• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Gemlik Özgürlük Yürüyüşü ve politikanın kurtuluşu

8 Aralık 2023 Cuma - 11:44
Kategori: Güncel, Manşet
Tecride karşı mücadele çağrısı: ‘Öcalan bizim umudumuzdur’

Özgürlük direnişi, tarihi bir dönemeçten geçiyor. Riskler ve olanaklar iki düşman kardeş gibi büyüyor, serpiliyor. İmralı’da devrede olan egemenin politikası Türkiye ve Kürdistan’a yayılıyor. Kürdistan ve Türkiye İmralılaşıyor. Ama korku ecele fayda etmiyor; İmralı’daki düşünceler kıtaları aşıyor

Cengiz Çiçek*

Özgürlük, bir siyasal talep ve toplumsal mücadele etrafında anlam kazanıyor. Teori ile pratik, yaşam ile politika, hak ile batıl arasında diyalektik ilişkiler kurarak tarihe nakşediyor kendisini. Özgürlük, kuvveden fiile geçmenin de adı oluyor. Özgürlük için ortaya çıkan her eylemin arkasında da milyonları motive eden büyülü bir fikir, olmazsa olmaz bir duygu yatıyor. Eylem fikrin, duygunun politikasının bedenleşmiş hali oluyor. Eylem, soyutu somuta, müphemi belirginliğe, yılgınlığı inanca, olmazı olura dönüştürüyor. Bunun yanı sıra politikleşmemiş duyguların doğal sonucu olarak ortaya çıkan lümpenliğe, liberalizme, sağcılığa ve oblomovculuğa hakikatin devrimci tokadıdır eylem.

18-19 Kasım günlerinde gerçekleştirilen Gemlik Özgürlük Eylemi’nin niteliği de buydu esasında. Dile kolay, çeyrek asırlık bir “zulüm adası”nda yeryüzünün Zeusları işkencelerine devam ediyor. Fakat ada, Zeusların karşısında bir direniş mekanına dönüşüyor. Teslim alma ve direnmenin karşı karşıya geldiği bir arenaya dönüşüyor İmralı. Sadece karşı karşıya gelenlerin değil destekçilerin ve gönül verenlerin de karşılaşması bu. İmralı’daki her imparatorluk uygulaması, “direnen”e gönül verenlerin saflarını ıssızlaştırmayı amaçlıyor. Tıpkı adadaki mutlak ıssızlık gibi. İşte 18-19 Kasım Gemlik Özgürlük Yürüyüşü, geçmişe bir öykünme ya da zamanın bir avuntusu değildi. Yaşanmış olanın toplamını ve an’ın gerekliliklerini, yol haritasını kristalize eden, netleştiren bir tutumdu, irade beyanıydı.

Özgürlüğe yürüyenler

Gemlik, avukatların yıllar yılı İmralı’ya ulaşmak için arşınladığı yoldu. İmralı yolunun karadan deniz aşamasına geçişinin merkeziydi. Deniz sonsuzluktu, enginlikti. Gemlik, dönüş yoluydu; denizin karayla; adalının karanın insanıyla buluşma noktasıydı. Yıllar sonra yürüyenler, yolu tersine çevirenlerdi; “madem ada gelmiyor, biz adaya gideriz, adalı oluruz” diyenlerdi. Belki bedenlerin değil milyonlarca yüreğin yürüyüşüydü Gemlik. Yol, özgürlük yoluydu; yürüyüş, özgürlük yürüyüşüydü. Yürüyüş vefaydı, yoldaşlıktı. Yoldaşlık, yetmezliğin özeleştirisiydi; Prometheus’u işkenceden kurtaran Herakles olmaktı.

İmralı, ölümlülerin “ölümsüzler” karşısındaki cüretinin “cezası” idi. Özgürlük Yürüyüşü de ölümlülerin, ölümsüzlük iksirini aramaktan vazgeçmesiydi. Bu, özgürlüktü, özgürlüğün politikasında buluşmaktı. Özgürlük politikası, yeryüzü tanrılarının ayeti konumundaki hukukun bile adaya giremediği tekinsizliğe başkaldırıdır, isyandır. İmralı’dan Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’ya dayatılan köleliğe, kuşatmaya karşı özgürlüğünün ısrarıdır. Çünkü politika düzenleyicidir, kurucudur. Özgürlük olmadan politika, politika olmadan özgürlük düşünülemez. Dolayısıyla politika hakkı elinden alınanın, özgürlüğü de ortadan kalkar.

Kürt halkı şahsında özgürlük ve dayanışma zihniyetli bütün kesimlerin kolektif değerlerini kırıma uğratmak, kendisi olmaktan çıkarmaktır. Yabancılaştırmaktır mutlak tecrit, çoklu krizlerin davetiyesidir. Yeni ve kurucu olanın dile gelmesini, vücut bulmasını, bilince çıkarılmasını engellemektir. Bu hal, OHAL’dir ve mevcut egemenlik ilişkilerinin, sömürgeci politikaların devamıdır; devrimci politikanın ölümüdür.

Özgürlük Yürüyüşü de uçuruma doğru son sürat giden trenin içindekilerin “imdat frenini çekme” eylemidir. Maurice Merleau-Ponty de, “Gelecekte cahiller okuma yazma bilmeyenler değil, görüntüyü okuyamayanlar olacaktır” derken sanki geçmişten bugünlere, Özgürlük Yürüyüşü eylemine seslenir gibidir. Sömürge olanın umarsızlığı, hâkim ulus olanın arzularının köreltici ortamında gerçekleşen Özgürlük Yürüyüşü de kurtuluşun fotoğrafıdır. Bu fotoğrafta “adsız” milyonlar ve onların “görünmez” emekleri var. O nedenle fotoğraf son derece net ve durudur. Velhasıl kelam; tarihi, konfor alanlarından tespit yapanlar, akıl verenler değil; teoriyi “hareket”li kılanlar ve kararlılıklarıyla yollara düşenler yazıyor. Ve bir kez daha geçmişten bugüne; adı sanı bilinmeyenlerin özgürlüğe yürüyüşünün ağırlığı altında tonla borç birikiyor.

Gemlik’ten portreler: Özgür özne, özgür ülke

Borç birike dursun, Gemlik’te otobanın kenarında yağmur ve fırtınaya karşı özgürlüğe yürüyen kadınlar, Öcalan’ın bahsettiği “kapitalizmin gerçeği yazdırmama ve çarpıtarak teslim alma” girişimine karşı hakikatin ve direnişin adresi oluyor. Ve böylece bir kez daha özgür ülkenin yolu örülüyor. Gemlik yolunda maviyle, yeşille; yağmurla, fırtınayla harmanlanan “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı, sadece özgür ülkenin değil özgür dünyanın kamusal kimliği olarak inşa ediliyor. Meşa Azadiyê ile kadınlar bir kez daha “metaların kraliçesi”, erkekliğin üretim aracı gibi hapsedilmek istendiği kimliklere ve her düzeyde yeniden tesis edilen patriarkaya karşı toplumsal özgürlüğün öncüleri oluyor. Kadınların isyanı, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın şu cümlelerinde bir kez daha yolunu bularak özgürlük politikasına su taşıyor: “Bizler hem tecridin bir rejim haline getirilmesine izin vermeyeceğiz hem de bu ülkede demokrasi, eşitlik ve özgürlüğün tesis edilebilmesi için Sayın Öcalan’ın özgürlüğü sağlanıncaya kadar mücadelemizi yürüteceğiz.”

Bu sözlerden bir gün önce Amed başta olmak üzere Kürdistan’da Özgürlük Yürüyüşü için bir araya gelenler, ablukaya alınıyor.

“Kültürel soykırım kıskacında” olan Kürt halkının siyasi soykırımını hedefliyor. Çöktürmeyle olağan üstü olağanlaşıyor, istisna kurala dönüşüyor. Ayrıca Çöktürme, Dersim’deki “Tertelê Peen” öncesi, dönemin Genelkurmay raporlarında yer verildiği üzere “koloni gibi ele alınmanın” kendisi oluyor. Amaç bellidir: “Kürdistan’da yaprak kımıldamamalıdır, tarih tersine çevrilmelidir.” O nedenle ilk sözü kuran (Öcalan) ile söze katılanlar (Kürt halkı) arasına girerek mutlak bir sessizlik, kendinden kaçışı yaratmak temel hedeftir. Gemlik Yürüyüşü de ilk sözü yere düşürmemenin, ilk söze sahip çıkmanın, ilk sözü kurana yoldaş olmanın yürüyüşüdür. Kurulacaksa sonraki sözler, ilk sözün üzerine söylenmeliydi. Tıpkı kutsal kitapların birinde yazıldığı gibi “başlangıçta söz vardı” ve o söz bugün ezilen milyonların yüreğinde, bilincinde kendin olmaktır, “xwebûn”dur. Xwebûn, zor ile rıza üretmeye çalışan modern imparatorluk karşısında meşruluktur. Neticede haksızlık, zor aygıtlarıyla; hak, meşrulukla üretir kendini. Meşru olan haklıdır; haklı olan devrimcidir; devrimci olan dönüştürücüdür; dönüştürücü olan özgürleştiricidir. O sebeple Gemlik Yürüyüşü özgürleştiricidir ve özgür ülkenin özgür yurttaşlarının eylemidir.

Bitimsiz yürüyüş: Özgürlük

Özgürlük direnişi, tarihi bir dönemeçten geçiyor. Riskler ve olanaklar iki düşman kardeş gibi büyüyor, serpiliyor. İmralı’da devrede olan egemenin politikası Türkiye ve Kürdistan’a yayılıyor. Kürdistan ve Türkiye İmralılaşıyor. Ama korku ecele fayda etmiyor; İmralı’daki düşünceler kıtaları aşıyor. İmralı, Kürdistan oluyor, Türkiye oluyor, Ortadoğu ve dünya oluyor. 74 yaşındaki adalının özgürlüğü için dünyanın 74 merkezinde aynı anda sesler yükseliyor. Halka halka yayılıyor bu sesler; kulaktan kulağa, yürekten yüreğe bitimsiz bir yürüyüşün özgürlük durakları oluyor. Büyük insanlık yeni yaşamın değerlerini yoğuruyor, kendini yaratıyor ve ayağa kalkıyor. Yerin derinliklerinden gelip ayağa kalkanlar, “Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan” sözünü yükleniyor.

Şimdi mi? Şimdi ise olduğu yerde kalamayanların, Özgürlük Yürüyüşü’nü meşalelerle harlamasının zamanıdır. Şimdi yeni yollarla tanışma zamanıdır. Şimdi İmralı kapılarını ardına kadar açma zamanıdır. Şimdi özgürlük zamanıdır. Şimdi Dante’nin söylediği gibi “Sen yolunda yürü. Bırak ne derlerse desinler” özgüvenini ve cesaretini gösterme zamanıdır!

 *Bu yazı PolitikART’tan alınmıştır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ailelerden deprem sonrası İmralı için ‘acil görüşme’ başvurusu

Sonraki Haber

Gazeteci Canözer’in davası mükerrer olduğu için reddedildi

Sonraki Haber
Gazeteci Canözer’in davası mükerrer olduğu için reddedildi

Gazeteci Canözer’in davası mükerrer olduğu için reddedildi

SON HABERLER

El koyma, çökme, ele geçirme

Neden duymayız birbirimizi, neden görmeyiz gerçekleri?

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Muhalefet mi dediniz?

Demokrasi, yurttaşlık, sınıf mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Hak savunuculuğunun bedeli!

Zıtların birliği ve kapımızdaki yeni savaş

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Barışa giden yolda belirsizlikler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

DEM Parti: Mahkeme açıkça suç işliyor

DEM Parti: Mahkeme açıkça suç işliyor

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Demokratik siyaset ve dili

Demokratik siyaset ve dili

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Öcalan’ın çağrısı, süreç ve çağ analizi

Öcalan’ın çağrısı, süreç ve çağ analizi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır