Xelfetî ilçesinde karakol ve emniyette yaşanan işkenceye dair görüntülerin incelenmesi 5 yıldır tamamlanmadı
Riha’nın (Urfa) Xelfetî (Halfeti) ilçesine bağlı Derto kırsal mahallesinde 18 Mayıs 2019 tarihinde gözaltına alınan 55 kişinin Yaylak Jandarma Karakolu ve TEM Şube’de maruz kaldıkları işkencenin üzerinden 6 yıl geçti. Gözaltına alınan kişiler, karakol bahçesinde yüz üstü yatırılarak, sırtlarına postallarla basıldı. Söz konusu şiddete dair fotoğraf karesi basına yansırken, gözaltına alınanlara karşı şiddet TEM Şubesi’de de devam etti. Gözaltına alınan 55 kişiden 24 kişi hakkında işlem yapılırken, yürütülen soruşturma sonrasında 13 kişi tutuklandı. Yurttaşlar, ifadelerinde elektrikli işkenceye maruz kaldıklarını anlattı. Farklı tarihlerde görülen duruşmalarda 13 kişi tahliye edildi. Celal Yıldırım, Cindi Zencirkıran, Ömer Gül ve Vakkas Kılıç “örgüt üyeliği” iddiasıyla verilen cezanın 26 Eylül 2024’te Yargıtay’da onaylanması üzerine tekrar tutuklandı.
Uluslararası gündem oldu
Söz konusu işkence, yaşandığı dönemde Türkiye ve uluslararası boyutta gündem oldu. Uluslararası Af Örgütü “acil” kodla imza kampanyası başlattı. İngiltere Parlamentosu’nda da işkence gündeme geldi. Kamuoyundan gelen tepkiler ve Riha Barosu’nun girişimleri sonucu, TEM Şubesi’nde bulunan bazı polisler hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 3 jandarma personeli tarafından bilirkişi raporu hazırlandı. 12 güne ait olan görüntü, inceleme için işkencenin gerçekleştiği Yaylak Jandarma Karakolu’nda görevli personellere verildi. Jandarma personelleri görüntüler ile ilgili yaptıkları incelemede işkencenin olmadığını ileri sürdü. Avukatların itirazı üzerine görüntüler, Mayıs 2020’de İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderildi. Aradan geçen 5 yıla rağmen hala inceleme tamamlanmadı.
Olayın yaşandığı dönemde baro adına oluşturulan heyette yer alan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şube üyesi Meral Halat, 6 yılda yaşananları anlattı.
‘Fotoğrafla haberdar olduk’
İşkenceye maruz bırakılan 55 kişi içinde çocuk ve kadınların da yer aldığını belirten Meral Halat, “Çeşitli işkencelere maruz kaldılar. Kamuoyuna bir fotoğraf yansıdı ve karakol bahçesinde yere yatırılan insanların sırtlarına postallar ile basıldığı görülüyordu. Bundan sonra biz işkenceden haberdar olduk” dedi.
Kamuoyunun baskısıyla işkenceye dair soruşturma başlatıldığını belirten Meral Halat, “Ancak 6 yıldır devam eden soruşturmada her hangi bir gelişme yaşanmadı. 55 kişiden 13’ü ilk etapta tutuklu yargılandı ve 4 kişi hakkında ‘örgüt üyeliği’ iddiası ile ceza verildi. Bu cezalar Yargıtay tarafından onaylandı. Her ne kadar iki farklı dosya olsa da, bu dosyalar bir biri ile bağlantılı dosyalar. ‘Örgüt üyeliği’ iddiası ile tutuklanan kişiler, ağır işkencelere maruz bırakılan kişilerdir” diye konuştu.
‘Bağımsız inceleme yapılmadı’
Yapılan işkencelere dair görüntülerin Riha Barosu girişimleri ile toplandığının altını çizen Meral Halat, “6 terabaytlık görüntü mevcut. Bu görüntülerin bağımsız bilirkişiler tarafından çözülmesi ve incelemesinin yapılması lazımdı. Fakat bu dosyada ilk bilirkişi raporu işkence yapan jandarmalar tarafından hazırlandı. Bu raporda ‘Yapılan incelemede her hangi bir işkence bulgusuna rastlanılmamıştır’ denildi. İşkencenin üstünün örtbas edildiğine tanık olduk. Bu olayı gerçekleştiren kişiler tarafından hazırlanan rapor dikkate alındı. Biz buna itiraz ettik ve bağımsız kişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettik. Mayıs 2020’de İstanbul ATK’ya görüntüler gönderildi, ancak bu görüntüler aradan geçen 5 yılda incelenemedi. Buna dair savcılık tarafından her hangi somut bir adım atılmadı. Dosya sürüncemede bırakıldı” ifadelerini kullandı.
‘Tespit edilen suçlular cezalandırılmadı’
Kolluğun karıştığı suçlarda yaşanan cezasızlık politikasına dikkati çeken Meral Halat, “İşkence suçunda zaman aşımı yok. Fakat dosyamızda yaklaşık 6 yıldır süren bir soruşturma var ve henüz bir adım atılmış değil. Bu cezasızlık politikasının bir yansımasıdır. İşkence söz konusu olduğu zaman, bunu yapan kollukta, emir veren amir de suçludur. İşkenceye göz yumanlar hakkında da soruşturma açılması gerekiyor. 6 yıl geçmesine rağmen bir kısım kolluk memurunun henüz ifadesinin alınmadığını biliyoruz. Hastanedeki görevli sağlıkçıların da ifadelerinin alınması gerekirken, ifadeler eksik. Toplu bir işkence gibi vahim bir durum söz konusudur. İşkence yapanların cezalandırılamaması durumunda bu topraklarda işkencenin normalleşmesinin önü açılır. ‘Ben işkence yapsam da bir ceza ile karşı karşıya kalmıyorum’ düşüncesi korkutucu. Bu kimsenin can güvenliğinin olmadığını gösterir. Bu dosyanın kamuoyu, özellikle insan hakları alanından çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları tarafından güçlü sahiplenmesi gerek. Suçluların biran önce tespit edilmesi, yargı önüne çıkarılması ve gerekli cezaların verilmesi en öncelikli taleplerimizdir” diye konuştu.
Haber: Emrullah Acar / MA