DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ‘Artık inkar politikalarının, asimilasyon ve dil üzerindeki baskıların tarihe karışmasını istiyoruz’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te konuştu.
Gülistan Kılıç Koçyiğit, konuşmasında, 2014 yılından bu yana Türkiye’de Kürtçe konuşanların, Kürtçe şarkı söyleyenlerin, Kürtçe eğitimi destekleyenlerin uğradıkları saldırılardan örnekler verdi. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bugün bu ülkede Kürt olmak, Kürtçe konuşmak hayatı tehdit eden bir mesele olmaktan hızla çıkarılmalıdır. Bu bir demokrasi ayıbıdır, bir insan hakları ihlalidir, bu bir hakkı yok sayma girişimidir ve büyük bir utançtır. DEM parti olarak artık bu saldırıların sonlandırılması için meclisin gerçekçi, yapıcı ve acil adımlar atması gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz” dedi.
‘Anadilde eğitim hakkı’
Gülistan Kılıç Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti:
Kürtçe bu toprakların en kadim dillerinden birisidir. Her yerde konuşulmalı, öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Yaşanmalıdır, yaşamın dilidir çünkü. Bugün artık farklı bir aşamadayız. Silahların, çatışmaların, acıların, kayıpların geride kaldığı, diyaloğun, karşılıklı güvenin ve demokratik çözüm iradesinin öne çıktığı yeni bir sürecin eşiğindeyiz. Bu fırsatı heba etmeden onarıcı ve yapıcı yaklaşımla geleceği birlikte kurmakla yükümlüyüz. Bugün yurttaşlarımız anadilde eğitim hakkını, kamu hizmetlerine ana dilde erişimi, eşit yurttaşlık temelinde bir yaşamı talep ediyorlar. Bu talepler bir toplumun temel haklarını dillendirmesidir. Kriminalize edilmesi, yok sayılması doğru değildir.
‘Bir halkın dili, onun yaşamıdır’
Artık inkar politikalarının, asimilasyon ve dil üzerindeki baskıların tarihe karışmasını istiyoruz. Demokratikleşme yalnızca siyasal bir tercih değil, aynı zamanda toplumsal barışın, adaletin ve ortak geleceğin zemini olmak zorundadır. Unutmayalım hangi siyasi partiden gelirsek gelelim, çözümün parçası olmak, demokrasiyi güçlendirmek, halklarımızın birlikte eşit ve özgür yaşadığı bir Türkiye inşa etmek için seçildik ve bu mecliste görev yapıyoruz. Amacımız çatışmaların değil diyaloğun konuşulduğu, yasakların değil hakların tanındığı bir ülke yaratmaktır. Buna bu meclisten başlamamız gerekiyor. Kürtçeye sahip çıkmak, aynı zamanda onurumuza sahip çıkmaktır. Bu dili konuşmaktan, öğretmekten, öğrenmekten ve eşit yurttaşlık temelinde bunu yasal olarak istemekten tabii ki vazgeçmeyeceğiz. Bir halkın dili onun onurudur, yaşamıdır. Onurlu yaşam mücadelemizi sonuna kadar yükseltecek, bu yaşamı hep birlikte kuracağız.
ANKARA