• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Gülo Kürtlerin de hikayesi-Ragıp Zarakolu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
13 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kürt-Ermeni-Süryani karmaşık ilişkilerini İsveç’te her gittiğim yöre insanının düğünlerinde hissetmişimdir. Farklı inançtan da olsalar, ortak coğrafyanın, aynı kültürünü, aynı danslarını hatta geleneklerini, hatta aşiret olgusunu paylaşan bu insanlar korkunç bir felaket yaşadı yüz küsur yıl önce. Fail/kurban/bazen ender olsa da kurtarıcı rolünde. Hatta, kıyım Peder Abraham Garris’in “Bote Köyü/13 Günlük Cehennem” (Belge Yayınları 2017) adlı kitabında anlattığı üzere, kıyım sırasında halaya bile duruldu.

Keşke sadece düğünlerde halaya dursalar, o tutkulu danslarını birlikte yapabilselerdi. “Fıllelerin” ferman ile kanı, canı, ırzı ve malı Sultan tarafından “helal” olunduktan sonra, ilkin 1895- 96’da Timurları, Hülagüleri, Cengiz Hanları aratmayan bir kıyım eş zamanlı her yörede başlayan pogromlar yaşandı. 1915’te nihai kıyım yaşandı, adına nihai çözüm denilen. Holokausttan sonra geriye bakan Polonyalı hukukçu Lemkin, bu ayrıksı, ünik vakayı, “ilk soykırım/jenosit” olarak adlandırdı.

Kolay değil, mirliğin, beyliğin, amirallığın, ağalığın binlerce yıllık bir geçmişi vardı Mezopotamya, Vilayet-i Sit’te (ya da Batı Armenia, Bath Narin’de). Aşiret federasyon ve konfederasyonları zor olsa da, sorunlu olsa da birlikte hayatta kalmayı sağlıyordu, farklı etnisite ve inançtan olan aşiretler arasında. Kemal Yalçın’ın bir Süryani ağası olan Şemun Hanne Haydo’nun yaşamını hikayeleştiren kitabı, aynı zamanda binlerce yıllık geleneksel aşiretler arası ilişkinlerin çöküşünün de bir tanıklığı anlamına geliyor. Aynı zamanda Seyfo’dan sonra ayakta kalmanın öyküsü.

Aras Yayınları’ndan çıkan, “Gülizar’ın Kara Düğünü”, (*) bizzat kendisi tarafından anlatılışının doğallığı içinde, Kürt/Ermeni/Süryani aşiretleri arasındaki iç içe geçmiş ilişkiler ağını çok güzel sergiliyor. Sadece katiller, zalimler değil, iyiler de, korucu olmaya çalışanlar da var bu hikayenin içinde. Hem iyi hem kötü olanlar da. Şemun Ağa’nın Beth- Narin’deki öyküsü gibi. Bu öykü sadece Ermeniler açısından değil, Kürtler açısından da bir destan. Gülizar’ın öyküsü, 1877 Rus-Osmanlı Savaşı’ndan sonra son derece ağır yıkıma uğrayan Serhat bölgesinde (**) gittikçe kötüleşen Ermeni/Kürt ilişkilerinin, bunun soykırıma tırmanışının tanıklığı aynı zamanda.

1878 Berlin Anlaşması’nda “Ermeni Reformunun” maddelerden biri olarak gündeme getirilmesinin nedeni, Ermeni toplumunun güvence altına alınması ve savaş nedeniyle uğradığı büyük yıkımın giderilmesi idi. Gülizar’ın öyküsü aynı zamanda, Ermeni toplumundaki uyanışın ve hak arayışının öyküsü. Gülizar’ın Musa Ağa tarafından kaçırılması ilk kez bir direnişle karşılaşır.

Uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği bir davaya konu olur. Biçimsel de olsa Musa Ağa mahkum olur, Medine’ye sürgüne yollanır. Gülizar ise ailesine döner. Gülizar’ın anlatısı kızı Armenuhi Kevonyan tarafından kitaplaştırılır. Burada Musa Bey’in akıbetinin bilinmediği yazılmaktadır. Son dönemlerde Kürt milliyetçiliğinin ve dinciliğinin yükselişi ile Musa Bey yeniden keşfedilmiştir.

Hakkında kitap ve makaleler bile yazılmıştır. İlginç olan bu “yeni” literatürde Gülistan’ın adının geçmemesidir. Her zamanki gibi, kadının adı yok! Musa Bey’in gerek Osmanlı yönetimi gerekse Cumhuriyet dönemi ile iniş çıkışlı, çelişkili ilişkileri olmuştur. Musa Bey ile Mim Kemal Çanakkale’den “Doğu hizmetine” yollandığı esrarengiz yıllarda tanışırlar. (Medine sürgününden kısa süre içinde dönecektir. 1914 yılında yeniden dönmüştür Muş yöresine. Tam Cihat ilanı sonrası…

Tehcir işinde görev almak, Muş ve yöresini “arındırmak” üzere.) Daha sonra Sivas Kongresi’ne çağrılan Kürtlerin temsilcilerinden biridir. Ama daha sonra da Azadi örgütü içinde yer alması nedeniyle başı derde girer, biat ederek kelleyi kurtarır, Şeyh Sait isyanına katılmaya cesaret edemez bu nedenle. Sürülür yine de. Ağrı başkaldırısından sonrasında Suriye’ye geçer, Kamışlı’da ölür. Soykırımdan sağ kalan Ermeni ve Süryaniler, Keldani ve Asuriler ile komşu olarak! Torununun oğlu olan, Salih Mirzabeyoğlu, Necip Fazıl Kısakürek’in öğrencilerinden ve 70’lerde Akıncılar hareketinin kurucularından olur.

1990’larda “Sunni Hizbullahı” olarak anılan İBDA-C ile bağlantılı ve örgütün ideoloğu olduğu gerekçesiyle mahkum olur. Yeniden yargılanarak 23 Nisan 2014 tarihinde hapisten çıkar, ertesi gün 24 Nisan’da RTE tarafından ziyaret edilecektir. 2018 yılında vefat eder, Kısakürek’in yanına gömülür. Salih Mirzabeyoğlu’nun yeni soyadını dayandırdığı, Musa Bey’in kan davasına kurban giden babası Mutki aşiretinin başı Mirza Bey’in Ermeniler ile iyi ilişkiler içinde olduğu söylenir. Keşke babasının yolundan gitseymiş ardından gelenler.

Gülizar’ın evlendiği Keğam Der Garabedyan, 1908 devriminden sonra, Muş Mebusu olur. 24 Nisan tevkifatından ağır derecede hasta olması nedeniyle kurtulur. Meclis Başkanı Ahmet Rıza Bey de dolaylı himayesine alır. Gülizar da tehcirden kıl payı kurtulup İstanbul’a varmayı başarır. Bir yandan da felaket tam başlamışken onun tanığı olur. Keğam ateşkesten kısa süre sonra ölür. Ama bundan önce Meclis’e tehcirle ilgili bir layiha vermeyi başarır. Cenazesi EDF bayrağına sarılı olarak kaldırılır İstanbul’da.

Gülizar da 1947 yılında ölür. Her ikisi aynı mezarda şimdi İstanbul’da. Bu yıl kaybettiğimiz torunu Anahid Ter Minsayan, Muş ve yöresinin tarihini ayrıntıları ile en iyi inceleyen tarihçilerden biri olur. Ermeni Devrimci Hareketi adlı kitabı 1992 yılında Mete Tunçay’ın tercümesi ile yayınlanır. Gülizar’ın hikayesini ilk Sarkis Çerkesyan’dan dinlemişti. Hatta Gülizar’a ilişkin bir kitabı tercüme edip Hrant Dink’e verecekti. (*) Arménouhie Kévonian, Gülizar’ın Kara Düğünü / Bir Kürt beyi tarafından kaçırılan Ermeni kızın gerçek hikayesi, Türkçesi: Aslı Türker – Ece Erbay, Aras Yayıncılık 2015 (**) Bu konuda bak: Arsen Yarman, Palu-Harput 1878 / Palu – Harput 1878 Çarsancak, Çemişgezek, Çapakçur, Erzincan, Hizan ve Civar Bölgeler, 2 cilt Belge Yayınları 2015

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

‘Asgari ücreti reel olarak artıramadık ama biraz sabır üst gelirli ülkeler grubuna girmek üzereyiz’ (!)

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Siyasal iktidarın, 10 milyona yakın (kayıtlı ve kayıtsız) asgari ücretli işçi ve bakmakla yükümlü oldukları aileleri açlık sınırının altında bir...

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Memura emekliye, emekçiye yapılacak zamlar konuşuluyor. Sanki derde deva olacak, insanların alım gücü artacakmış gibi algı yaratılıyor. Hükümet ve kimi...

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini...

2026 için beklentiler

Yazar: Aziz Oruç
25 Aralık 2025

Her yılın sonunda yeni bir yılın başlangıcında insanlar umut içinde isteklerini talep ederler. Yeni sene için de özlemini duyduğumuz konuları...

Sonraki Haber

Mezopotamya Su Forumu-Güner Yanlıç

SON HABERLER

Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı

Yazar: Yeni Yaşam
26 Aralık 2025

Türkiye’de infaz hukukunun çöküşü: 326 tutsak tahliyeden mahrum

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Tuzla’da ölüm düzeni değişmiyor

Yazar: Heval Elçi
26 Aralık 2025

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

2025: Umutlu ama belirsiz bir yıl

Yazar: Aziz Oruç
26 Aralık 2025

Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır