Partido Obrero Merkez Komite üyesi Guillermo Kane, ‘Kürtler özgür değilse özgürlük ve demokrasi mümkün değildir’ derken, Britanya İşçi Partisi Milletvekili Kate Osamor ise Birleşik Krallığın sürece destek vermesi gerektiğini söyledi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının etkileri sürüyor. Arjantin’de faaliyet yürüten ve Latin Amerika’nın etkili sosyalist hareketlerinden Partido Obrero (PO-İşçi Partisi) Merkez Komite üyesi Guillermo Guillermo Kane, sürece dair değerlendirmelerde bulundu.
Kapitalizm ve emperyalizme karşı mücadele eden halkların birbirinden ayrılamayacağını belirten Guillermo Kane, Filistin halkının direnişiyle Kürt halkının özgürlük mücadelesi arasında doğrudan bir bağ bulunduğunu söyledi. Guillermo Kane, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uzun süredir tutuklu bulunmasını Türkiye’de gerçek bir demokrasinin olmadığının somut göstergesi olduğunun altını çizdi.
CHP’ye tepki
Türkiye’deki demokrasi mücadelesinde muhalefetin durumunu eleştiren Guillermo Kane, özellikle kendisini ana muhalefet partisi olarak konumlandıran CHP’nin kapitalist sömürüyü ve Kürt halkına yönelik ulusal baskıyı aşacak bir toplumsal dönüşüm programı sunmadığını anımsattı. Guillermo Kane “Böylesi bir liderliğin Türkiye’deki tüm ezilen halkları birleştirme kapasitesi sınırlıdır. Çünkü CHP sadece Erdoğan’ın yerini almak isterken, baskının çoğu biçimini olduğu gibi sürdürmeyi hedeflemektedir. Bu sınırlara rağmen, son haftalarda hareketin zayıfladığını görsek de, Erdoğan’a karşı çıkan genç bir kuşak içinde eleştirel bir kitle oluşmuştur. Bu kuşak, Kürt halkının doğal müttefiki olan işçi sınıfıyla birleşmelidir. Bu gelişme çok olumlu ve bu baskıcı rejimin yenilgiye uğratılması yönünde bir adım olabilir. Ancak bir noktada net olmalıyız: Erdoğan rejimi devam ederken gerçekten demokratik seçimler yapılabilir mi? Bizce bu büyük bir soru işaretidir. Muhalefet hapsedilebiliyorsa (Ki Abdullah Öcalan bunun en uzun süreli örneklerinden biridir) ve Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen bir seçim sonucu yargı eliyle iptal ediliyorsa, ortada gerçek bir demokrasi yok demektir. Sokakta güç kazanmaya başlayan bu hareket, eylemlerinden doğru sonuçları çıkarmalıdır” dedi.
‘Ezilenlerin eylemleri meşrudur’
Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei hükümetine rağmen Kürt hareketi heyetlerini Ulusal Kongre’de kabul ettiklerini söyleyen Guillermo Kane, heyete onlarca yıl cezaevlerinde tutulan Abdullah Öcalan’ın ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması talebinde bulunduklarını söyledi. Guillermo Kane, son aylarda da siyasi gösterilerde bulundukları için tutuklanan siyasiler için Buenos Aires’te Türkiye Büyükelçiliği önünde iki kez protesto eylemi gerçekleştirdiklerini anımsatarak, “Ezilen halkların bu baskıcı devletlere karşı yürüttüğü tüm ilerici ve devrimci taleplere yönelik eylemleri meşru görüyoruz” dedi.
‘Modern çağın en büyük örneği’
Kürt halkının mücadelesini büyük ve tarihsel mücadelelerden biri olarak gördüklerini kaydeden Guillermo Kane, “Kürt halkının kurtuluş mücadelesini modern çağın büyük örneklerinden biri olarak tanımlıyoruz. Türkiye’de, İran’da, Irak’ta ve Suriye’de Kürt halkının uğradığı baskı, emperyalist destekli baskıcı devletlerin karakteristiğidir. Bu devletler; işçi sınıfının ve halklarının gerçek demokratik taleplerini bastırmaktadır. Bu durum, Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle birleşebilecek geniş potansiyel ittifaklara kapı aralamaktadır. Bu nedenle mücadele sadece Kürt halkının haklarıyla sınırlı değil, aynı zamanda baskıya uğrayan tüm halkların ve işçi sınıfının birliğini sağlayacak bir yoldur. Bu, bir yönüyle bölgesel bir stratejidir. Kürt halkının verdiği mücadele, özellikle kadınların öncülüğünde yürütülen özgürlük ve eşitlik mücadelesi, tüm dünyada yankı bulmaktadır. Kürt kadınları, Ortadoğu’da kadının özgürleşmesi için örnek bir duruş sergilemektedir. Bu da Kürt halkının mücadelesinin uluslararası dayanışma için neden bu kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle mücadelelerimiz arasında köprüler kurmak büyük önem taşımaktadır. Siyasi sınırlar, mücadelelerin sınırı olmamalı. Biz Arjantin’den, Latin Amerika’dan Kürt halkıyla dayanışma içindeyiz. Çünkü Kürt halkının mücadelesi aynı zamanda bizim de mücadelemizdir” dedi.
YPJ ve Rojava Kadın Devrimi
Guillermo Kane, Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) dünya çapındaki kadın hareketlerine örnek bir mücadele tarzı ortaya koyduğunu ifade ederek, Kürt kadınlarının devrimci süreçlerde öncü bir rol üstlenebileceğini ve erkek egemenliğine karşı kendi özgürlükleri için savaşabileceğini tüm dünyaya gösterdiğini kaydetti. Guillermo Kane, “Rojava’daki kadın devriminin, toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen küresel mücadelenin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, Arjantin’deki kadın hareketiyle birlikte, Kürt kadınlarının haklı mücadelesine destek vermeye çalışıyoruz. Arjantin’de, 8 Mart ve 25 Kasım’da düzenlediğimiz kadın yürüyüşlerinde, Kürt kadınlarıyla dayanışma mesajları verdik. Ayrıca, YPJ’nin ve Kürt kadın hareketinin mücadelelerini görünür kılmak için çeşitli etkinlikler düzenledik. Bizler, enternasyonalist sosyalistler olarak, dünya üzerindeki her kadının özgürlüğü için mücadele eden her yapıyla omuz omuza durmaya hazırız. Kürt kadınları da bu enternasyonal kadın cephesinin öncülerinden biridir. Mücadeleleri sadece Kürt halkı için değil, tüm dünya kadınları için umut kaynağıdır” ifadelerini kullandı.
Uluslararası mücadele çağrısı
Guillermo Kane, devamla şunları belirtti: “Türkiye’de ya da Ortadoğu’da Kürt halkının özgürlüğü olmadan, gerçek bir özgürlük mümkün olmayacak. Türkiye’de Kürtler özgür değilse, Türkiye’de kimse özgür değildir. Ama sadece Kürtler değil; kadınlar da. Kadınlar özgür değilse, hiç kimse özgür değildir. Kürt halkı Türkiye’de özgür değilse, Türkiye’de demokrasi mümkün değildir. Tepkisel demagojilere karşı, dünya işçi sınıfının uluslararası birliğiyle mücadele etmekten başka bir çözüm yoktur. Her ülkede ve dünya genelinde, ulusal ya da etnik köken nedeniyle ezilen halklar arasında hiçbir bölünmeyi kabul etmeden birlikte savaşmak zorundayız.”
‘Eşsiz bir fırsattır’
Britanya İşçi Partisi Milletvekili Kate Osamor da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı ve PKK’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongre kararlarını ANF’ye değerlendirdi.
Kate Osamor, PKK’nin 12. Kongre’yi toplayarak silahsızlanma kararı almasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “On yıllardır süren çatışmalar ve on binlerce can kaybının ardından bu gelişme tarihi bir dönüm noktasıdır. Türkiye ve bölge halkları için kalıcı barışın kapısını aralayabilecek eşsiz bir fırsattır” dedi.
Ancak kalıcı bir barış için tek taraflı adımların yeterli olmayacağını vurgulayan Kate Osamor şunları söyledi:
“Türk hükümetinin de üzerine düşeni yapması ve Kürt halkının temel haklarını güvence altına alacak somut adımlar atması gerekmektedir. Kalıcı barış ve daha müreffeh bir gelecek için Türk hükümetinin siyasi baskılara son vermesi ve Kürt halkının temel haklarını güvence altına alacak somut adımlar atması büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de devam eden siyasi baskıları, özellikle DEM Parti’ye yönelik baskıları kesinlikle doğru bulmuyorum. Tüm bu konuların barış ve müzakere sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınması gerektiğine inanıyorum.”
‘Birleşik Krallık sürece destek vermeli’
“Birleşik Krallık, Kuzey İrlanda’daki ‘Hayırlı Cuma Anlaşması’ sürecinden edindiği tecrübeleri kullanarak Türkiye’deki barış müzakerelerine yapıcı katkı sunmalıdır” diyen Kate Osamor, bu çerçevede Dışişleri Bakanı David Lammy ile görüşeceğini belirterek, Bakan Lammy’nin Türk mevkidaşıyla PKK’nin feshi, Abdullah Öcalan’ın tutukluluğu ve barış müzakerelerine verilebilecek destek konularını görüşüp görüşmediğini soracağını ifade etti.
Kate Osamor sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğim. Birleşik Krallık Parlamentosu’ndaki görevimi, barışın sesi olmak ve Kürt halkının haklarına saygı gösterilmesini sağlamak için kullanacağım.
Bu barış süreci yalnızca Türkiye için değil, bölge istikrarı ve uluslararası hukuk açısından da büyük bir öneme sahiptir. Barışa giden yolda kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir çözümler desteklenmelidir.”
Kaynak: MA
