafkasya’dan Akdeniz’e, Lübnan’dan Körfez’e,...

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

İslam adına hareket ettiğini zanneden birkaç kandırılmış kişi ile ABD’nin maşası olan DAİŞ liderleri, dört bir yandan Kürtleri kuşatıp boğmak;...

Demokratik entegrasyon

Komisyon

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
11 Kasım 2025

Siyaset ve basın Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu İmralı’ya gidecek mi, gitmeyecek mi tartışması yapıyor. Neredeyse üzerine bahis oynanacak...

Sonraki Haber

‘Kaybedenler Kulübü’-Zafer Yörük

SON HABERLER

Barışın öznesi kim?

Barışın öznesi kim?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Komisyonun odağı: Nasıl bir süreç yasası?

Yazar: Bedri Adanır
12 Kasım 2025

Lider ve önder kavramı üzerine

Lider ve önder kavramı üzerine

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Suriye’de meşruiyet savaşları 

Entegrasyon krizi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…

Selahattinimizi, Figenimizi bırakın 

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

‘Öcalan’ın çağrısı felaketleri önledi’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
12 Kasım 2025

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Dêrsim’de tepkilere rağmen RES onaylandı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır