3 Temmuza yaklaşırken İstanbul’da Leman dergisine saldırı yapıldı. Beyoğlu’nda toplanan bir grup dergide çizilen bir karikatürü bahane ederek tehditler savurdular. Her türlü eylemin yasak olduğu bir ilçede bu guruba polis müdahale etmedi ve olanları izlemekle yetindi. Konuşma yapan Büyük Doğu Akıncılar Derneği il başkanı Alper Kaan Aykut ‘’ya onlar ölecek ya biz öleceğiz’’ dedi. Sivas katliamını andıran görüntüler, gerginliği tırmandıran görüntülerdi. Sivas’ta insanları yakan güruhun aynısı Beyoğlu’nda ortaya çıktı. İktidara yakın medya trolleri de ateşe benzin dökerek olayları tenkit edeceğine daha da büyük bir gerginlik yaratma içindeler. Bakalım bu tehditleri savuran kişi hakkında bir işlem yapılacak mı? Bu topraklarda yalnız Müslümanlar yaşamıyor. Müslümanlıktan evvel de burada dini inançları farklı olan toplumlar yaşıyordu. Hiçbir inancın Allah adına insan öldürme yetkisi yoktur. Allah’a inananlar insanlara da saygılı olma zorundadır. Allah’ın huzurunda insanca yaşamanın gerekliliğini yerine getirin. Ülkede birçok sebepten nefes bile alamayacak duruma gelen, geçim sıkıntısından ekmek bile alamayacak hale düşen insanları rahat bırakın. Daha fazla gerginliklere yol açmayın.
Suriye’den gelen haberlerde yaşanan olaylar insanlık adına utanç verici. Suriye hükümetine bağlı güçlerin Alevi katliamına devam ettiği, kadın kaçırma ve karşılığında fidye talep etmeleri hangi dini inanca sığar. Savaşları durdurmak her inancın önemli bir özelliği olmalıdır. Gazze’deki katliamlara karşı gelenler Suriye’deki Alevi katliamlarına da dur demelidir. Suriye geçici hükümetin başında olan kişi dünya devletlerinin terörist olarak bildiği kişidir. Nasıl ki Netanyahu soykırım suçundan yargılanacaksa Şara’da aynı suçtan yargılanmalıdır.
Kürt sorunu için çözüm süreci tam anlamıyla devreye girmedi. DEM parti meclisteki partilerden oluşan bir komisyon kurulması ve meclis tatile girse bile çalışmalara devam etmesini istiyor. Bir yandan mecliste girişimler sürerken Türk ordusu kimyasal bombalarla PKK’ye saldırmaya devam ediyor. Bu saldırılar sürdüğü müddetçe HPG de misilleme eylemlerine devam edeceğini açıkladı. Durumlar böyle olunca da toplum içinde tedirginlik günler geçtikçe artıyor. İktidarın bir an evvel bu konu hakkında adımlar atması beklentisi var. İktidar bir yandan İmralı görüşmeleri ile uğraşırken iktidarda kalmak için de ana muhalefet partisine karşı hukuksuz adımlar atmakta devam ediyor. Bu durumda mecliste oluşacak komisyon ne kadar verimli olacak sorusunu da beraberinde getiriyor. Eğer seçim olacaksa yakın zamanda bu komisyon çözüm çalışmalarına devam edecek mi ya da askıya mı alacak?
Sosyal medyada bir infaz listesi yayınlandı. Bu listeyi kim yayınladı bilinmiyor ama listede adı geçenlerin bazıları sanki bir onur vesikası olarak değerlendirdiler. Çok üzücü bir durum gerçekten. Ulusal birlik konusu gündemdeyken böyle bir listenin ortaya atılmasının nedenini araştırmak gerekir. Bu listenin Kürt birliğine yapılan bir darbe olarak anlamak gerekir. Birlikteliğimize zarar verecek açıklamalardan uzak durmamız gerekiyor. Geleceğe dönük Kürt halkının menfaatlerini düşünerek yazmalı ve konuşulmalıdır. Kürt yetkililer halkın dileklerine kulak vermek zorundadırlar.
