PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan: Toplumun belleği yok edilmek isteniyor. Hüseyin Gazi Cemevi Dedesi Hüseyin Öz ise projeye topyekûn karşı çıkılmasını istedi
Dersim’in Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözeleri’nin “çevre düzenlemesi” adı altında yapılaşmaya açılmak istenmesine yönelik tepkiler sürüyor. Düzenlemeye dair ajansımıza konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şube Eşbaşkanı Mustafa Karabudak ve Hüseyin Gazi Cemevi Dedesi Hüseyin Öz, projenin toplumun belleğine saldırı olduğunu söyledi.
Politika hep aynı
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, hükümetin bölgede yıllardır benzer politikalar yürüttüğünü söyledi. Kaplan, “Toplumun belleğini yok etmek için onları topraklarından süreceksin, süremezsen diline müdahale edeceksin, diline de müdahale edemiyorsan inancına müdahale edeceksin. Yürütülen politika bu” dedi.
Söz konusu projeyle 1938 yılında Dersim’de gerçekleşen katliam ve göçertme politikaları arasında benzerlik olduğunu belirten Kaplan, “İnsanların kutsal saydıkları mekanları halkın gözleri önünde hiçleştirerek, bir toplumu yok etmeye çalışıyorlar. Munzur Gözeleri Alevi inancında yeri çok farklı bir efsanedir, insanlar gözelerden su alırken bile gülbenkler (dualar) ile alıyor. Suyu içerken, alırken, şifa niyetine hastalara götürürken bile gözelerden izin istenirken, devletin orayı ticari amaçlı düşünüp müdahale etmesi kabul edilecek bir durum değil. Buna karşı ne yapılması gerekirse onu yapacağız” ifadelerini kullandı.
Toprağını ve suyunu sahiplen
Projeye karşı Dersim halkına duyarlı olma çağrısı yapan Kaplan, şunları söyledi: “Dersim halkının toprağına, suyuna sahip çıkması lazım. Yerli halkın yapılacak eylemlere büyük destek vermesi gerekiyor. Bizde kamuoyu oluşturmak ve daha geniş platformlarda tartışılması için elimizden geleni yapacağız. Dersim’e gideceğiz, bugüne kadar hep yanlarında olduk, olmaya devam edeceğiz.”
Tamamen ranta yönelik bir proje
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şube Eşbaşkanı Mustafa Karabudak ise, meselenin iddia edildiği gibi “görüntü kirliliğini gidermek” olmadığını ve asıl yapılmak istenenin Alevilerin diline, tarihine ve inancına saldırı olduğunu belirtti. Karabudak, “Çocuklarımıza ismini verdiğimiz, kurbanlarımızı, niyazlarımızı paylaşıp, barışımızı yaptığımız Munzur Gözeleri şu anda bir rant projesiyle karşı karşıya. Bu inancımızı ve kültürümüzü yok etme projesidir” diye konuştu.
Gözeler halkındır, halk karar verir.
Munzur Gözeleri’nin “Birinci Derece Doğal Sit Alanı ve Milli Park” statüsünde olduğunu kaydeden Karabudak, “Munzur Gözeleri herhangi bir park alanı değildir, bizim inanç merkezimizdir. Orada bir şey yapılacaksa oradaki insanlar, ocaklar karar verir. Yerel halkın böyle bir talebi yok. Ayrıca gözeler sit alanı olarak belirlenmiş ve herhangi bir peyzaj çalışmasına ihtiyacı yoktur. Devletin bir an önce bu projeyi durdurması gerekir” dedi.
Toplumsal bir sorundur
Karabudak, şunları söyledi: “Dersim halkı, pirleri, anaları, inananlarıyla bu projeye karşı durmalıdır. Yapılacak eylemlere en kuvvetli şekilde destek vermelidir. Eylemlerimizle bu projeyi durduracağız. Sadece imza kampanyalarıyla değil, metropollerdeki Alevi örgütleri olarak sivil toplum kuruluşları ve hukuk örgütleriyle kamuoyu oluşturacağız. Bu eylemlere vicdan sahibi herkesi davet ediyoruz. Bu herkesin sorunudur, vicdanlı olan bütün canlar ile hareket etmek istiyoruz. Bizim öncelikli amacımız bu projeyi durdurmak.”
Topyekün karşı çıkılmalı
Ankara’da bulunan Hüseyin Gazi Cemevi Dedesi Hüseyin Öz de, Munzur Gözeleri’ne yapılmak istenen müdahale için şunları söyledi: “Bir inanç bölgesinde ticari amaçlı projeler yapılması doğru değil. Sadece inançsal olarak değil, o bölgenin doğal güzelliklerine de yerel halkın bilgisi dışında müdahale etmek doğru değil. Ne yazık ki devleti yönetenler, bunları hesap etmeden bilinçsizce ticari amaçlı müdahale ediyor. Munzur Baba tarihsel olarak Alevi örgütleri için vazgeçilmez bir dini önderdir. Yerel halk bu projeye topyekûn karşı çıkmalı ve sesini, itirazını yükseltmeli. Çünkü en küçük akarsular üzerinde bile HES projesi yaptılar. Ekolojik tahribatla yörelerin kültürünü hedef aldılar. Bu proje de onların devamı. Bugün gözelere proje yapılsa yarın başka şeylerde yapılır. Bunun için en güçlü şekilde protestolar yapılmalı.”
MA/ANKARA
