• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
14 Ağustos 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ertuğrul Kürkçü

‘Gizli’ toplantının açık mesajı

14 Ağustos 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Ertuğrul Kürkçü, Yazarlar
On binlerin yürüyüşü

Adını kimsenin bir kerede hatırlayamayacağı ama “Komisyon” dendiğinde o olduğunu anladığı TBMM komisyonunun “gizli” toplantısı epeyce can sıkıntısı ve kafa karışıklığına yol açtı.
İçinde tartışıldığı kesimlerin, toplulukların doğasına bağlı olarak itirazlar, “PKK’den gizli olmayanın halktan neden gizlendiği” konusunda AKP’den hesap sormaktan başlayıp “DEM Parti biz devletle yürüyoruz diyor ama MİT’le gizli toplantının sosyalistler tarafından meşrulaştırılması da kabul edilemez artık” denerek TİP ve EMEP’e hesap sormaya, DEM’e kara çalmaya kadar yayılıyor. Ancak, “Komisyon”un daha yolun başında MİT, Genel Kurmay, İçişleri parantezine alınmış olmasının her şeyden önce toplumun açık demokratik siyaset talebinin gerçekleşmesi beklentileri açısından tam bir hayal kırıklığı kaynağı olduğuna şüphe yok.

Gerçi, TBMM Başkanına sorarsanız hiç de öyle değil. Numan Kurtuluş “gizli” toplantı kararını gerekçelendirirken yaptığı konuşmada şunları söylemişti: “Tabiri caizse ilk düğme doğru iliklenmiştir. Bundan sonra hem müzakere bakımından hem burada alınacak kararların uygulanması bakımından ortaya konulan bu ittifak ruhunun önemli olduğu kanaatindeyim.”

Kurtulmuş, daha sonra kararı toplantının usule uygun olarak tam kapalılık ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilmesi için milletvekillerinin oylarına sundu.  Sonuç, Kurtulmuş’un beklediği gibiydi: “İttifakla toplantının tam kapalılık ilkesiyle gerçekleştirilmesine karar verilmiştir” dedi.

Kayıtlar toplumun erişimine kapatıldı ama “düğmenin yanlış iliklendiği”ne ilişkin kaygılar dinmedi. Konu, tartışılmaya devam ediyor.  Bunu, günler sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de “gizli toplantı” konusunda devreye girmesinden anlıyoruz. Özel, gazetecilerin sorularını yanıtlarken şunları söyledi: “Toplantıya MİT Müsteşarı yanında uzmanlarıyla geldi ve sunum yaptı. Biz MİT mensubunu yabancı istihbarat örgütlerine deşifre mi edeceğiz orada? […]”

Emek Partisi (EMEP) milletvekili İskender Bayhan’ın’ın önceki günün toplantı tutanaklarına yansıyan Başkan Numan Kurtulmuş’a yönelik beyanı, benzer eleştirilerin “Komisyon”a üye veren diğer partilerde de süre gittiğine işaret ediyor: “[…] özellikle kamuoyunun bilgilendirilmesi ve gündem önerileri içerisinde […] gizli, kapalı toplantıların bile sonuçlarının uygun bir biçimde kamuoyuyla paylaşılabilmesi, Komisyonun halkı ikna etme, bu ülkenin işçilerini, emekçilerini ikna etme diye bir niyeti varsa kaçınılmazdır.”

DEM Parti TBMM Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise “gizli toplantı” konusunu eşyanın tabiatı kapsamında gördüğünü toplantı öncesinde beyan etmişti: “Tabii, güvenlik bürokrasisinin kendi işleyişi var. Örneğin, biz de MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalın’la bir görüşme yaptık. Biz de bunun içeriğini basına anlatmadık. İşin doğası gereği bazı şeylerin biraz daha kapalı kalması gerekiyor. Bu anlamıyla buradaki gizliliği böyle ele almak gerekiyor. […] Bunun yapılmış olmasında problem yok. Ama çok fazla bir gizli toplantı olacağı düşüncesinde değiliz. Bu anlamıyla bir şeffaflık, kamuoyuna açıklık konusunda komisyonun bir sorun olduğunu düşünmüyoruz açıkçası.”

Oysa bir soru/sorun var. Gizliliğin kendisinden önce, gizliliğin mücbir sebebi olarak görüldüğü anlaşılan MİT, Genel Kurmay ve İçişleri Bakanlığı’ndan bütün takım taklavatıyla birlikte kendisini bilfiil bilgilendirmesini “Komisyon” hangi toplantısında ve ne şekilde istemişti? Bu konudaki öneri “Komisyon” üyelerinden gelmemişti. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 8 Ağustostaki ikinci toplantısında MİT Başkanı İbrahim Kalın, Genelkurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in komisyona bilgi vermesi için resmî olarak davet edildiğini açıklamıştı. Söz konusu davetler TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından gündeme getirildi. “Komisyon” tutanaklarında, CHP, DEM Parti veya diğer partilerden gelen bir önerge ya da talebin görüşülmesi sonucunda belirlenmiş bir davet olduğuna dair bir bilgiye yer verilmedi.

Püf noktası da burası. “Komisyon” ikinci toplantısında, müzakere ederek ortaya çıkartmış olmadığı, kendi iradesinin esri olmayan bir Başkanlık önerisiyle bir emrivaki eseri olarak devletin savunma, güvenlik ve istihbarat aygıtıyla bir araya getirildi. Bu toplantının “koreografisi” TBMM Başkanıyla bu organların yöneticileri tarafından Komisyon iradesi dışında kararlaştırıldı ve Komisyon üyeleri arasında daha geniş bir bakış açısıyla bu emrivakiyi kabul etmeyecek olanlar “pişmiş aşa su katmış” olabilecekleri tereddüdüyle baş başa bırakıldılar. Arkası çorap söküğü gibi geldi.

Oysa, bir an için Başkan’ın, “Komisyon”un, ikinci toplantısında bu kurumlardan gelecek/akacak bilgiye ihtiyacı olduğuna dair peşin hükmünün üyelerin hepsince paylaşıldığını varsayacak olsak bile, bu “bilgi”nin Komisyon’a alayüvala ile, merasim törenleriyle, gümbürtüyle bizzat kurumların başları tarafından da değil, “canlarını tehlikeye atacak MİT mensupları”nca Komisyon huzuruna çıkarak verilmesini gerekli kılan ne gibi bir rasyonel olabilirdi.

“Gizlilik” nedeniyle aktarılan “bilgi”nin mahiyetini bilmesek de DEM Parti’yi “PKK uzantısı” olarak gören, CHP’yi “bir kamu güvenliği riski” olarak kodlayan, “sosyalist” partileri “iç tehdit” olarak niteleyen yönergelerin yön verdiği “Çöktürme Harekât Planı”nın müellifi emniyet ve istihbarat oligarşisinin “Komisyon” oturumunda sundukları “bilginin” hangi filtrelerden geçmiş olacağını tasavvur etmek hiç de güç değil.

O nedenle, gerçek bir devlet içi güvenlik brifinginde yer verilmemesi düşünülemeyecek olan “operasyonel istihbarat” kapsamındaki  örneğin, “PKK içindeki örgütsel çözülme, lider kadronun yer değiştirme planları, teslim olma eğilimleri, sınır ötesi kamplardaki son durum (Kandil, Sincar, Mahmur vb.)”, yerleşim yerlerinde mevcut gizli hücrelerin listesi veya istihbarat kaynaklarının konumuna ilişkin hiçbir bilgiye güvenlik bürokrasinin iktidarın hasmı olarak hedef aldığı heyetlerin bulunduğu bu oturumda yer verilmemiş olacağını aklımızla görebiliriz.

“Askerî planlama” kapsamında, olası “silahsızlandırma” adımlarının güvenlik koordinasyonu (silahların toplanacağı yer, zaman, güvenlik birimlerinin konumu), olası provokasyon senaryolarına karşı alınacak önlemler, TSK ile yerel güvenlik güçleri arasındaki koordinasyon planlarına da bu oturumda yer verilmemiş olması aynı mantıkla gene kaçınılmazdır.

Oturumda, “üçüncü ülkeler ve diplomatik temaslar” kapsamında sürece dahil yabancı istihbarat servisleri veya hükümetlerle yürütülen kapalı görüşmeler (ör. Irak, Suriye, ABD, Rusya), Türkiye’nin müzakere ettiği güvenlik garantileri vb. konularına girilmemiş olması da çok doğal.

Kapalı yapılmasına gerek olmayan ama “gizli” etiketi altında daha çok güç gösterisi ve algı yönetimi amacıyla aktarılabilecek halka açık bilgilerin tekrarı kapsamında  zaten medyaya da yansımış olan çatışmasızlık süreci bilgileri (teslim olan grupların sayısı, tahliye edilen bölgeler vb.) ve daha önce kamuya duyurulmuş güvenlik operasyonlarının “arka plan” sunumları oturumda yer almış olabilse de bu bilgilerin milletvekillerine “gizlilik” kaydı altında nakledilmesini gerektiren bir rasyonel gerekçe yok.

Bununla birlikte, TBMM’nin “gösteri toplumu” kapsamında ülke siyasetinde işgal ettiği önemli yer göz önünde tutulursa, bu “gizli toplantı” farfarasının politik bir amaca hizmet ettiği açık: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Anayasal olarak da doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı’na bağlı olan ve ondan ayrı hareket etmesi düşünülemeyecek olan MİT, Genelkurmay ve İçişleri Bakanlığı (Emniyet) daha işe başlarken Komisyon’a baskın yapıp onu çerçevelemiş, devletin güvenlik teşkilatının TBMM hizmetinde değil, rejim hiyerarşisinde TBMM’nin devletin güvenlik teşkilatının altında olduğunu tüm topluma ilan etmiş oldular.

Güvenlikçi yaklaşımda huzur bulanlar için, bu “Komisyon” baskını sürecin sigortası olarak selamlansa yeridir.  Erdoğan böylece “vaka mahalli”ne MİT Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve iki bakanını göndererek konunun “TBMM’ye bırakılamayacak kadar ciddi” yürütme organına dayalı bir çözüm stratejisine bağlı olduğunu vurgulama fırsatını kaçırmamış oldu.  Muhalefet ise, farklı farklı kaygılarla kapalı oturumu ilke olarak reddetmekte zorlandı. Güvenlikçi çözüme yatkın kamuoyu algısı karşısında kapalı oturuma “kategorik olarak” karşı çıkmakta en azından mütereddit kaldı. Rejim böylece, “gizli toplantı” kararının oy birliğiyle geçmesini sağlayarak, gelecekte “hepiniz oradaydınız” diyerek kullanabileceği bir feragatname elde etmiş oldu

Bu sonuçla, barışa susamış, ancak rejime duydukları öfke ve kuşku asla dinmemiş olan Kürt halkı ve barış için şeffaf bir süreç talep eden kesimlerin içine bir kurt daha düştü. Kitle çalışması yürüten DEM Partililerin merkeze gönderdikleri “halkın rejime duyduğu büyük güvensizlik” konulu raporların, bu birleşik kamuoyu algısını “bir avuç Kemalist’in vesvesesi” diyerek küçümsemenin büyük bir aymazlık olacağının en önemli göstergesi olarak akılda tutulması gerekir.

Marksist siyaset ve tarih anlayışının geçerliğine ilişkin çatışan görüşler arasında seyrediyor olması, DEM Parti’nin, meşruiyetleri tarih tarafından bugün de kanıtlanmaya devam eden olgulara müracaatta ısrarına engel sayılmamalı.

8 Kasım 1917’de Bolşeviklerin önderliğinde gerçekleşen Rus Devrimi’nin zaferinin ertesi günü, Devrimci Hükümetin ilk dış politika icraatı Lenin’in hazırladığı ve İkinci Tüm Rusya Kongresince benimsenen Barış Kararnamesi olmuştu. Kararname, “adil, demokratik barış temelinde […] bütün gizli anlaşmaların iptali ve gelecekteki tüm antlaşmaların, tüm halkın gözü önünde, açık olarak müzakere edileceğini” vaat ediyordu. Osmanlı Devleti egemenliğindeki toprakların bu arada Kürdistan’ın da emperyalist güçler arasında paylaşılmasının bugün de yol gösterici ilkesi olmaya devam eden kötü ünlü Sykes-Picot anlaşması Rus Çarlığının gizli kasalarından işte böyle çıkarak ifşa olmuştu.

O gün dendiği gibi “Gizli diplomasi, çıkarlarını korumak için çoğunluğu aldatmaya mecbur olan mülk sahibi azınlığın ihtiyaç duyduğu bir araçtır.”  Kürtler ve Türkiye halkının çoğunluğuysa hakikate ekmek ve su kadar muhtaç yoksul emekçilerdir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Halkın ekmeğidir adalet

Sonraki Haber

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

Sonraki Haber
AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

SON HABERLER

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

SİP/TKP’nin son hezeyanları üzerine

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Ceza, cezaevleri ve ertelemeler

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

AİHM katliamı ‘görmezden’ geldi

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

On binlerin yürüyüşü

‘Gizli’ toplantının açık mesajı

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

Halkın ekmeğidir adalet

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Yalnız ekonomi mi?

Hatasız ülke

Yazar: Yeni Yaşam
14 Ağustos 2025

Zelenski: Putin, savaşı sürdürmek için hazırlık yapıyor

Zelenski: Acil bir ateşkes olmasını umuyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
13 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır