Kazdağları’nda altın çıkarmayı planlayan Alamos Gold Şirketi’nin doğa tahribatına karşı Su ve Vicdan Nöbeti 3 haftayı aştı. Kazdağları eteklerinde süren Su ve Vicdan Nöbeti’ni çevre köylerden ziyaret etmeye gelenler de var. Her gün çevre köylerden gelen yöre halkı, maden sahasını gördükten sonra nöbet alanında bekleyişlerini sürdürüyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Zemo Ağgöz ve Esra Solin Dal’a konuşan nöbet eylemine ilk günden bu yana gelmeye devam eden Bahriye Duman ve Fevzi Duman çifti de yıllardır yaşadıkları doğanın yok olmasını istemiyor. Fevzi Duman, siyanürle altın çıkarıldığını duyunca nöbet alanına gelmeye başladıklarını belirterek “Havamız, suyumuz, oksijenimiz gitmesin” dedi. Siyanürün bütün halkı, çevreyi etkileyeceğini ifade eden Duman, “Sularımızı zamanla zehire dönüşecek. Özellikle çamların kesilmesine dur demek için geldim. Kullanma sularının Atik Hisar Barajı’ndan sağlanıyor. Zamanla sularımıza siyanür karıştığı zaman zehir akacak. Dünyada en çok oksijen üreten Kazdağları oksijen üretemeyecek” dedi.
Duman, ağaçların kesildiği tepeleri göstererek, “195 bin çam diyorlar. Kolay mı bu çamların tekrar yeşermesi? Devletin görevi, buralara gelip baksın. Cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Gelip yerinde görsün biz zehirlenmek istemiyoruz” diye konuştu.
Yöre halkının tamamının yaşanan doğa katliamına tepki göstermemesini de eleştiren Duman, şunları söyledi: “Bugün köylerde iş bulduk diye seviniyorlar, 10 yıl sona ne olacak burası, çöl olarak bırakacaklar. Kanadalılar parayı alıp gidecek. Yazıktır, günahtır.”
40 senedir bu doğada yaşadığını dile getiren Bahriye Duman da, “Suyumuzu Kazdağları’ndan alıyoruz. Çamların kesilmesine karşıyız. Maden çıkarsa siyanürle her taraf zehirlenecek. Havamız da suyumuz da kirlenecek. Dağlarımız, suyumuz, vatanımız, havamız gidiyor. Yaşam alanlarımız elimizden alınıyor. Durdurulmasını istiyoruz. Böyle olmasın. Devlete çağrı yapıyoruz. Memleket çöle döndü” dedi.
BALIKESİR