Gelecek Partisi Milletvekili Kani Torun, Kürt sorununun Kürtlerin taleplerinin dikkate alınması ve demokratik sistemin güçlendirilmesiyle çözülebileceğini vurguladı
Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze derinleştirilen inkar politikaları, Kürt sorununun daha da büyümesi ve uluslararası bir boyuta evrilmesine neden oldu. 1 Ekim’de Meclis açılış sonrası çözüme dair tartışmalar yeniden başladı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, bu kapsamda iki kez İmralı Adası’nda bulunan cezaevinde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Görüşmeler sonrası Abdullah Öcalan’dan “tarihi bir açıklama” yapılacağı deklere edildi.
Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Kani Torun, yeni süreç tartışmalarına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Mehmet Aslan’a konuştu.
Türkiye’de bir Kürt sorununun olduğunu belirten Kani Torun, “Kürt vatandaşlarımız bir sorun var diyorsa sorun var demektir. Bu sorunu çözmek istiyorsanız bu vatandaşlarımızın taleplerini dikkate almanız lazım. Kimliğin inkarı, anadil konusundaki talepler… Genel olarak kültürel talepler yoğunlaşıyor. Anayasal vatandaşlık konusunda bu konularda adımlar atılması isteniyor. Silah olduğu sürece Türkiye’de otokratik yönetim kurmak isteyen, vesayet rejimi kurmak isteyenlerin eline bir mazeret vermiş oluruz” dedi.
Silah bırakma tartışmaları
“Silahı mazeret olarak gösterenlerin elinden mazeret kalkacak” diyen Kani Torun, “Dolasıyla silahın aradan çıkması çok önemlidir. İmralı Heyeti’nin çalışmaları ve beklediğimiz açıklama, eğer gelirse ve bu açıklamanın gereğini örgüt yerine getirirse, Türkiye’de silah bir yöntem olarak aradan çıkarsa, bütün bu sorunlar demokratik ortamda, özgürce konuşulursa o zaman elinde silah mazereti olanların direnmesi fazla olmaz. Dolasıyla demokratikleşmeye büyük katkısı olur.
Kani Torun, “Örgüt silahlı mücadele ile yapabileceğinin azamisini yaptı. Bu nedenle herhangi bir ön şart ileri sürmeden, bence silah bırakması gerekiyor. Bunun sonrasında güvence demokratik sistemdir. Türkiye’de demokratik sistemin güçlendirmektir. Bu olduğu ölçüde, bu sorunlar da çözülecektir. Ancak silahı bırakanlar için hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Devlet pazarlık yapmıyor. ‘Silahı bırakın, sonra konuşalım’ diyor. Silah ile elde edebileceğinin çok fazlasını silahsız, demokratik yol ile elde edebilir. Silah olmaz ise krimanalize edilebilecek bir şey de olmaz ve konuşularak çözülür. Silah aradan çıktıktan sonra kriminalize etmek isteyen de edemez. Bu gerekçeyi ellerinden almamız lazım” diye konuştu.
‘Devlet adım atmak zorunda kalacak’
“Silah bırakma sonrası devlet adım atmak zorunda kalacak” diyen Kani Torun, “Şu anda var olan halin devam etmesi halinde bunun olma ihtimali de yok. Ama önce bir durumu değiştirelim, denklemin bir tarafı değişirse diğer tarafı değişmek zorunda kalacak. O zaman iktidar da kendi içinde bunu tartışmaya açacak. Muhalefet de gündeme getirecek. Elinde mazeret kalmayacak bu antidemokratik uygulamalar için” dedi.
Kayyım politikalarını değerlendiren Kani Torun, “İktidar zaten geçen seçim döneminde de bu seçim döneminde de kayyım politikasına devam etme niyetindeydi. Bahçeli’nin başlattığı süreç bunu biraz firenledi. Ama devam etme niyetindeler. Burada şöyle bir amaç görüyorum; AK Parti bir önceki süreçte, oy kaybettiği için batıdakilere ‘taviz vermiyoruz’ görüntüsü vermek istiyor. İç siyasete dönük bir hamle bu. Bir taraftan süreç devam ederken bir taraftan baskıcı uygulamaların yapılmasının doğru olmadığını söylüyoruz. Sürece de zarar verebilecek bir şey. Umarım daha fazla devam etmez.” ifadelerini kullandı.
‘Ya benim çözümüm ya ABD’nin’
Abdullah Öcalan “Ya benim çözümüm ya ABD’nin?” vurgusunu değerlendiren Kani Torun, “Söylenen şey ve benim anladığım; Kürtlerin, Arapların ve Türklerin barış içinde yaşayacağı, aralarındaki sorunları demokratik yollar ile halledebilecekleri yeni bir iklim. Diğer yandan ABD’nin tek çözümü vardır, İsrail’in güvenliği. ABD’nin İsrail dışında bölgede herhangi bir kırmızı çizgisi yok. İsrail’in güvenliği için Türkler ile Kürtleri, Türkler ile Arapları, Araplar ile Kürtleri çarpıştırabilir. Onlar için yüzbinlerce, milyonlarca insanın ölmesinin bir kıymeti de yok. Dolasıyla bir bölge insanı olarak, Türkler, Kürtler ve Araplar ile aklımızı başımıza alıp kendi aramızdaki barışçıl bir şekilde çözersek, o zaman ABD de bizi birbirimize düşürüp bölgede kan dökemez” diye konuştu.
Kürt-Türk ittifakı
“Türklerin Anadolu’ya girmesi ile beraber Kürtler ile Türkler arasında bir ittifak kuruldu” diyen Kani Torun, “Bu ittifak zaten cumhuriyeti kurdu. Cumhuriyet kurulduktan sonra bir takım uygulamalar bunu zedeledi. Ama sosyolojik olarak devam ediyor. Halklar arasında bir sorun yok. Alta bir sorun yok. Yukarıyı hal edersek bu ittifak güçlenmiş olur. Küresel güçler her zaman buna karşı çalışabilir. Ancak buna rağmen yapılabilir. Her zaman vardı küresel güçler. Önemli olan biz doğruyu yapalım. Onlar ne düşünüyorsa düşünsün. Karşısında durabiliriz” dedi.
‘Yasa çıkarılması gerekir’
Bu tür konuların komisyona havale edilmeyeceğini belirten Kani Torun, “Bu tür görüşmeler genelde daha ketumiyet içinde ve belli aktörlerin yürüttüğü görüşmelerdir. Meclis’in devreye gireceği zaman gelecek. Nasıl? Bir anlaşma olduktan sonra silahı bırakanlara yönelik bir takım hukuki şeylerde Meclis’in devreye girmesi, yasa çıkarması gerekir. Meclis bu zaman devreye girer. Komisyon, bu tür süreçlerde çok işe yarayan şeyler değil” diye konuştu.
Biz bu süreci başından beri desteklediklerini belirten Kani Torun, “Bu sürecin başarıya ulaşması en büyük dileğimizdir. Bu konularda, Meclis’te her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
HABER MERKEZİ