Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, 19 Mart’ta başlayan eylemlerde yaşanan polis şiddetini ve hukuksuzlukları raporlaştırdı
19 Mart’ta İBB’ye yönelik gerçekleşen operasyonun ardından iktidarın ülkeyi içine soktuğu duruma karşı başlatılan protestolarda yurttaşların polis saldırısına maruz kalmasını Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi (GSÜ) öğrencileri raporlaştırdı.
Üniversiteliler başta ders boykotu olmak üzere yürüyüş, eylem ve forumlarla iktidara “Artık yeter” derken GSÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri, hazırladıkları raporla şiddete dikkati çekti.
Rapor, orantısız müdahalelerin örneklerinden biri olarak ODTÜ’de yaşanan polis müdahalesini öne çıkardı. Kampüs içerisinde polisin plastik mermi ve biber gazlı müdahalesi nedeniyle birçok öğrenci yaralanırken, kimi öğrencilere de kalıcı hasar bıraktığı tespit edildi. Aynı süreçte kampüs çıkışlarının engellendiği, öğrencilerin adeta kampüste hapsedildiği raporun tespitleri arasında yer aldı.
İstanbul’da ise 19-21 Mart tarihlerinde Saraçhane’de art arda düzenlenen protestolar sırasında, demokrasi ve özgürlük talebiyle eylem yapanlar tazyikli su, biber gazı ve plastik mermiyle karşılaştı. Müdahaleden kaçan öğrencilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasına sığınmak zorunda kaldığı, güvenlik güçlerinin belediye binasını ablukaya aldığı hatırlatılan raporda, Bozdoğan Kemeri önünde yerde savunmasız halde bulunan bir gence yönelik şiddet, “yetki aşımı” ve “insanlık dışı muamele” kapsamında değerlendirildi.
Valilik kararı hukuksuz
Raporda dikkat çeken başka bir unsur ise, İstanbul Valiliği’nin 19-26 Mart tarihleri arasında aldığı genel yasak kararı. Her türlü toplantı, yürüyüş ve basın açıklamasını yasaklayan karar, “kategorik yasak” olarak nitelendiriliyor. Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatlarına göre, bu tür ayrım gözetmeksizin alınan yasak kararları, temel hak ve özgürlüklerin özüne müdahale anlamına geliyor.
Raporda, “Yasak süresince barışçıl toplantılar ile kamu düzenini bozabilecek nitelikteki eylemler arasında ayrım yapılmamış, tüm toplanmalar yasaklanmıştır” ifadesiyle bu uygulamanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu vurgulandı.
Raporda öğrencilerin yalnızca eylem yapılan meydanlarda değil, sonrasında da sistematik baskıyla karşı karşıya kaldığı hatırlatıldı. Bin 133 kişinin gözaltına alındığı eylemlerde, avukatlarla iletişim haklarının engellendiği, nezarethane koşullarının insan onuruna aykırı olduğu ve bazı öğrencilerden uzun süre haber alınamadığı da raporda yer aldı.
Kaynak: BİRGÜN