Harran Geri Gönderme Merkezi’nde kalan A.N. isimli mülteci, burada görev yapan bazı yetkililerin işkencesine maruz kaldığını belirtirken, gördüğü baskı ve işkenceler nedeniyle intihara sürüklendiğini ifade etti
Harran Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan sorunlar her geçen gün artarken, Harran Geçici Barınma Merkezi’nde görev yapan ve soyadını öğrenemediğimiz Ömer isimli müdür yardımcısının, kadınlara taciz ve tecavüz tehdidinde bulunduğu iddia edildi.
Güvenlik gerekçesiyle ismi A.N. olarak verilen mülteci, Geri Gönderme Merkezi’nde maruz kaldığı baskı ve işkenceleri anlattı.
İşkence ve kötü muamele
Bir buçuk yıl boyunca geri gönderme merkezlerinde kaldığını belirten A.N., dört farklı geçici barınma merkezinde tutulduğunu ifade etti. A.N., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Son olarak Nizip Geri Gönderme Merkezi’nde iki arkadaşımla beraber kaldım. Orada bize işkence yapıldı. Ancak daha sonra ‘olay aramızda kalsın’ denilerek üzeri kapatıldı. Nizip Geri Gönderme Merkezi’nde yangın çıktığı için birçok sorun yaşandı. Yangından sonra barınma merkezinde bulunan yaklaşık bin kişi spor salonuna götürüldü. Orada bir gün kaldıktan sonra Harran’a gönderildik. Harran’a ulaştığımız andan itibaren işkence ve kötü muamele başladı. Nefret dolu bir şekilde bizimle konuşuyorlardı. Sürekli talimatlarla bizi hizaya sokmaya çalıştılar. Arapça ve Türkçe küfürler ediyorlardı.”
İşkence gördü
A.N., gördüğü kötü muameleye rağmen sessiz kalmak zorunda olduğunu belirtti. A.N., şu ifadeleri kullandı: “Telefonlarımıza el konuldu. Daha sonra ‘Suriye’ye gidecek olanlar gelsin’ dediler. Biz gitmek istemediğimizi söyledik. Çocuğumun maması için kantine gitmek istediğimi belirttim. Ancak buna da izin verilmedi. Daha sonra ailemle birlikte bir konteynere yerleştirildik. İnsanların sorunlarını iletmem için beni görevlendirdiler. Bana ‘çavuş’ diyorlardı. Bir gece, hafta sonuydu, saat gece 24.00 gibiydi. Geri Gönderme Merkezi Müdürü Ömer, iki güvenlik görevlisiyle birlikte konteynerlerin bulunduğu alana geldi. Bir konteynere girdiler ve kadınların yanına gittiklerini gördüm. Bu anı kameraya çektim. Ancak görüntü çektiğimi fark ettiler. Beni konteynerden aldılar ve barınma merkezinin içindeki küçük bir kulübeye götürdüler. Ömer çok sinirliydi, bana küfür etti. Daha sonra coplarla beni dövmeye başladılar. Yaşadığım işkenceyi anlatmaya kelimeler yetmez.”
‘İntihar girişiminde bulundum’
A.N., yaşadığı kötü muamelenin dayanılmaz hale geldiğini belirterek intihara sürüklendiğini söyledi. A.N., “Ömer elleriyle, ayaklarıyla ve copla bana işkence etti. Barınma merkezindeki insanlar yardım etmek istedi, ancak Ömer, ‘Sonunuz onun gibi olur’ diyerek kimsenin müdahale etmesine izin vermedi. Telefonuma el koydular ve görüntüleri sildiler. Daha sonra beni kapalı barınma merkezine götürdüler. Yol boyunca da işkenceye devam ettiler. Kapalı barınma merkezinde iki gün kaldım. Daha sonra beni yeniden konteynere götürdüler. Ancak bu kez başka bir müdür olan S.K. beni her iki günde bir çağırmaya başladı. Sürekli başka görüntülerim olup olmadığını soruyordu. Bana, ‘Seni öldürürsek kimsenin haberi olmaz’ dedi. Bu süreçte yaşadığım baskılar dayanılmaz hale geldi ve Ekim 2024’te intihar girişiminde bulundum” sözlerini kullandı.
‘Korkudan şikayetçi olamadım’
İntihar girişiminden sonra hastaneye götürülen A.N., burada da tehdit edildiğini ifade etti. A.N., “Hastanede doktor bana neden intihar ettiğimi sordu. Ancak benimle birlikte gelen güvenlik görevlisi kolumu sıkarak hiçbir şey söylememem için tehdit etti. Korkudan doktora bir şey söyleyemedim. Jandarma geldiğinde de şikayetçi olmadığımı söyledim. Daha sonra tedavi bittikten sonra barınma merkezine geri götürüldüm. Orada yeniden kapalı barınma merkezine konuldum” dedi.
‘Zorla Suriye’ye göndermeye çalıştı’
A.N., müdür S.K.’nın gece saatlerinde barınma merkezine geldiğini ve taciz olaylarına karıştığını belirtti: “Bir gece S.K.’nın kendi arabasıyla geldiğini gördüm. 4’üncü sokağa girdi ve kadınların yanına gitti. Daha önce S.K.’nın bir kadınla çekilmiş görüntüleri olduğu söyleniyordu. Sürekli beni zorla Suriye’ye göndermeye çalışıyordu. Aynı zamanda başka görüntülerim olup olmadığını da öğrenmek istiyordu.”
Kaynak: Derya Ren / JINNEWS